Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borca da itiraz ettiği, mahkemece, icra takibinin şekline göre, borçlunun borca itirazlarını icra müdürlüğü yerine icra mahkemesine bildirmesinin gereksiz ve geçersiz bir işlem olduğu, sonuç doğurmayacağı,süresi içinde icra dairesine itiraz edilmediği gerekçesi ile başvurusunun reddine karar verildiği görülmektedir...

    Dava, tüketici kredisinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, davalılar ... bu davada, mahkemenin Yetkisine itiraz ettikleri gibi, söz konusu icra takibinde de, icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmişlerdir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 20.03.2002 gün 13241 Esas, 208 Karar sayılı ilamı ve Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre, hem icra dairesi hem de mahkemenin yetkisine itiraz halinde, itirazın iptali davasına bakan mahkemenin öncelikle takip dosyasında icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi, icra dairesi yetkili ise işin esasını incelemesi, yetkili değilse itirazın iptali davasını, yetkili icra dairesinde takip yapılmaması sebebiyle ortada geçerli bir icra takibi bulunmadığından reddetmesi gereklidir. Zira itirazın iptali davasının görülebilmesi, geçerli bir icra takibinin varlığına bağlıdır....

      Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine girildiğini, davalı- borçlu şirket, işbu İcra takibinde takibe, yetkiye, ödeme emrine, borç, faiz oranına ve işlemiş faize, yetkiye vb. her türlü ferilere itiraz ettiğini, davalı-borçlu şirketin borca haksız ve kötü niyetli olarak alacağın tahsilini uzatmaya matuf itirazı nedeniyle icra takibinin durduğunu, yetki itirazının reddini talep ettikterini, borçlunun İcra Dosyasında Mesnetsiz ve hukuki olarak geçerli olmayan icra dairesinin yetkisine dair soyut yetki itirazının reddini talep ettiklerini, icra takibi davalının ikametgahı adresinde yetkili Bakırköy icra Müdürlüğünde açılmış olup, işbu itirazın iptali davaları yetkili ve görevli Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığını, borca itiraz talebin reddettiklerini, müvekkilinin, davalı borçlu şirketten alacaklı olduğu gerek imzalı-tasdikli cari hesap alacağı belgesinden, gerekse taraflara ait ticari defter kayıtlarının tetkikinden açıkça sübut bulduğunu, müvekkilin alacağı likit olduğundan...

        -YTL.üzerinden iptaline, ödeme emrinde talep edilen işlemiş faiz talebi yerinde görülmediğinden reddine, asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz yürütülmesine hükmolunan miktarın % 40’ı oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı borçlu tarafından icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz edilmiş, ayrıca mahkemenin yetkisine de itirazda bulunulmuştur. Bu durumda mahkemece İİK.nun 50.maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken itirazın iptali davasının koşullarından olan yetkili icra dairesinde ilamsız icra takibi yapılması gerektiği hususu üzerinde durulup incelenmeden işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

          İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır. İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır. b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır....

            Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davalıların icra müdürlüğüne yaptıkları yetki itirazının iptaline ilişkin açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalıların Adana 3. icra müdürlüğünün 2008/7685 Esas sayılı takip dosyasına yapılan itiraz iptalini istemiştir. Davalılar, icra dosyasına yaptıkları itiraz ile icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmişlerdir. Mahkemece, sadece yetki itirazı konusunda karar verilmiş olup, borca aslına yönelik itirazlar konusunda olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir....

              İtirazın iptali davaları, icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardandır. İtirazın iptali davasında, icra dairesinin yetkisine itiraz halinde, yetkili icra dairesinden ödeme emri gönderilmiş olması, HMK'nın 114/2. maddesi anlamında özel bir dava şartıdır. İcra dairesinin yetkisine itiraz bulunduğundan öncelikle İİK'nın 50. maddesi uyarınca icra dairesinin yetkisi konusunda bir karar verilmeli, ardından mahkemenin yetkisi incelenmelidir. (İstanbul BAM 14. HD 2020/1067E., 2022/625K. 26.05.2022) Somut olayda, davalı şirketin merkezinin 'Şişli/İstanbul" adresinde bulunduğu, ödeme emrinin Bakırköy İcra Daireleri üzerinden gönderildiği, borçlu tarafından yetki itirazında bulunulduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, yetkili İstanbul İcra Müdürlüğünden ödeme emri gönderilmeden dava açıldığı anlaşıldığından, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden ret kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                İcra Müdürlüğü'nün 2006/41 Esas sayılı icra dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının borca itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, icra takibine yapılan itirazın iptali ile davalı aleyhine % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, alacağın zamanaşımına uğradığı ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, alacağın davalının 15.03.2001 ve 18.05.2001 son ödeme tarihli elektrik borcundan kaynaklandığı, dava tarihi itibariyle alacağın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından, alacak hakkında 02.01.2006 tarihinde icra takibi başlatıldığı ve zamanaşımının kesildiği belirtilerek temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hakkındadır....

                  Davalı borçlu tarafından aleyhindeki icra takibine hem borç, hem de icra dairesinin yetkisi yönünden itiraz edilmiştir.Bu durumda mahkemece, İİK.nun 50.maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenip, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, itirazın iptali davasının koşullarından olan bu yön üzerinde durulmadan mahkemenin yetkisi yönünden yazılı gerekçeyle karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 08.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi. -KARŞI OY YAZISI- Davalı borçlu, icra dairesinin yetkilisine ve borca itiraz ettikten sonra açılan itirazın iptali davasına bakan mahkemenin yetkisine de itiraz etmiştir....

                    Dava, alacağın tahsili amacıyla yapılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı alacaklı tarafından Bakırköy/İstanbul adresinde başlatılan ilamsız icra takibine, yetki ve esas yönünden yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında, mahkemece, yetkili icra dairesinde takip yapılmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiği ve bu kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, bunun üzerine dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderildiği ve bu icra dairesi tarafından gönderilen ödeme emrine itiraz üzerine, işbu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır. Kesinleşen usule ilişkin Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kararı ilamsız icra takibin ortadan kalkması ve geçersizliği sonucunu doğurmayacağı gibi, aynı alacağa ilişkin İİK 68/1 maddesi uyarınca ikinci bir ilamsız icra takibi yapma olanağı da yoktur....

                      UYAP Entegrasyonu