İcra ve İflas Yasası'nın 60. maddesinin son fıkrasına göre nüshalar arasında fark bulunduğu taktirde borçludaki muteber sayılır. Davalı, kendisine gönderilen ödeme emrindeki borca itiraz etmiş olup, şikayet yoluyla icra tetkik mercii hakimliğinden ödeme emrinin düzenlenmesindeki usulsüzlük nedeniyle ödeme emrinin iptali için herhangi bir başvuruda bulunmadığı da dikkate alınarak borçluya gönderilen ödeme emri esas alınmak suretiyle tarafların delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, takibe dayanak mahkeme ilamının sadece 1. sayfasının icra dosyasının içinde olduğu, 2. sayfasının ve diğer sayfalarının takip talebine eklenmemiş olduğu, eklenen sayfanın da onaylı örnek olmadığı, İcra Müdürü'nün bu ilama istinaden icra emri düzenlemesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle şikayetin kabulüne, icra emrinin iptaline karar verilmiştir. Hüküm, alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İİK'nun 32. maddesi gereğince; para borcuna dair olan ilam icra dairesine verilince icra memuru borçluya bir icra emri tebliğ eder. İİK'nun 32 ve devamı maddelerinde icra emrinin tebliği sırasında takibe dayanak belgelerin eklenmesi yönünde yasal bir düzenleme yoktur. Bu durumda Mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü ile icra emrinin iptali doğru olmamıştır. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme Kararı'nın yukarıda yazılı nedenle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....
Başvuru bu hali ile İİK.nun 58/3 ve 61.maddelerine dayalı şikayet olup, İİK.nun 16/1.maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna ilişkin iddia da İİK.nun 16.maddesi kapsamında şikayet olup, anılan şikayetin de aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca yedi günlük sürede icra mahkemesinde açıkça ileri sürülmesi gerekir (HGK. nun 27.01.2010 tarih, 2009/12-539 esas, 2010/16 karar sayılı kararı). Somut olayda, borçlunun icra mahkemesine verdiği 25.12.2014 tarihli itiraz dilekçesinde, kendisine yapılan ödeme emri tebligatının usulsüz olduğuna dair herhangi bir iddiasının bulunmadığı görülmektedir. Borçlu yargılama sırasında 30.12.2014 tarihli dilekçe ile ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu iddia etmiş ise de, şikayet dilekçesinde şikayet konusu yapılmayan bu hususun sonradan ileri sürülmesi mümkün değildir....
İcra emrinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp, vekile de tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işlemi eksikliği söz konusu olup dava icra emrinin asile tebliğinin usulsüzlüğü iddiası ile açılmıştır. Tüm bu hususlar gözetildiğinde açılan davada icra emrinin asile tebliğinin usulsüzlüğü vakıasına dayanıldığından davanın kabulü ile icra emrinin vekile de tebliği sureti ile eksikliğin giderilmesine karar verilmesi gerekirken ve takip dosyası kapsamında vekile tebliği sağlanan icra emri bulunmadığı halde icra emrinin vekile tebliğ edildiği gerekçesi ile hatalı değerlendirme yapılarak davanın reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır....
ŞİKAYET Davacılar şikayet dilekçesinde; davalı alacaklı tarafından aleyhlerine ... 8. İcra Müdürlüğünün 2019/51092 sayılı takip dosyası ile başlatılan icra takibi ile ilgili olarak ... 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/221 esas sayılı dosyasından takibin ve icra emrinin iptali davası açtıkları, mahkemece davanın reddine karar verildiği, verilen kararın istinaf edildiği, ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi tarafından 2019/1480 esas 2020/516 karar sayılı kararı ile ... 1....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; alacaklının icra mahkemesine başvurusunun icra memur işleminin iptali istemine yönelik şikayet niteliğinde olduğu, şikayetçi alacaklının iddiasına, dayandığı belgelere, ödeme emrinin tebliği üzerine yasal 7 günlük süresi içinde davalı borçlu tarafından takip dosyasına sunulan dilekçe içeriğine, icra memurunun şikayete konu işlemlerinin İİK'nın 62. ve 66. maddelerine uygun olmasına göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi alacaklı temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Şikayetçi alacaklı temyiz dilekçesinde; davalı borçlunun ödeme emrinin tebliği üzerine İcra Müdürlüğüne verdiği dilekçesinde borca itiraz beyanında bulunulmadığını, “.......
İcra emri tebliğinin usulsüz olması sebebiyle tebliğ tarihinin belirlenmesi gerektiği yönündeki istinaf sebebinin incelenmesinde; Şikayetçi tarafça icra emri tebliğinin usulsüz olduğu belirtilerek, şikayet dilekçesinin netice talep kısmında icra emri ve takibin iptali talebinin yanında tebligatın iptalinin de istendiği, mahkemece icra emri tebliğinin usulsüz olduğunun kabul edildiği ancak buna ilişkin bir hüküm kurulmadığı, takibin ve icra emrinin iptaline yönelik şikayete ilişkin kısmen kabul kararı verildiği görülmektedir....
İcra Müdürlüğünün 2021/6408 E. sayılı icra takibinin iptaline, bu talebin yerinde görülmemesi halinde icra emrinin iptaline, takip talebi ve icra emrindeki alacak kalemlerinin, asıl alacağın, faiz ve ferilerinin 1/2 oranında indirilerek düzeltilmesine, bu taleplerinin uygun görülmemesi halinde esastan karar vermek üzere takibe konu mahkeme kararının istinaf sonucunun beklenmesine karar verilmesini ve akabinde şikayetlerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Uyuşmazlık, davacı - borçlu hakkında başlatılan ilamlı icra takibinde takibin iptali, icra emrinin iptali ve icra emrinin ile takip talebinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu 13. İcra Müdürlüğünün 2021/6408 Esas sayılı takip dosyası ile davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu ve dava dışı borçlu hakkında İstanbul 15....
İcra müdürlüğünün 2017/3534 E sayılı icra emrine karşı davacı şirket tarafından ilama uygun olarak ödeme yapıldığının kabulü ile bakiye talepler açısından iptali gerektiğini belirterek icra takibinin durdurulmasına icra emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı -alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; sigorta şirketinin sigorta kapsamında teminat limiti kadar ödemede bulunduğunu, bu bakımdan davalının huzurdaki davayı açmada hukuki yararı bulunmadığını, söz konusu icra takibine dayalı icra emrinin mahkemenin 2017/101E. ve 2018/183K. sayılı kararı ile iptal edildiğini, bu sebeple, huzurdaki davanın konusuz kaldığını, hali hazırda iptal edilmiş bir icra emrinin yeniden iptal edilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece 27/02/2020 gün 2017/142 E. 2020/356 K sayılı kararla; "Şikayetin Kısmen KABULÜ ile; İstanbul 24....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, cevap dilekçesini tekrarla, davacı hakkında genel haciz yoluyla başlatılan icra takibinde ödeme emrinin tebliğ edilemediğini, davacının yurt dışı adresine tebligat gönderildiğini, takip dosyasından haricen haberdar olan davacının 26/08/2020 tarihinde borca itiraz ettiğini, itirazın iptali davası açma koşullarının oluşmadığını, 7 gün içinde itirazın iptali davası açmaları halinde, ödeme emri parçası dosyaya dönmediği için itirazın süresinde olup olmadığı dahi bilinmediği için itirazın iptali dava şartının da gerçekleşmeyebileceğini, İİK'nın 62/1. maddesi uyarınca borçluya ödeme emri tebliğ edilmediğinden, borçlunun icra dairesine itirazının sonuç doğurmayacağını, icra dosyasında takibin durdurulması yönünde bir işlem de bulunmadığından, itirazın iptali davası açmalarında hukuki yarar olmadığını, itirazın iptali davasının görülebilmesi için ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde ve usulüne uygun bir itirazının...