İİK'nun 150/e maddesinin, icra emrinin tebliğ tarihi itibariyle yürürlükte olan hükmü gereğince, borçluya icra emrinin tebliğinden itibaren iki yıl içinde alacaklı tarafça satışın istenmesi ve satış avansının yatırılması halinde, İİK'nun 150/e maddesine göre takibin düşürülmesine karar verilemeyecektir. Somut olayda, ... 3. İcra Müdürlüğü'nün 2001/2538 Esas sayılı dosyası ile alacaklı ......
nun 67. maddesinde belirtilmiş ve buna göre takip talebine itiraz edilen alacaklı itirazın tebliğ tarihinden itibaren 1 sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptal davası açabileceği kanunun amir hükmünden anlaşılmaktadır. Bu haliyle itirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılır ve icra takibinde yer alan ve borçlu tarafından itiraza uğrayan kısım davanın konusunu oluşturur . İtirazın iptali davasının koşullarından biri de yetkili icra dairesinde yapılmış, geçerli haciz yoluyla ilamsız genel bir takibin olmasıdır . İtirazın iptali davası, icra takibi ile sıka sıkıya bağlı olduğundan davalı aleyhine yapılmış geçerli bir ilamsız takip bulunmadıkça itirazın iptali davasının dinlenemeyeceği, yetkili icra dairesine yapılmış usulüne uygun icra takibi bulunmadıkça itirazın iptali davası açılamayacağı HGK 26.11.1997 T. 19728/998 kararında da belirtilmiştir ....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/143 Esas 2021/204 Karar nolu ilamına dayanarak tahliye talebi ile Örnek No:4- 5 icra emri düzenlenmek sureti ile ilamlı icra takibi yapılmış, borçlu vekili taşınmazın tahliyesine ilişkin icra emrinin Örnek No:2 olmasına rağmen taraflarına yanlış icra emri tebliğ edildiğini belirterek takibin iptaline karar verilmesini istemiş, mahkemece şikayetin kabulü ile icra emrinin iptaline karar verilmiş, davacı vekili takibin iptaline karar verilmesi gerekirken icra emrinin iptaline karar verilmesinin yerinde olmadığını ve müvekkili lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden kararın bu yönüyle de hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına, takibin iptaline karar verilmesini, müvekkili lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir....
Mahkemece yapılan yargılamaya ve toplanan delillere göre; dava konusu takip dosyasında ilk ödeme emrinin 30.12.2009 tarihinde davalı borçluya tebliğ edildiği, yapılan davetiyeye takip dayanağı belgelerinin eklenmediği ve davanın 1.İcra Hukuk Mahkemesi'ne yaptığı şikayet sonucu 2009/1445 Esas 2010/358 Karar sayılı ilamla, şikayetin kabulüne ve ödeme emrinin iptaline karar verildiği, davalının ilk ödeme emrinden sonra aynı zamanda borca da itiraz edip takibi durdurduğu, takibin durduğu 31.12.2009 tarihinden sonra 1 yıl içinde iptal davası açılması gerektiği, itirazın iptali davası ise 18.05.2011 tarihi olup, yaklaşık 1,5 yıl sonra açıldığı, davacının ilgili icra dosyasından gönderdiği 10.06.2006 tarihli ödeme emrini sadece ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü giderdiği, dava süresinin başlangıcı için bu tarihin esas alınamayacağı gerekçesiyle süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
İcra Dairesinin 2021/1223 Esas sayılı dosyasında kiralayan tarafından kiracılar aleyhine tahliye taahhüdüne dayalı icra takibi başlatıldığı, örnek 14 tahliye emri borçlulara 06.04.2021 tarihinde tebliğ edilmekle borçlular vekilince takibe itiraz edilerek İcra Müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, İİK'nın 274. maddesi uyarınca tahliye taahhüdüne yapılacak itirazın müdürlüğe yapılması gerektiğinden ve somut olay bakımından mahkemeye bu konuda yapılan itirazların hukuki sonuç doğurmayacağı, örnek 13 ödeme emri borçluya tebliğ edilmemişse de iş bu takipte ödeme emrinin düzenlenmesi hukuka aykırı olup ödeme emrinin iptali gerektiğinden davacıların istinaf isteminin kısmen kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b/2 maddesi uyarınca Uşak İcra Hukuk Mahkemesinin 2022/92 Esas, 2022/296 Karar sayılı dosyasında verilen 07.06.2022 tarihli kararın kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile, Uşak 2....
Yukarıda açıklanan ilkelere göre, HMK’nun 20. maddesi gereğince, yetkisizlik kararı kesinleşmeden, takip dosyası, yetkisizliğine karar verilen icra müdürlüğünce, mahkeme kararında yetkili yer olarak gösterilen icra dairesine gönderilemez, ancak alacaklının dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesi yönünde talepte bulunması için kararın kesinleşmesi gerekmez. İcra müdürlüğünce, bu halde yetkisizlik kararı kesinleşmeden takip dosyası yetkili icra dairesine gönderilmiş ise mevcut takip, yetkisiz icra dairesinde başlatılan takibin devamı niteliğinde olduğundan mükerrer takip sayılamaz. Ancak, borçluya ödeme emri çıkarılmış ise ödeme emrinin iptali gerekir. Somut olayda; borçlunun, hakkında yapılan kambiyo senetlerine mahsus takipte, yetkiye itiraz etmesi üzerine, İstanbul 5....
Noterliğinin 09/10/2018 tarih ve 26148 yevmiye numaralı vekaletname ile T3 Ayşe Raika Tanrıöver'e vekalet verdiği, noterlik şerhinde en alt kısımda vekilin dava ve takip yetkisi konusunda başkasını tevkil yetkisi bulunduğunun belirtildiği, bu yönüyle takibin usulüne uygun olarak başlatıldığı anlaşıldığından takibin iptali talebi yerinde görülmemiş olup; ödeme emrinde icra müdürlüğünün banka hesap (Iban numarasının bulunmadığı, İİK 58 maddesi gereğince ödeme/icra emrinde icra müdürlüğünce paranın yatırılacağı banka hesap numarasının yazılmasının zorunlu olduğu, buna rağmen takip dosyasında icra emrinde hesap numarası yazılmadığı anlaşıldığından terditli olarak ileri sürülen ödeme emrinin usulsüzlüğü şikayetinin kabulü ile ödeme emrinin iptaline karar vermek gerekmiş, her ne kadar ödeme emrinde borcunuzu itiraz süresi içinde öderseniz şeklinde ibare bulunduğu görülmüş ise de; bu ibarenin ödeme emrinin sıhhatini etkilemediği, sadece ödeme emrinden çıkartılabileceği, zaten ödeme emrinin iptaline...
Mahkemece; Şikayetin kabulü ile, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü'nün 2021/31550 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin iptaline , şeklinde karar verildiği görülmüştür. Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, eksik ve hatalı değerlendirme sonucu hukuka aykırı olarak verilen kararın kaldırılmasını, dava dilekçesinin usul ve yasaya aykırı şekilde düzenlendiğini, dava dilekçesinin açık ve anlaşılır bir şekilde olmadığını, dava dilekçesinde şikayet davası şeklinde dava açıldığını ancak dilekçenin son kısmında takibin iptali ve ödeme emrinin iptali talebinde bulunulduğunu öncelikle mahkemece dava dilekçesinin davacıya açıklattırılması gerektiğini, davacının Kayseri 1....
HD'lerinin içtihatlarında belirtildiği üzere ihtiyati haciz kararı dayanak gösterilerek ilamlı icra takibi yapılmasının yasaya aykırı olduğunu, takibin iptaline karar verilmesi gerekirken icra emrinin iptali ile yetinilmesinin doğru olmadığını, ayrıca Milas l.Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi’nde görülen dava dosyasında vekil olarak bulundukları halde icra takibinde vekil gösterilmeksizin müvekkilleri aleyhinde takipte bulunularak icra emri tebliğ edilmesinin de hukuka aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak takibin iptaline karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararına dayalı olarak ilamlı icra takibi yapılamayacağı ve vekil varken asile tebligat yapılması iddialarıyla takibin iptali istemine ilişkindir....
İcra Müdürlüğünde bulunan takibin ve icra emrinin iptaline yönelik şikayette bulunulduğu, Bölge Adliye Mahkemesince HMK’nun 26. maddesine aykırı davranılarak hem talepten fazlasına hem de mahkemenin yetkisi aşılarark yetki alanı dışında bulunan ... 16. İcra Müdürlüğün 2017/18101 E. takip dosyasında icra emrinin iptaline karar verildiği görülmektedir. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince işin esasının incelenmesi gerekirken, taleple bağlılık ilkesine aykırı şekilde, mahkemenin yetki alanının dışına çıkılarak talepten fazlaya hükmedilmesi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ :Borçlunun temyiz isteminin kabulü ile, ... Bölge Adliye Mahkemesi 12....