Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; alacaklının icra mahkemesine başvurusunun icra memur işleminin iptali istemine yönelik şikayet niteliğinde olduğu, şikayetçi alacaklının iddiasına, dayandığı belgelere, ödeme emrinin tebliği üzerine yasal 7 günlük süresi içinde davalı borçlu tarafından takip dosyasına sunulan dilekçe içeriğine, icra memurunun şikayete konu işlemlerinin İİK'nın 62. ve 66. maddelerine uygun olmasına göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi alacaklı temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Şikayetçi alacaklı temyiz dilekçesinde; davalı borçlunun ödeme emrinin tebliği üzerine İcra Müdürlüğüne verdiği dilekçesinde borca itiraz beyanında bulunulmadığını, “.......

    İcra emri tebliğinin usulsüz olması sebebiyle tebliğ tarihinin belirlenmesi gerektiği yönündeki istinaf sebebinin incelenmesinde; Şikayetçi tarafça icra emri tebliğinin usulsüz olduğu belirtilerek, şikayet dilekçesinin netice talep kısmında icra emri ve takibin iptali talebinin yanında tebligatın iptalinin de istendiği, mahkemece icra emri tebliğinin usulsüz olduğunun kabul edildiği ancak buna ilişkin bir hüküm kurulmadığı, takibin ve icra emrinin iptaline yönelik şikayete ilişkin kısmen kabul kararı verildiği görülmektedir....

    Mahkemece borçlu ilamda vekille temsil edildiği halde, vekil yerine asile icra emrinin tebliğ edilmesinin yasal düzenlemelere aykırı bulunduğu gerekçesiyle icra emrinin iptaline karar verilmiş, alacaklı vekilince karar temyiz edilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanununun 11, Avukatlık Kanununun 41 ve HUMK.nun 62-68. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur. Somut olayda takip dayanağı ilamda borçlunun vekili ile temsil edilmesi nedeniyle icra takibinde tebliğ işleminin adı geçen vekiline yapılması gerekmektedir. Mahkemenin yukarıdaki kuralı açıklayan gerekçesi yasaya uygundur. Ancak, icra emrinin borçlu asile tebliğ edilmesinden sonra, borçlu vekilinin yasal süresi içerisinde İcra Mahkemesine başvurarak, tebligatın asile gönderildiğinden bahisle, icra emrinin iptal istemi yanında, takibin esası ile ilgili şikayetlerini de ileri sürüldüğünden artık icra emrinin iptalini istemekte hukuki yararının kalmadığının kabulü gerekir....

      İcra Müdürlüğünün 2013/5347 esas sayılı dosyası ile sıra cetveli yapıldığını ancak 1. sırada yer alan ... İcra Müdürlüğünün 2013/5347 esas sayılı dosyasında ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ edildiğini ve bu nedenle bu dosyada haczin kesinleşmediğini, davalı ile aynı gün ihtiyati haciz tatbik edilmiş olması nedeni ile garameten paylaşım yapılması gerektiğini ileri sürerek sıra cetvelinin iptalini talep ve dava etmiştir. Şikayet olunan davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; ......

        Somut olayda; takip konusu itirazın iptali ilamında asıl alacağa ve fer'ilerine yönelik itirazın iptali ile asıl alacak üzerinden ve takip tarihinden itibaren faiz yürütülerek takibin devamına, asıl alacak olan 7042,00 TL üzerinden icra inkar tazminatına ve yargılama giderine hükmedilmiş olup, icra emrinde ise 7042,00 TL asıl alacak, icra inkar tazminatı, yargılama gideri ve işlemiş faizleri ile birlikte 57,73 TL noter ihtarname masrafı talep edilmiştir. Mahkemenin itirazın iptali ilamında 7042,00 TL asıl alacak ile 57,73 TL noter ihtarname masrafının tahsiline dair hüküm bulunmadığından, diğer bir anlatımla bu kalemlere yönelik ilamda eda hükmü olmadığından icra emri ile talep olunamayacağı yönündeki gerekçesi doğru ise de; şikayet sadece asıl alacak ve noter ihtarname masrafı için yapılmış olup bu alacak kalemleri ve faizleri için icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken talep aşılarak icra emrinin tümden iptaline karar verilmesi doğru değildir....

          Davalı alacaklı tarafından borçlular Sıddık Dönmez ve T1 aleyhine Örnek No:7 ödeme emri tebliğ edilmek sureti ile ilamsız icra takibi yapılmış, davacı borçlu T1'a ödeme emri 24/01/2019 tarihinde tebliğ edilmiş, 08/02/2019 tarihinde açılan dava ile ödeme emri ekinde takip dayanağı belgenin tebliğ edilmediği, istenen faizin fahiş olduğu gerekçesi ile ödeme emrinin ve takibin iptali istenilmiş, mahkemece şikayet ve itirazın reddine karar verilmiştir. Borçlunun icra mahkemesine başvuru sebeplerinden birisi, aleyhine yapılan takipte istenen faiz oranının fahiş olduğu belirtilerek istenen işlemiş faiz ve faiz oranı nedeniyle takibin iptali istemine ilişkindir. İcra takibinin şekline göre İİK’nun 62. maddesi uyarınca borçlu, her türlü itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 7 günlük sürede icra dairesine bildirmeye mecburdur....

          Somut olayda; mahkemenin icra emrinin iptaline dair gerekçesinde herhangi bir isabetsizlik yoktur. Öte yandan; borçlu vekili tarafından şikayet dilekçesi ekinde bir örneği sunulan ve iptali istenen icra emrinin 29/07/2019 tarihli icra emri olduğu, ilk derece mahkemesinin gerekçe kısmı incelendiğinde; 29/07/2019 tarihli icra emrinin inceme konusu yapıldığı, icra müdürlüğü dosyasına bakıldığında da alacaklı vekilinin 18/07/2019 tarihli talebi doğrultusunda 29/07/2019 tarihli icra emrinin borçlu vekiline tebliğe gönderildiği, icra müdürlüğünce, 18/07/2019 tarihli herhangi bir icra emrinin düzenlenmediği, buna rağmen hüküm kısmında 18/07/2019 tarihli icra emrinin iptaline karar verildiği görülmektedir....

            Davacı, asliye hukuk mahkemesi'ne “İcra Hukuk” sıfatıyla vermiş olduğu dava dilekçesinde, “yenileme emrinin isim benzerliği nedeni ile kendisine tebliğ edildiğini, davalı ile hiçbir ilişkisinin bulunmadığını” iddia ederek şikayette bulunmuştur. Mahkemece buna rağmen davaya ticaret mahkemesi sıfatıyla bakılıp, talep menfi tespit niteliğinde yorumlanarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davacının talebi, ilgili takip dosyası ve tarafların beyanları birlikte değerlendirildiğinde talebin icra müdürlüğünün işlemini şikayet yoluyla giderilmesine yönelik olduğu ve bu nedenle davaya icra hukuk mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek davanın menfi tespit davası gibi algılanıp, ticaret mahkemesi sıfatıyla karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

              Mahkemece bu kalemler ayrı tutularak icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken icra emrinin tümden iptali şeklinde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3.maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 20.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                İcra Müdürlüğünün 2021/2309 esas sayılı takip dosyasından gönderilen örnek 4- 5 icra emrinin 23.03.2021 günü tebliğ edildiğini, icra müdürlüğü tarafından 15.03.2021 tarihinde düzenlenen 1 adet tebligat bulunduğunu, yerel mahkemenin Örnek 2 icra emrinin kendilerine tebliğ edilmemesine rağmen karar gerekçesinde Örnek 2 nin tebliğe çıkartıldığını belirttiğini, icra dosyası kapsamında böyle bir tebligat işleminin bulunmadığını, dosyanın incelenmesinde taranmış evrak olarak 04.02.2021 tarihli örnek 2 icra emrinin bulunduğunu, icra emrinin tarihinin 02.03.2021 olan takip tarihinden önce olduğunu, takip tarihinden önce bir tarihte icra emri düzenlenmesinin mümkün olmadığını, eski tarihli de olsa örnek 2 icra emrinin tebliğ edilmesi gerektiğini, icra takip dosyasındaki takip talepnamesinin incelenmesinde tahliye isteğinin yer almadığını, tahliye talebi olmayan takibe dayalı olarak icra müdürlüğünce Örnek 2 icra emrinin gönderilemeyeceğini, takip dayanağı mahkeme kararının gayrimenkulün aynına...

                UYAP Entegrasyonu