H.. vekili temyiz dilekçesinde; tebligat zarfı ile icra emri üzerindeki dosya numaralarının farklı olduğunu, icra emrinin tebliğine ilişkin tebligat zarfında 2015/... Esas sayılı icra dosyası yazılı olduğu halde içerisinde 2015/... Esas sayılı icra dosya kaşesi vurulan icra emrinin gönderildiğini, bu nedenle şikayet dilekçesinde iş bu icra dosyasından bahsedildiğini belirtmiştir. Bu durumda İcra Mahkemesi'nce duruşma açılarak tarafların duruşmaya çağrılması ve dosya numarası sorularak şikayet konusu icra dosyası üzerinde yapılacak inceleme ile karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir. -//- SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....
Davalı alacaklı tarafından borçlular Sıddık Dönmez ve T1 aleyhine Örnek No:7 ödeme emri tebliğ edilmek sureti ile ilamsız icra takibi yapılmış, davacı borçlu T1'a ödeme emri 24/01/2019 tarihinde tebliğ edilmiş, 08/02/2019 tarihinde açılan dava ile ödeme emri ekinde takip dayanağı belgenin tebliğ edilmediği, istenen faizin fahiş olduğu gerekçesi ile ödeme emrinin ve takibin iptali istenilmiş, mahkemece şikayet ve itirazın reddine karar verilmiştir. Borçlunun icra mahkemesine başvuru sebeplerinden birisi, aleyhine yapılan takipte istenen faiz oranının fahiş olduğu belirtilerek istenen işlemiş faiz ve faiz oranı nedeniyle takibin iptali istemine ilişkindir. İcra takibinin şekline göre İİK’nun 62. maddesi uyarınca borçlu, her türlü itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 7 günlük sürede icra dairesine bildirmeye mecburdur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ödeme emrinin iptali (şikayet) 11/04/2015 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 Sayılı Kanun'un 2.maddesi ile değiştirilen 2797 Sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60.maddesi gereğince, dosya kendisine gönderilen ilgili hukuk dairesi bir ay içinde yapacağı ön inceleme sonucunda iş bölümü bakımından kendisini görevli görmez ise gerekçesiyle birlikte dosyayı Hukuk İş bölümü İnceleme Kurulu'na gönderecektir. İnceleme konusu karar, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Bu durumda; Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu İş Bölümü kararına göre, belirgin biçimde Dairemizin inceleme alanı dışında kalmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin görevi içine girmektedir....
İcra Müdürlüğünün 2013/5347 esas sayılı dosyası ile sıra cetveli yapıldığını ancak 1. sırada yer alan ... İcra Müdürlüğünün 2013/5347 esas sayılı dosyasında ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ edildiğini ve bu nedenle bu dosyada haczin kesinleşmediğini, davalı ile aynı gün ihtiyati haciz tatbik edilmiş olması nedeni ile garameten paylaşım yapılması gerektiğini ileri sürerek sıra cetvelinin iptalini talep ve dava etmiştir. Şikayet olunan davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; ......
İİK'nun 18/3. maddesinde; "Aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi, şikayet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri en kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir..." hükmü yer almaktadır. Somut olayda borçlunun icra mahkemesine başvurusu İİK.nun 16. maddesi kapsamında şikayet niteliğinde olup, aynı Yasanın 18/3. maddesi gereğince şikayetin incelenmesi konusunda duruşma yapılmasına gerek olup olmadığı hususu icra mahkemesinin takdirine bırakılmış ise de, işin niteliği gözetildiğinde icra mahkemesi, takdirini duruşma açılması yönünde kullanmalıdır....
Davacı, asliye hukuk mahkemesi'ne “İcra Hukuk” sıfatıyla vermiş olduğu dava dilekçesinde, “yenileme emrinin isim benzerliği nedeni ile kendisine tebliğ edildiğini, davalı ile hiçbir ilişkisinin bulunmadığını” iddia ederek şikayette bulunmuştur. Mahkemece buna rağmen davaya ticaret mahkemesi sıfatıyla bakılıp, talep menfi tespit niteliğinde yorumlanarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davacının talebi, ilgili takip dosyası ve tarafların beyanları birlikte değerlendirildiğinde talebin icra müdürlüğünün işlemini şikayet yoluyla giderilmesine yönelik olduğu ve bu nedenle davaya icra hukuk mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek davanın menfi tespit davası gibi algılanıp, ticaret mahkemesi sıfatıyla karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece borçlu ilamda vekille temsil edildiği halde, vekil yerine asile icra emrinin tebliğ edilmesinin yasal düzenlemelere aykırı bulunduğu gerekçesiyle icra emrinin iptaline karar verilmiş, alacaklı vekilince karar temyiz edilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanununun 11, Avukatlık Kanununun 41 ve HUMK.nun 62-68. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur. Somut olayda takip dayanağı ilamda borçlunun vekili ile temsil edilmesi nedeniyle icra takibinde tebliğ işleminin adı geçen vekiline yapılması gerekmektedir. Mahkemenin yukarıdaki kuralı açıklayan gerekçesi yasaya uygundur. Ancak, icra emrinin borçlu asile tebliğ edilmesinden sonra, borçlu vekilinin yasal süresi içerisinde İcra Mahkemesine başvurarak, tebligatın asile gönderildiğinden bahisle, icra emrinin iptal istemi yanında, takibin esası ile ilgili şikayetlerini de ileri sürüldüğünden artık icra emrinin iptalini istemekte hukuki yararının kalmadığının kabulü gerekir....
İİK’nun 38. maddesi gereğince icra dairesindeki kefaletler ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabi olup; icra kefaletinin geçersizliği nedeniyle iptali talebi yargılamayı gerektirdiğinden bu husus ancak genel mahkemelerde ileri sürülebileceğinden şikayet yoluyla icra mahkemesinden iptali istenemez. Ancak, ilam hükmünde olan icra kefalet işleminin, ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir. Bu durumda, icra kefilliğinin iptali isteminin genel mahkemede yargılamayı gerektirdiği ve dar yetkili icra mahkemesinde dinlenemeyeceği açıktır....
İcra Müdürlüğünün 2021/2309 esas sayılı takip dosyasından gönderilen örnek 4- 5 icra emrinin 23.03.2021 günü tebliğ edildiğini, icra müdürlüğü tarafından 15.03.2021 tarihinde düzenlenen 1 adet tebligat bulunduğunu, yerel mahkemenin Örnek 2 icra emrinin kendilerine tebliğ edilmemesine rağmen karar gerekçesinde Örnek 2 nin tebliğe çıkartıldığını belirttiğini, icra dosyası kapsamında böyle bir tebligat işleminin bulunmadığını, dosyanın incelenmesinde taranmış evrak olarak 04.02.2021 tarihli örnek 2 icra emrinin bulunduğunu, icra emrinin tarihinin 02.03.2021 olan takip tarihinden önce olduğunu, takip tarihinden önce bir tarihte icra emri düzenlenmesinin mümkün olmadığını, eski tarihli de olsa örnek 2 icra emrinin tebliğ edilmesi gerektiğini, icra takip dosyasındaki takip talepnamesinin incelenmesinde tahliye isteğinin yer almadığını, tahliye talebi olmayan takibe dayalı olarak icra müdürlüğünce Örnek 2 icra emrinin gönderilemeyeceğini, takip dayanağı mahkeme kararının gayrimenkulün aynına...
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 21.01.2016 tarih ve 2015/441 Esas, 2016/28 Karar sayılı (görevsizlik kararı nedeniyle ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/110 Esas sayılı dosyasında görülmeye başlanan ve HMK'nun 150. maddesi gereğince yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verilen) takibin iptali talepli şikayet dosyasında ileri sürülen şikayet sebepleri ile temyiz incelemesine konu işbu dosyada ileri sürülen şikayet sebeplerinin farklı olduğu anlaşılmış olup, buna göre derdestliğin şartlarından olan aynı dava sebebine dayanma koşulunun gerçekleşmediği anlaşılmıştır. Buna göre, mahkemenin aksi yöndeki gerekçesi yerinde değil ise de; İİK'nun 150/e maddesinin, icra emrinin tebliğ tarihi itibariyle yürürlükte olan hükmüne göre; "Alacaklı, taşınır rehnin satışını ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren 1 sene içinde, taşınmaz rehnin satışını da aynı tarihten itibaren 2 sene içinde isteyebilir....