GEREKÇE: Kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte borçlu vekili icra mahkemesine başvurarak, takibin iptal edildiğini (İİK 170/a uyarınca dayanak belgede bono kelimesi geçmediğinden) , bu nedenle icra müdürlüğünden ihtiyati haczin kaldırılmasını talep ettiklerini, icra müdürlüğünün ihtiyati haciz kararının hala ortada olduğunu, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasının Ticaret Mahkemesinin kararı ile mümkün olduğunu, müdürlüğün bu hususta yargılama ve yorumlama yetkisi bulunmadığını, belirterek , hacizlerin kaldırılması taleplerinin reddine, konulan ihtiyati hacizlerin olduğu gibi durdurulmasına (04.12.2020)karar verdiğini, icra müdürlüğünce verilen bu kararın hatalı olduğunu emsal içtihat gereğince takibin iptali kararıyla birlikte icra takibi ortadan kalktığından ihtiyati haczin infazına dair işlemlerinde kendiliğinden hükümsüz hale geleceğini, İİK.nun 264. maddesindeki merasimin tamamlatılmadığını, örneğin 10 gün içinde icra takibine geçilmemiş olması veya dava açılmamış olması...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun örnek 7 ödeme emrinin tebliği üzerine süresinde yetkiye, borca ve faize itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu, alacaklının yetki itirazının kaldırılması talebiyle icra mahkemesine başvurduğu, Mahkemece istemin kabulüne, yetki itirazının kaldırılmasına ve takibin devamına karar verildiği anlaşılmaktadır. Borçlunun icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesinde, yetkiye itirazının yanında borca ve faize de itiraz ettiği görülmektedir....
A.Ş hakkında 100.000,00 TL asıl alacak ile ihtiyati haciz masraf ve vekalet ücreti için 23.06.2020 tarihinde ilamsız icra takibine başlanıldığı, ödeme emrinin borçluya 28.06.2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun süresinde itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, alacaklı tarafından İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2020/121 D.İş sayılı dosyasında verilen ihtiyati haciz kararına istinaden haciz talebinin kabulü ile icra müdürlüğünce haciz tatbik edildiği, davacı tarafça 01.07.2020 tarihinde borca itirazların tekrarlanarak, ihtiyati haczin şartlarının oluşmadığı ve ayrıca borca yetecek miktar teminatın yatırılması halinde hacizlerin kaldırılmasının ve hacizlerin bu teminat üzerinden devam edilmesinin talep edildiği, 06.07.2020 tarihinde 124.417,00 TL teminatın icra dairesine yatırıldığı, mahkemece İİK 266. Madde kapsamında hacizlerin fekkine karar verildiği, alacaklı tarafından karara karşı istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır....
ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun borca itiraz ettiğini beyan ederek borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına ve borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir....
İcra dosyasında takip öncesi faiz istenilmemiş olup toplam kira alacağının hangi kira devresi ve ayına ait olduğu, kira artış farkının ne kadar olduğu itirazları ile faiz miktarı ve başlangıcının gösterilmediğini, davalı tarafından İstanbul 2 icra dairesinin 2020/18960 numaralı dosyasında da kira alacağı takibi yapıldığı, bundan dolayı mükerrer takip yapılması ihtimali, dolayısıyla derdestlik itirazı ise borca itiraz olup örnek 13 ödeme emrinin tebliği üzerinde müddeti içinde icra dairesine bildirilmelidir. Davacı vekilinin de icra dosyasına 07/9/2021 e imza tarihli dilekçesiyle itiraz ettiği görülmüştür. O halde borca itirazın mahkememize bildirilmesinde davacının hukuki bir yararı yoktur. Bu yöndeki itirazın ise usulden reddine karar verilmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davacının İstanbul 24. İcra Müdürlüğü 2021/20685 Esas sayılı dosyasındaki memur muamelesi şikayetinin esastan, borca itirazının ise usulden ayrı ayrı reddine karar verildiği görülmüştür....
İcra ve İflâs Kanunu'nun (İİK) 265,I hükmüne göre, “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir.” Bu hüküm uyarınca ihtiyati hacze itirazı inceleme görevi ihtiyati haciz kararını veren mahkemeye aittir. Somut olayda borçlu vekili bu hükme göre, borç senedindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını belirterek ihtiyati haciz kararına itiraz etmiştir. İhtiyati hacizde, icra takibine başlandıktan sonra icra mahkemesinin görevi, İİK’nın 266’ncı maddesinin 2’nci cümlesinde düzenlenmiştir. Bu hüküm ise ihtiyati hacze itirazı değil, teminat karşılığında ihtiyati haczin kaldırılmasını düzenlemektedir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı 3.kişi T1 vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece verilen kararın yerinde olmadığını, somut olayda memur muamelesinin açıkça TTK m.1364 hükmü gereği kanuna aykırı olup kamu düzenine aykırı bir işlem olmasından dolayı süresiz şikayete tabii olduğunu, ilk derece mahkemesinin başvurularını ihtiyati hacze itiraz olarak değerlendirmesinin hatalı olduğunu, başvurulan ana konunun ihtiyati haciz kararı veren mahkemenin hükmettiği teminata, ihtiyati haciz sebebine itiraz veya teminat karşılığı ihtiyati haczin kaldırılması olmayıp kendiliğinden kalkan ihtiyati haciz kararını uygulayan icra memurunun muamelesini şikayet olduğunu, ihtiyati haczin infazı ile ilgili şikayetlerin infazı yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesine yapıldığını, ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararının yerinde bir karar olmadığını, icra memurunun ihtiyati haciz kararının infazının süresinde istenip istenmediğini resen gözetmek ve eğer ihtiyati haciz kararının infazı süresinde...
İSTİNAF SEBEPLERİ: Karşı yan borçlu vekili; alacaklı tarafından ilamsız takip başlatıldıktan sonra müvekkilce borca itiraz edildiğinden takibin durduğunu, 09.10.2022 tarihinde borca itiraz dilekçesinin davalı/alacaklıya tebliğ edildiğini, İİK 264/2.Maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı neticesinde açılan ilamsız icra takiplerinde borca itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliği sonucunda alacaklının 7 gün içerisinde itirazın iptali veya itirazın kaldırılması davası açılması gerektiğini, somut olayda davalı/alacaklıya 09.10.2022 tarihinde borca itiraz dilekçesi tebliğ edildiğini, buna rağmen davalı/alacaklı tarafından herhangi bir dava açılmadığını, yargılama aşamasında taraflarınca bu husus İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne bildirilmesine rağmen, ihtiyati haciz kararı kaldırılmadığını, ihtiyati haciz kararına itiraz kararının reddi kararının hatalı ve yasaya aykırı olduğunu gösterdiğini ileri sürerek işbu kararın kaldırılarak ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir....
müvekkilleri ve diğer borçlu aleyhine Hatay 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde itirazın iptali davası açıldığını, itirazın iptali davasının davacı müvekkilleri lehine sonuçlandığını, borcu bulunmayan müvekkilleri adına icra dosyasındaki hacizlerin kaldırılması yönündeki taleplerinin müdürlükçe reddedildiğini, itirazın iptali davası ilamının kesinleşme hükümlerine tabi olmayan kararlardan olduğunu, emsal Yargıtay kararları bulunduğunu, borçlunun malı üzerine konulan ihtiyati haczin mahkeme kararı doğrultusunda kendiliğinden hükümsüz kalmış olması gerektiğini beyan ederek, şikayetin kabulü ile Hatay İcra Müdürlüğünün İcra Dairesi'nin 2018/23612 esas sayılı takip dosyasından müvekkili borçluların menkul ve gayrimenkulleri üzerine konulan ihtiyati haczin kaldırılmasına ilişkin taleplerine istinaden icra müdürlüğünce verilen 26/01/2021 tarihli kesinleşmiş mahkeme kararının ibrazı halinde talebin değerlendirilmesi kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, 05/04/2021 tarihli icra memur işleminin şikayet edildiğini ve bunun da süresinde olduğunu belirtmiş ise de, söz konusu memur işleminin de davacı borçlunun ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu iddiasıyla borca itiraz talebinin reddine ilişkin olup, şikayetin özünün de usulsüz ödeme emri tebligatının öğrenme tarihine göre düzeltilmesi ve buna göre borca itirazlarının süresinde kabul edilmesi istemi olduğundan, davacının, usulsüz tebligatı, icra dosyasına sunduğu borca itiraz dilekçesi ile öğrendiği kabul edilerek verilen kararda usulsüzlük bulunmamaktadır....