Davalı/borçlu tarafından hasar bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine 8.411,25-TL hasar bedeli, 767,04-TL gecikmiş gün faizi olmak üzere toplam 9.178,29-TL'nin tahsili amacıyla ... 23. İcra Müdürlüğünün ...E, sayılı takip dosyası ile ilamsız takip yapılmış ve borçluya ... ödeme emri gönderilmiştir. a) Davalı borçlu ...Tic. A.Ş. ödeme emrini tebellüğ ettikten sonra 08/04/2016 tarihinde borca ve icra takibine itiraz etmiştir. Borçlu vekili itirazında; takibe konu borca, borç miktarına, faize, faiz orana ve ferilerine itiraz etmiş, takibin durdurulmasını talep etmiştir. Borçlu kanuni süresi içinde borca itiraz ederek takibi durdurmuş ise de borçlunun itirazı haksız ve dayanaksızdır. Şöyle ki; davalı her ne kadar borcunun bulunmadığını belirtmiş ise de icra takibine konu olan alacağa dayanak hasar bedelidir. Söz konusu hasar/Tar sebebiyle borç tahakkuku ve akabinde de icra takibine geçilmiştir....
İİK'nun 65.maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde söz konusu olur. Borçlunun dilekçesinde gecikmiş itiraz deyimini kullanması, HMK'nun 33.maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile 7201 Sayılı Yasa'nın 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir. Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılabilmesi için aynı Kanun'un 10/2. maddesi gereğince muhatabın bilinen en son adresinin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinin gerçekleşmesi gerekir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, mezkur dairede ikamet etmediği, daireyi boşanma aşamasında olduğu eşi ile çocuğunun kullandığı iddiasının tebliğin geçerliliğine etkili olmadığını, davacı, eşi ile boşanma aşamasında olduğunu söylese de eşi ile resmi olarak halen evli olduğunu, davacının eşi ile aralarında anlaşma olduğu iddiasının üçüncü kişileri, özellikle kiraya vereni hiçbir şekilde hukuken bağlamadığını, kiraya verilen yerin kirasını ödemekle yükümlü olan kişinin kira kontratının kiracısı olduğunu, davacının son bilinen adresinin dosya içeriği ile de sabit olduğu üzere, tebligat adresi olduğunu ve tebligat adresinin davacını kira sözleşmesindeki adresi, mernis adresi ve icra dosyasında belirlenen abonelik sözleşmelerindeki kayıtlı adresi olduğunu, gecikmiş itiraz iddialarının öncelikle davacının tebligatın usulsüzlüğü iddiasında olması sebebiyle, ayrıca yasal sürelere uygun şekilde yapılmış bir gecikmiş itiraz bulunmadığından reddi gerektiğini, gecikmiş itiraz yoluna...
CEVAP Alacaklı cevap dilekçesinde; İİK'nın 65 inci maddesinde sayılan gecikmiş itiraz sebeplerinin sınırlı olduğunu,gecikmiş itirazın üç günlük yasal sürede yapılabilmesi için borçlunun kendi kusuru olmadan ve iradesi dışındaki sebeplerle geçerli ve delillendirilmesi zorunlu mazeretinin bulunması gerektiğini, borçlunun gecikmiş itiraz sebeplerinde bunlardan hiç birisinin bulunmadığını, isim değişikliğinin ne kendisi ne de ... İcra Dairesinin bilebileceğini ya da bilinmesi gereken bir husus olmadığını, takip dosyasında borçluya ödeme emri tebligatının ulaşabilmesi için azami ölçüde tüm yolların denendiğini, tebligatların tümünün usulüne uygun ve geçerli olacak şekilde yapıldığını, borçlunun devamlı surette yıllardır, Amerika'da değil, yurtiçi MERNİS adresi olan, şikayet dilekçesinde davacı kısmının altında yazılı adreste ikamet etmekte olduğunu belirterek şikayetin reddine karar verilmesini istemiştir. III....
İcra Hukuk Mahkemesi'ne borca itiraz davası açtığı 31/08/2020 tarihinde muttali olduğu, ancak bu tarihten itibaren 5 günlük yasal süre geçtikten sonra u davanın açıldığı, dolayısıyla davacı vekilinin gecikmiş itiraz talebi ile usulsüz tebliğ sebebiyle tebligatın iptali talebinin yerinde olmadığı gerekçesi ile "Davacının davasının süreden REDDİNE" karar verilmiştir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı alacaklı şirket tarafından muteriz borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlunun 07.07.2021 tarihinde icra dosyasına borca ve ferilerine itirazlarını içerir dilekçe verdiği, aynı tarihte 06.07.2021 tarihinde İİK’nın 65. maddesi kapsamında gecikmiş itirazının kabulü için dava açtığı, borçlunun itiraz dilekçesi ekinde delil olarak sağlık raporu ibraz ettiği, borçluya çıkartılan ödeme emri tebligatının “muhatabın tebliğ anında tebligat adresinde bulunmaması, işte olması nedeniyle 28.06.2021 tarihinde aynı konutta ikamet eden ...'...
Borçlu tarafından mahkeme kararının temyiz edilmesi üzerine, mahkemenin 09/05/2016 tarih ve 2016/518 E.-2016/345 K. sayılı kararı ile; "kararın kesin olarak verilmiş olduğu görülmekle HUMK 432-426/F maddelerine göre temyiz talebinin reddine" karar verildiği, mahkemenin 06.04.2016 tarihli kararının da dosya üzerinden kesin olarak verildiği görülmekle; borçlunun icra mahkemesine başvuru konusunun, usulsüz tebligat şikayeti ve şikayeti kabul görmez ise gecikmiş itiraz olduğu, bu durumda mahkemenin esasa ilişkin kararının İİK'nun 363. maddesi gereğince miktar ve konu itibariyle temyizi kabil olduğu gibi, dosya üzerinden verilen kararın süresinde temyiz edildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle ... . İcra Hukuk Mahkemesi'nin 09/05/2016 tarih ve 2016/518 E.-2016/345 K. sayılı temyiz talebinin reddine ilişkin ek kararının oybirliği ile kaldırılmasına karar verilerek, ... . İcra Hukuk Mahkemesi'nin 06.04.2016 tarih ve 2016/518 E.-2016/345 K. sayılı kararının temyiz incelemesine geçildi....
Tebligatın usulsüzlüğü gecikmiş itiraz nedeni yapılamaz. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesinde, "tebliğ işlemi, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı usulsüz tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur" düzenlemesine yer verilmiştir. Mahkemece ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 08.10.2010 tarihi olarak düzeltilmesine ilişkin asıl dava yönünden verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte, ilamsız takipte İİK.nun 62/l.maddesi uyarınca her türlü İtirazın yasal yedi günlük süre içinde icra dairesine yapılması gerektiği hususu gözardı edilerek birleşen dava yönünden şikayetin kabulü ile, icra dairesine süresinde yapılmış bir itiraz da olmadığı halde, icra mahkemesine yapılan itirazın reddi yerine yazılı şekilde şikayetin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 13.12.2016 tarih ve 2016/325 E. - 2016/973 K. sayılı kararının 4. paragrafında yer alan "Gecikmiş itirazların kabulü ile süresinde yapılan itiraz nedeniyle icra takibinin durdurulmasına" cümlesinin karar metninden tamamen çıkarılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının davalı aleyhine 8.839,16 TL asıl alacak ve 281,52 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.120,66 TL alacak için icra takibi başlattığı, davalının süresinden sonra gecikmiş itirazda bulunduğu, gecikmiş itirazın icra mahkemesince kabul edildiği, gecikmiş itirazda borca, faize ve ferilerine itiraz edildiği, icra hukuk mahkemesince verilen gecikmiş itiraz kararının kesinleştiği anlaşılmıştır. Tanık ...'ın ifadesinin alınması amacıyla Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, 11/11/2021 tarihli duruşmada tanık; "....Ben davacı ... Mühendislik.....