İcra ve İflâs Kanunu hükümleri gereğince, borçlunun 2010/7575-18031 yedi gün içinde ödeme emrine itiraz etmesi ile, icra takibi kendiliğinden durur(İİK.m.66). İcra müdürünün ayrıca takibin durdurulmasına ilişkin bir karar vermesine zorunlu değildir. Öyle olunca mahkemece, itirazın iptali davasının esasına girilerek hasıl olacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 23.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Yine her ne kadar ilk ödeme emri tebliği üzerine davacı borçlunun itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildikten sonra alacaklı vekilinin talebi üzerine ikinci bir ödeme emrinin düzenlenerek tebliğe çıkartılması usul ve yasaya aykırı ise de, davacı borçlu tarafça yapılan itirazda icra dairesinin yetkisine de itiraz edildiği, alacaklı vekili tarafından 12/01/2023 ve 18/01/2023 tarihli dilekçeler ile yetki itirazının kabul edilerek dosyanın yetkili Ankara İcra Müdürlüğüne gönderilmesinin talep edildiği, icra müdürlüğünce 19/01/2023 tarihli kararla bu talebin kabul edilerek dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesine karar verildiği, bu şekilde ikinci kez düzenlenen ödeme emrine yönelik şikayeti konusuz kaldığı anlaşıldığından ikinci kez düzenlenen ödeme emrine yönelik şikayet yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekirken bu şikayet yönünden de esastan red kararı verilmesi doğru bulunmamıştır....
Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16/03/2021 tarih ve 2017/(6)8- 2340 Esas - 2021/261 Karar sayılı ilamında belirtiği üzere "Borçlu kiracı, ödeme emrine süresi içinde itiraz ederek icra dairesine bildirmesi gereken itiraz sebebini, yani kira borcunu ödeme emrinin tebliğinden (veya takipten) önce ödemiş olduğunu, icra mahkemesinde ileri süremez ve icra mahkemesi böyle bir itirazı inceleyemez. Bu hâlde, icra mahkemesinin inceleme yetkisi, İİK’nın 269/a madde hükmünde açıkça belirtildiği gibi, borçlu kiracının ihtar (ödeme) süresi içinde kira borcunu ödeyip ödemediği konusu ile sınırlıdır. İcra mahkemesinin, süresi içinde ödeme emrine itiraz etmemiş olan borçlunun ödeme emrinin tebliğinden önce kira borcunu ödeyip ödemediğini inceleme yetkisi yoktur. İcra mahkemesi, bu hususu ancak borçlu kiracının süresi içinde ödeme emrine itiraz ederek kira borcunu ödemiş olduğunu (icra dairesine) bildirmiş olması hâlinde (İİK m. 269/c) inceleyebilir....
İİK'nun 67/1.maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat etmek suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” denilmektedir. Davanın dayanağını oluşturan icra takip dosyasında davalının ödeme emrine itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğine dair dosyada bir belgeye rastlanılmamıştır. Bu durumda öncelikle itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edilip edilmediği araştırılarak tebliğ edilmiş ise tebliğ tarihi dikkate alınarak davanın süresinde açılıp açılmadığı incelenmeli, şayet itiraz dilekçesi hiç tebliğ edilmemiş ise, davanın süresinde açıldığının kabulü ile işin esasına girilip yargılamaya devam edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Davacının ödeme emrini şikayet niteliğindeki talebinin incelenmesinde; Ödeme emrinin, İİK'nun 60. maddesi ve İcra ve İflâs Kanunu Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi zorunlu olup, anılan hükümlere aykırı olarak ödeme emrine herhangi bir ibarenin eklenmesi mümkün değildir.İİK'nun'da icra müdürünün takip talebinin bu kanunda öngörülen şartları içerdiğine karar vermesi halinde ödeme/icra emri düzenleyeceği hükmünü haiz olup, takip talebine uygun ödeme/icra emrini düzenleme yükümlülüğü icra müdüründedir. Bu durumda, alacaklı tarafından düzenlenen takip talebinde bulunmayan takip hesabına yönelik ibarenin icra müdürünce ödeme/icra emrine eklenmesine ilişkin müdürlük işleminden alacaklı sorumlu tutulamaz....
"İçtihat Metni"İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İcra emrine itirazİcra Hukuk Mahkemesi'nin 2012/701 Esas sayılı dosyasının celbiyle birlikte gönderilmesi için dosyanın Mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 08.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16/03/2021 tarih ve 2017/(6)8- 2340 Esas, 2021/261 Karar sayılı ilamında belirtiği üzere "Borçlu kiracı, ödeme emrine süresi içinde itiraz ederek icra dairesine bildirmesi gereken itiraz sebebini, yani kira borcunu ödeme emrinin tebliğinden (veya takipten) önce ödemiş olduğunu, icra mahkemesinde ileri süremez ve icra mahkemesi böyle bir itirazı inceleyemez. Bu hâlde, icra mahkemesinin inceleme yetkisi, İİK’nın 269/a madde hükmünde açıkça belirtildiği gibi, borçlu kiracının ihtar (ödeme) süresi içinde kira borcunu ödeyip ödemediği konusu ile sınırlıdır. İcra mahkemesinin, süresi içinde ödeme emrine itiraz etmemiş olan borçlunun ödeme emrinin tebliğinden önce kira borcunu ödeyip ödemediğini inceleme yetkisi yoktur. İcra mahkemesi, bu hususu ancak borçlu kiracının süresi içinde ödeme emrine itiraz ederek kira borcunu ödemiş olduğunu (icra dairesine) bildirmiş olması hâlinde ( İİK m. 269/c) inceleyebilir....
Mahkemece, icra dosyasında ödeme emrinin borçluya 22.11.2012 tarihinde tebliğ edildiği, itiraz eden borçlu vekilinin icra dosyasında 25.11.2012 tarihinde işlem yapıp, 23.11.2013 günü itirazda bulunduğu, böylece borçlunun en geç 25.11.2012 tarihinde ihtiyati haczi öğrendiği, anacak itirazını (7) günlük yasal süreden sonra yaptığı gerekçesiyle itirazın süre yönünden reddine karar verilmiş, karar ihtiyati hacze itiraz eden vekilince temyiz edilmiştir. İİK.nun 265/1.maddesi uyarınca ihtiyati hacze itiraz süresi (7) gündür. İhtiyati haciz borçlunun huzurunda uygulanmışsa bu tarihten, borçlunun yokluğunda uygulanmışsa haciz tutanağının tebliğinden itibaren (7) günlük süre işlemeye başlar. Somut olayda ödeme emrine ihtiyati haciz tutanağı eklenmediğinden borçlunun borca itiraz edip, icra dosyasına dilekçe sunması tek başına ihtiyati haczi öğrendiğini göstermez....
tarihinde yetki ve borca itiraz ettiği ve takibin durduğu, dosyanın davacı tarafça yetki itirazı kabul edilerek ... tarihinde Kayseri ... Müdürlüğü'ne gönderildiği, Kayseri ... Dairesince ... tarihinde yeniden ödeme emri gönderdiği ve davalının ise ... tarihli dilekçesi ile itiraz ettiği görülmüştür. Somut olayda davalı taraf Ankara ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası kapsamında takibe başlandıktan sonra ve yetkili icra dairesince ödeme emri gönderilmeden önce borcu ödemiştir. Uyuşmazlık ise söz konusu ödeme nedeniyle takip ferilerinden sorumluluğun kime ait olduğu noktasındadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67 ve devamı maddelerinde düzenlenen ödeme emrine itirazın iptali davası (konusu borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan) bir eda davasıdır. İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından, ödeme emrine (süresi içinde) itiraz etmiş (m. 62) olan takip borçlusuna karşı açılır....
İcra takip dosyasında borçlunun ....08.2009 tarihinde icra dairesine sunduğu ödeme emrine itiraz dilekçesi alacaklı/davacıya tebliğ edilmediği gibi borçlunun icra hukuk mahkemesinde ödeme emrine itirazının süresinde olduğuna ve ödeme emrinin kendisine tebliğinin usulsüz olduğuna dair şikayeti üzerine ödeme emrine itirazın süresinde olduğuna ve ....08.2009 tarihinde yapılan borca itirazın geçerli olduğuna dair .../... İcra Hukuk Mahkemesi'nin kararı da 28.01.2010 tarihinde verilmiş ve 09.02.2010 tarihinde kesinleşmiştir. İcra Hukuk Mahkemesi'nin itirazın süresinde olup olup olmadığına dair vereceği karar alacaklının açacağı itirazın iptali davasının esasını teşkil edecek, itirazın süresinde olmadığı İcra Hukuk Mahkemesince kabul edildiği takdirde ortada süresinde yapılmış bir borca itiraz olmayacağından itirazın iptali davası açmanın da gereği olmayacaktır....