Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçluların icra mahkemesine başvurusu bu hali ile İİK'nun 168/5 ve 169. maddeleri kapsamında borca itiraz olup, icra mahkemesince aynı Kanun'un 169/a maddesine göre incelenerek sonuçlandırılması gerekir. Takibe itiraz edilmesinden sonra, gerek borçlunun itirazından vazgeçmesi ve gerekse alacaklının itirazı kabul etmesi yahut icra dairesine başvurulup takipten feragat edilmesi tazminat talebinin reddini gerektirmez. Aksinin kabulü halinde itiraz üzerine haklı olmadığını anlayan tarafın talebinden vazgeçmek suretiyle aleyhine tazminata hükmedilmesini engellemesi gibi kabulü mümkün olmayan bir durum ortaya çıkar (HGK'nun 16.10.1996 tarih, 1996/601- 711 ve 21.3.2001 tarih, 2001/266 sayılı kararları). Somut olayda; alacaklının borçlunun borca itirazından sonraki bir tarihte, 30.10.2018 tarihinde, itiraza konu alacak kısmından icra dosyasında feragat ettiği görülmektedir....

Alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle, borçlu murisin 22.11.2015 tarihinde vefat ettiğinin öğrenilmesi üzerine Aydın İcra Müdürlüğü'nün 2018/1347 esas numaralı dosyası ile davacı aleyhine icra takibine geçildiğini, davacıya ödeme emrinin 21.03.2019 tarihinde tebliğ edildiğini ancak davacı tarafından yasal süresi içinde borca itiraz edilmediğini, mirasın reddedildiğine ilişkin mahkeme ilamının icra dairesine sunulmadığını ve takibin kesinleştiğini, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre borçluların mirası reddettikleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz olup, ödeme emri tebliği üzerine yasal sürede yapılması gerektiğini, icra takibi ve devamında uygulanan hacizlerin hukuka uygun olduğunu belirterek şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir....

İcra Müdürlüğünün 2008/9019 esas sayılı dosyasındaki itirazlarının 4.325,56 TL itibariyle iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, kabul edilen asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1.Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalıların Beyoğlu 2.İcra Müdürlüğünün 2008/9019 esas sayılı takip dosyasına yaptıkları itirazın iptalini istemiştir. Davalı ..., icra dosyasına yaptığı itiraz ile icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiştir. Mahkemece, sadece borca itiraz konusunda karar verilmiş olup, icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz konusunda olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir. 2.Bozma nedenine göre, davalı ...'ın sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ...'ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ...'...

    Çorum İcra Müdürlüğünün 2021/17847 Esas sayılı dosyası celp edilmiş, mahkememizde yapılan incelenmesinde: Alacaklısının T2 borçlusunun T1 konusunun toplam 79.948,36TL lik alacak olduğu, borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığı anlaşılmıştır. Mahkemenin 2021/358 Es- 2021/566 Kr. Sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının T1 davalının T2 davanın İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz), dava tarihinin 06/08/2021 olduğu, davacının feragati nedeniyle 27/08/2021 tarihinde davanın reddine dair karar verildiği görülmüştür. Bu takip türünde İK’nun 168.maddesine göre borçlu borca, imzaya ve icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazını 5 gün içerisinde icra mahkemesine yapmak zorundadır. Somut olayda borçlu/davacıya ödeme emri 05/08/2021 tarihinde bizzat imzası karşılığında tebliğ edilmiş ve borca itiraz süresi 10/08/2021 tarihinde dolmuştur. Davacı ise itiraz süresi dolduktan sonra 11/08/2021 tarihinde iş bu davayı açmış olup, dava süresinde değildir....

    a gönderilerek 2012/1146 numarasına kaydı yapılmış, yeniden 02.11.2012 tarihinde davalıya tebliğ edilmiş ve davalı 05.11.2012 tarihinde itiraz etmiştir. Davacı bu itirazın iptalini talep etmiştir. Davacı tarafından ilk icra takibine yetki ve borca ilişkin olarak borçlu tarafından 01.07.2008 tarihinde yapılan itiraz ile takip durmuş ve aynı zamanda KTK 109/son maddesindeki 2 yıllık süre kesilmiştir. Bu tarihten sonra davacı 01.4.2010 tarihinde takibin yenilenmesi istemiş ve bu talep 05.05.2010 tarihinde red edilmiş ise de yetki ve borca itiraz ile ilgili bir karar alınmadan yapılan işlemlerin bir geçerliliği olmadığından zamanaşımını kestiğinden söz edilmez. 01.07.2008 tarihinden sonra geçerli olarak yapılan ilk işlem 19.03.2012 tarihli yetki itirazının kabulü ile dosyanın Kars İcra müdürlüğüne, gönderilmesi talebi olduğundan KTK 109/son maddesindeki 2 yıllık süre geçmiştir. Eldeki davada ceza zamanaşımı süresinin ise uygulanmayacağı da sabittir....

      HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1631 KARAR NO : 2023/685 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : DİDİM(YENİHİSAR) İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/01/2022 NUMARASI : 2020/116 ESAS - 2022/30 KARAR DAVA KONUSU : Borca İtiraz KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı firmanın müvekkil firma aleyhine Didim İcra Müdürlüğü'nün 2020/1092 Esas sayılı dosyasından kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi başlattığını, davalı firma ile müvekkil firma arasında ticari ya da şahsi bir ilişki bulunmadığını, müvekkili firmanın davalıya borcu bulunmadığını, ayrıca takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını, yetki itirazında bulunduklarını, icra takibine, takibe konu senede, borca ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini beyanla icra takibinin iptaline, davalının takip...

      Davalı kendisine yapılan ödeme emrinin tebliği üzerine 05.08.2005 tarihli dilekçesi ile borca itiraz etmiş, itiraz dilekçesi alacaklı vekiline tebliğ edilmemiş, dava ise davacı alacaklı tarafından 24.12.2010 tarihinde açılmıştır. Alacaklı davacı tarafından başlatılan icra takibine karşı davalı borçlu tarafından itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin alacaklı davacı tarafa tebliğ edilmediği, itiraz tebliğ edilmeden hak düşürücü sürenin işlemeye başlamayacağı kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, mahkemece yukarıda açıklanan olgular dikkate alınarak, davanın süresinde açıldığının kabulü ile işin esasına yönelik hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, davacının temyiz itirazının kabulüne karar vermek gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde ilgilisine iadesine, 22.01.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....

        İtiraz dilekçesinde Nevşehir İkinci İcra Müdürlüğünün takip dosya numarasının 2004/755 E. sayısı belirtilerek ve doğru biçimde gösterilmiştir. İcra dosyasında takibin tarafları bellidir. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte borca itiraz llK.nun 169 ve sonraki maddelerine göre yapılıp incelenir. Açıklanan bu niteliği itibari ile itiraz, HUMK.nun 178. maddesinde yazılı dava niteliğini taşımaz. Bu nedenle itiraz dilekçesinde HUMK.nun 179. maddesinde öngörülen koşulların bulunması zorunlu değildir. Bir başka deyişle itirazın incelenmesinde dava prosedürü uygulanmaz. Mahkemece, icra dosyasındaki gerçek alacaklıya tebligat yapılarak başvurunun incelenip sonuçlandırılması gerekir. Aksinin kabulü, itiraz süresi geçeceğinden hak kaybına sebep olur. O halde, işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

          Davalı borçlu vekili cevap dilekçesinde özetle; icra dosyasına 22.12.2020 tarihli dilekçe sunarak borca ve yetkiye itiraz ettiklerini, takibin icra müdürlüğünce durdurulduğunu, itiraz dilekçesinin sonuç kısmında takibe, ödeme emrine, asıl alacağa, borca, işlemiş ve işleyecek faize ve ferilerin tümüne yasal süre içerisinde itiraz ettiklerini belirttiklerini, davanın haksız ve yersiz olduğunu beyanla reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece Mahkemesi; davalı borçlunun 22.12.2020 tarihli borca itiraz dilekçesi içeriğinden ve sonuç bölümünden yetkiye, takibe, ödeme emrine, asıl alacağa, borca, işlemiş ve işleyecek faiz ile ferilerine itiraz ettiğinin açıkça olduğu, bu haliyle borcun tamamına itiraz ettiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar vermiştir....

          DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67. vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir. Davacı, davalı ile aralarında ------ ve cari hesap sözleşmesi sebebiyle ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında davalıya faturanın gönderildiğini, davalının faturaları ödemediğini, fatura alacağı için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiğini, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı, usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmakla, HMK 128. maddesi gereğince, davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmaktadır....

            UYAP Entegrasyonu