İİK.’nun 38.maddesi gereğince icra dairesindeki kefaletler ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabi olup; icra kefaletinin geçersizliği nedeniyle iptali istemi yargılamayı gerektirdiğinden, genel mahkemede ileri sürülebilecek bir husus olup, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurularak iptali talep edilemez. Ancak, İİK.'nun 38. maddesi uyarınca ilam hükmünde olan icra kefalet işleminin, ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir. Bu durumda, şikayetçi, icra kefilliğinin iptali hususun incelenmesinin genel mahkemede yargılamayı gerektirdiği ve dar yetkili icra mahkemesinde dinlenemeyeceği açıktır....
vekilleri temyiz etmişlerdir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde Değildir. 2-Davacı lehine vekalet ücretinin nisbi olması gerekip gerekmediği, icra takibi sırasında yapılan ödemeler sebebiyle davaya istirdat davası olarak devam edilip edilemeyeceği konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Somut olayda, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesinin altıncı fıkrasının, menfi tespit davası zamanında tedbir kararı alınmamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edileceği yolundaki hükmünün gözönünde bulundurulması gerekir. Davacı menfi tesbit davası süresince icra takibinin devam ettiğini ve ödemeler yapıldığını iddia etmektedir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, ... 2.Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/130 Esas-2009/970 Karar sayılı dosyası ile sahte olduğu anlaşılan senede dayanılarak davalının giriştiği icra takibi sonucu müvekkilinin maaşından kesintiler yapıldığını ileri sürerek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, takibin durdurularak icranın eski hale iadesine ve sonuçta takibin iptaline, kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekiline cevap dilekçesini sunması için süre verilmiş ancak bu dilekçe dosyaya ibraz edilmemiştir....
KANITLAR: İcra dosyası, vs. KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME : Dava, davacının murisinin borcuna ilişkin mirasçısı sıfatıyla hakkında başlatılan icra takibi sebebiyle borçlu olmadığının tespiti ve yapılan kesintilerin istirdadı taleplidir. Dosyada delil olarak; Bursa 6. İcra Müdürlüğünün 2018/... Esas sayılı takip dosyası, Bursa 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/1010 Esas ve 2019/1516 Karar sayılı dosyası ve sunulan belgeler mevcuttur. Dosya kapsamındaki belgeler incelendiğinde; Bursa 6. İcra Müdürlüğünün 2018/... sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı ... tarafından başlatılmış icra takibi olduğu görülmüştür. Bursa 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/1010 Esas ve 2019/1516 karar sayılı kararının incelenmesinde; davacıların murisi ...'nin mirasının davacı tarafından reddedildiğinin tesciline karar verildiği kararın kesinleştiği görülmüştür. Tüm dosya kapsamıyla; davalı tarafça davacı aleyhine muris ...'nin borcuna istinaden Bursa 6. İcra Müdürlüğünün 2018/......
İstirdat davasında ise esasen iradi bir ödeme söz konusu olmayıp cebri icra tehdidi altında gerçekte borçlu olunmayan bir paranın ödenmesi söz konusudur. Sebepsiz zenginleşmede, zenginleşmenin hukuka uygun bir sebebe dayanmaması gerekirken istirdat davasında böyle bir şart aranmaz. Sebepsiz zenginleşmede, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun illiyet bağı bulunması gerekirken istirdat davasında böyle bir bağ aranmaz. Örnek olarak, geçerli olmayan bir sebeple veya gerçekleşmemiş bir sebeple yapılan bir ödeme sebepsiz zenginleşme sayılırken, icra takibi sonucunda borçlu olmadığı halde ödenen bir para istirdat davası konusu olur....
İstirdat davasında ise esasen iradi bir ödeme söz konusu olmayıp cebri icra tehdidi altında gerçekte borçlu olunmayan bir paranın ödenmesi söz konusudur. Sebepsiz zenginleşmede, zenginleşmenin hukuka uygun bir sebebe dayanmaması gerekirken istirdat davasında böyle bir şart aranmaz. Sebepsiz zenginleşmede, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun illiyet bağı bulunması gerekirken istirdat davasında böyle bir bağ aranmaz. Örnek olarak, geçerli olmayan bir sebeple veya gerçekleşmemiş bir sebeple yapılan bir ödeme sebepsiz zenginleşme sayılırken, icra takibi sonucunda borçlu olmadığı halde ödenen bir para istirdat davası konusu olur....
Karakaş’ın ise 08.10.2001 tarihli, davalı ...’nun ise 08.10.2001 ve 14.04.2003 tarihli sözleşmelerde imzaları bulunmamaktadır. Hal böyle olunca mahkemece öncelikle, icra takibine konu edilen “Ticari İşlek Kredisi”nden doğan alacağın hangi sözleşmeye dayalı olarak kullandırıldığının tespiti ve davalı kefillerin bu krediden doğan sorumluluklarının belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile düzenlenen bilirkişi raporuna göre yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Öte yandan, davalılar 08.10.2001, 14.04.2003 ve 11.02.2005 tarihli kredi sözleşmelerine dayalı başka icra takipleri bulunduğunu ve bunlar için de itirazın iptali davaları açıldığını, bu davaların birlikte görülmesi gerektiğini belirtmişlerdir....
İcra Müdürlüğü'nün 2005/3712 Talimat sayılı dosyasından yapılan hacizde, şikayetçi ...’ın, dosya borcunun 12.372,00 TL’sine icra kefili olmuş ve bu beyanını imzalamıştır. İcra kefaletinin alındığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nın 484.maddesine uygun olarak kefalet tesis edilmiştir. 6098 sayılı TBK ise 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. TBK'nun 583. maddesinin birinci fıkrasına göre; "Kefalet sözleşmesi yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz....
tarihli muvafakat ve eş rıza belgesi altındaki imzaların Raziye Erol'a ait olmadığının tespiti için dosyanın imza bilirkişisine gönderilmesi ve neticesinde protokolün kesin hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir....
a davalının kefaletiyle 18/09/2012 tarihli ve 90.000,00.- TL limitli genel kredi sözleşmesiyle kredi kullandırdığını, kredinin geri ödemesinin yapılmadığını, hesabın kat edildiğini ve İzmir ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. ( dava dilekçesinde sehven icra numarası ... yazılmıştır. ) sayılı icra takip dosyasıyla icra takibi yaptıklarını, davalı kefilin kefaletinin kat ihtarnamesinde belirtilen “araç kredisi ve business kart” kredilerini kapsamadığını, sadece ihtarnamenin 1,2,4. maddelerinde belirtilen taksitli ticari kredi ve esnek ticari kredi kısımlarını kapsadığını, davalının takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu, itirazın haksız olduğunu, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına ve %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. GEREKÇE: Davalı asil cevap dilekçesinde özetle; davaya konu olan davacı bankanın ......