Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün 2013/19059 sayılı dosyası ile başlattığı icra takibini iflas yolu ile adi takibe çevirdiğini, gönderilen ödeme emrine davalı tarafından itiraz edilmediğini ileri sürerek, davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, deliller ve tüm dosya kapsamına göre; haciz yoluyla başlatılan icra takibinde davalı şirkete gönderilen ödeme emrine karşı davalı şirket vekilinin vekaletname ibraz etmek suretiyle itiraz ettiği, bu durumda, haciz yolu ile başlatılan icra takibinin iflas yolu ile adi takibe çevrilmesi neticesinde ödeme emrinin davalı borçlu şirketin vekiline tebliğ edilmesi gerektiği halde bu hususa riayet edilmeyerek borçlu şirkete tebligat yapılmasının usulsüz olduğu ve iflas isteme şartlarının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

    Takibin şekline göre İİK'nun 62. maddesi uyarınca her türlü itirazın icra dairesine bildirilmesi zorunludur. Ancak, icra takibinin kesinleşmesinden sonraki devrede alacağın zamanaşımına uğradığı iddiası, herhangi bir süreye bağlı olmayıp İİK’nun 71/2. maddesi uyarınca icra mahkemesi nezdinde her zaman ileri sürülebilir. Davacının talebi takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde dosyanın zamanaşımına uğradığı iddiası olduğundan Mahkememiz nezdinde inceleme yapılabilir. Takip dayanağının kredi kartı sözleşmesinden doğan alacak olması nedeniyle TBK'nın 146. maddesinde öngörülen şekilde on yıllık zamanaşımına tâbi bulunduğu, ödeme emrinin borçluya 24.03.2009 tarihinde tebliğ edildiği, ödeme emrine itiraz edilmeyerek takibin kesinleştiği, en son davalı/alacaklı tarafça 23/08/2010 tarihinde haciz talebinde bulunulduğu, 10 yıllık süre geçtikten sonra 09/08/2021 tarihinde dosyanın yenilenmesinin talep edildiği" gerekçesi ile "Şikayetin KABULÜ ile Ankara 24....

    Alacaklının (kiraya verenin) ilamsız tahliye takip talebini alan icra dairesi, borçluya ihtarlı (örnek 13 nolu) ödeme emri gönderir. Bu ödeme emrinde diğer kayıtlarla birlikte, borçlunun (kiracının) kural olarak yedi gün içinde ödeme emrine itiraz edebileceği, itiraz süresi içinde kira sözleşmesini ve varsa yazılı kira sözleşmesindeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse (inkâr etmezse) kira sözleşmesini kabul etmiş sayılacağı, kira borcunu ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren BK’nın 260 veya 288. (TBK’nın 315 veya 362.) maddelerinde belirtilen (on, otuz veya altmış gün) belli bir süre içinde ödemesi, itiraz süresi içinde (İİK m. 62'ye göre) ödeme emrine itiraz etmez ve ödeme süresi içinde borcu (kirayı) ödemez ise kiraya verenin (alacaklının) kesinleşen kira alacağı için haciz isteyebileceği (İİK m.78 vd) ve icra mahkemesinden (kiracının) kiralanan taşınmazdan tahliyesini isteyebileceği ihtar edilir....

    HMK’nın 209. maddesinin icra takiplerinde uygulanması gerektiğine ilişkin olarak İcra ve İflas Kanununda bir hüküm bulunmamaktadır. Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan takipte, takibe konu kambiyo senedi altındaki imzaya itiraz İİK'nun 170. maddesinde özel olarak düzenlendiğinden, imza inkarı sebebine dayalı sahtelik iddiası hakkında, sonraki genel kanun olan HMK'nın 209. maddesi uygulanamaz. Borçlunun imzaya itiraz dışındaki diğer sebeplerden dolayı ödeme emrine itirazı borca itiraz niteliğindedir. Bu kapsamda, senet üzerinde bulunan yazıdaki sahtelik iddiası da borca itiraz niteliğinde olup, bu konunun da İİK'nın 169/a maddesinde düzenlenmiş olması nedeniyle HMK'nın 209. maddesi uygulanamaz. (benzer şekilde Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 30/04/2018 tarih, 2016/31754 Esas ve 2018/3908 Karar sayılı ilamı). İİK. 72/3 maddesinde ''İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez....

      İİK.nun 38. maddesi ise; “Mahkeme huzurunda yapılan sulhler, kabuller ve para borcu ikrarını havi resen tanzim edilen noter senetleri ve temyiz kefaletleri ile icra dairelerindeki kefaletler ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir” hükmünü içerdiğinden, takip dayanağı tarım kredi kooperatifine ait borç senedi ilam niteliğindedir. İİK.nun 33. maddesinde düzenlenen icra emrine itiraz yolu, yalnız mahkeme ilamına dayalı icra takiplerinde değil, ilam hükmünde olan belgelere istinaden yapılan ilamlı icra takiplerinde de uygulanır. Bu madde uyarınca ise, ilamlı icra takibine karşı borçlu, icra emri tebliğinden itibaren yasal yedi günlük sürede ancak itfa, imhal ya da zamanaşımına ilişkin iddialarını ileri sürerek icra emrine itiraz edebilir ve icranın geri bırakılmasını isteyebilir. İlam niteliği taşıyan belgedeki imzanın icra mahkemesince incelenmesinin yasal dayanağı bulunmamaktadır....

        Buna göre ödeme emrine itiraz dilekçesinin icra memuruna havale ettirilip icra tutanağına yazdırılmış olması gerekir. Çünkü ödeme emrine itiraz tarihi, itiraz dilekçesindeki tarih olmayıp bu dilekçenin icra tutanağına geçirildiği tarihtir (HGK.13.5.2009 tarih ve 2009/12-185 E.-2009/182 K). Somut olayda, icra dosyasında, borçlu ... tarafından itiraz dilekçesi verildiğine ilişkin icra tutanağında bir kayıt olmadığı gibi, uyap sitemine kaydedilmiş bir itiraz dilekçesine de rastlanmamıştır. Bu durumda İİK'nun 62/1. maddesinde belirtilen yasal sürede borçlu tarafından yapılmış bir itiraz bulunmamaktadır. Öte yandan, bir an için itirazın süresinde yapıldığı kabul edilse bile, icra takibi borçlu ... hakkında başlatıldığından belediyenin taraf olduğu bu takipte, belediyeyi 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 38/c maddesi uyarınca Belediye Başkanı temsil edeceğinden, belediye başkan yardımcısı tarafından yapılan itiraz da sonuç doğurmaz....

          Buna göre ödeme emrine itiraz dilekçesinin icra memuruna havale ettirilip icra tutanağına yazdırılmış olması gerekir. Çünkü ödeme emrine itiraz tarihi, itiraz dilekçesindeki tarih olmayıp bu dilekçenin icra tutanağına geçirildiği tarihtir (HGK.13.5.2009 tarih ve 2009/12-185 E.-2009/182 K). Somut olayda, icra dosyasında, borçlu ... tarafından itiraz dilekçesi verildiğine ilişkin icra tutanağında bir kayıt olmadığı gibi, uyap sitemine kaydedilmiş bir itiraz dilekçesine de rastlanmamıştır. Bu durumda İİK'nun 62/1. maddesinde belirtilen yasal sürede borçlu tarafından yapılmış bir itiraz bulunmamaktadır. Öte yandan, bir an için itirazın süresinde yapıldığı kabul edilse bile, icra takibi borçlu ... hakkında başlatıldığından belediyenin taraf olduğu bu takipte, belediyeyi 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 38/c maddesi uyarınca Belediye Başkanı temsil edeceğinden, belediye başkan yardımcısı tarafından yapılan itiraz da sonuç doğurmaz....

            Hakkında 9.6.2003 tarihinde başlatılan icra takibinde, borçlu şirket tarafından ödeme emrinde alacaklı adresi gösterilmediğinden ödeme emrinin iptali isteminde bulunduğu, ... İcra Tetkik Mahkemesinin 1.10.2003 tarih 2003/17 Esas 2003/22 Kararı ile ödeme emrinin iptaline karar verildiği, karar kesinleşmeden takip alacaklısının aynı takip üzerinden 30.10.2003 tarihinde borçlu olarak ... ... Hizmetleri San. Ve Tic. Ltd. Şti., ... Kahya, ... ve Av. ... göstererek yeni bir ödeme emri çıkarttığı ve bu ödeme emrine gösterilen tüm borçluların 12.11.2003 tarihinde itiraz ettiği, takip alacaklısının alacağını 31.12.2003 tarihinde davacıya temlik ettiği, bundan sonra davacının davalı aleyhinde eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yukarıda belirtilen gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de, davacıya alacağı temlik eden ... ... İcra Müdürlüğüne verdiği 9.6.2003 tarihli ilk takip talebinde sadece ... ... Hizmetleri San. Tic. Ltd....

              Davalı borçlu 14.02.2014 tarihli itiraz dilekçesinde, müvekkiline ait arazinin ... tarafından 30.12.2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiralandığını, yıllık kira bedelinin 370 kg. buğday bedeli baz alınarak hesaplanacağını, müvekkilinin 2013 yılına ait kira alacağının 113.050,00 TL olduğunu, kiracı ... aleyhine 2013 yılına ait kira borcunu ödemediğinden 113.050 TL asıl alacak ve faizi için icra takibi başlatıldığını, borçlu ...’in bu icra dosyasına 96.671,30 TL ödediğini, kalan borca ise itiraz ettiğini, müvekkilinin 2013 yılına ait kira alacağı halen tam olarak ödenmemişken ... tarafından 2013 yılına ait 20.000 TL fazla ödeme yaptığı iddiası ile söz konusu 20.000 TL’nin mahsubu için başlattığı icra takibinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin alacaklı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını ileri sürerek borca, faize ve ferilerine itiraz etmiştir....

                Dava, İİK'nun 154 vd maddelerinde düzenlenmiş olan, iflas yoluyla takip sonucu, borçlunun icra takibine itirazı nedeniyle açılan itirazın kaldırılması ve iflas davasıdır. Ankara ... İcra Müdürlüğünün ......

                  UYAP Entegrasyonu