Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

bu işlemiş faiz kalemi olarak gösterilen miktar yönünden takibin iptaline, %20 icra inkar tazminatına denk gelen 3604,50 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, itirazın iptali talebinin reddedilen 1.330 TL'si yönünden davalı tarafça talep edilen icra inkar tazminatı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup, mahkeme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    Davacı tarafından borca itiraz ile birlikte ödeme emri ile birlikte borcun sebebi olarak gösterilen bononun fotokopisinin ödeme emrine eklenmediği iddiası ile şikayette bulunulmuş ,ilk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verildiği, ancak gerekçe kısmında borca itiraza ilişkin davanın reddi gerekçesinin yer aldığı, ödeme emrinin iptaline yönelik şikayete ilişkin gerekçenin yer almadığı anlaşılmıştır. İİK 61. Maddesi uyarınca ödeme emrine takibe konu belgenin tasdikli suretinin eklenmesi gerekir....

    Bu nedenle kuruma müzekkere yazılarak ; müzekkere ile davaya konu iptali istenen ve davacı adına düzenlenen 18.12.2017 tarih ve 153364 sayılı ödeme emrinin davalı kurum tarafından iptal edilip edilmediği, davaya konu ödeme emrinde gösterilen borcun kaynağına ilişkin tüm belgeler çıkartılıp gönderilmesi, ödeme emrine konu borcun kaynağı ve sebebi hakkında araştırma yapılarak bilgi verilmesi, bu ödeme emrine konu borcun davacı tarafından davalı kuruma ödenip ödenmediği, ödenmiş ise ödeme tarihleri, davacı tarafından ödeme varsa ilgili tüm belgeler, davacı vekilinin mükerrer ödeme iddiası üzerine ödeme emrine konu borcun davalı kuruma mükerrer olarak ödenip ödenmediği hususu araştırılarak, mükerrer ödeme varsa buna ilişkin belgelerin araştırılarak tüm belgelerin gönderilmesi istenmiştir....

    İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/ 459 – 916 E.K. sayılı kararı ile bozmaya uyularak usulsüz tebligat şikayeti yönünden yapılan inceleme sonucunda tebliğ tarihinin 22/10/2010 olarak düzeltildiği, buna göre zamanaşımı itirazının 5 günlük sürede yapılmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği, bu kararın temyiz ve karar düzeltme aşamalarından geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır. İİK'nun 58/3 ve 61/1. maddelerine aykırılık nedeniyle ödeme emrine yönelik şikayet aynı kanunun 16/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliği üzerine yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılması gerekir. Somut olayda borçlunun mahkemeye ilk şikayeti üzerine ödeme emri tebliğ tarihi 22/10/2010 olarak düzeltildiğine göre, borçlunun o yargılamada karar verilmediği iddiası ile mahkemeye aynı konulu şikayeti, kesinleşen mahkeme kararı ile düzeltilen tebliğ tarihine göre İİK. nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal süreden sonradır....

      - K A R A R - Dava, davacının keşidecisi olduğu davalı emrine düzenlenen 31.08.2011 keşide tarihli 30.09.2011 vadeli 800.00 TL.lik bononun tahrif edilerek 80.000 TL.haline getirildiği, bu nedenle 79.200 TL.lık kısım için borçlu olunmadığının tespiti ile dava kesinleşinceye kadar 6100 sayılı HMK gereğince teminatsız tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece tensiple birlikte HMK.nun 209 ve devamı maddelerindeki koşullar oluşmadığından davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine, İİK.nun 72/3.maddesi uyarınca %15 teminat karşılığında icra veznesine girecek paranın alacaklısına ödenmemesi şeklinde tedbir kararı verilmiş, bu ara karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Bonoda tahrifat iddiası bulunduğundan HMK.nun 209.maddesindeki hüküm uyarınca tedbir kararı verilmesi gerekirken bu yön gözardı edilerek İİK.nun 72/3.maddesine dayanılarak tedbir kararı verilmesi doğru görülmemiştir....

        Ziraat Bankası Karşıyaka şubesine aylıkların ödenmesine dair bilgi talebi yazısının yazıldığı 11/08/2005 tarihinde vakıf olmasına rağmen davaya konu alacağa yönelik icra takibinin 13.02.2017 tarihinde başlatılması nedeniyle TBK'nun 82. maddesi gereğince davacının iddiası yerinde görülmekle davanın kabulüne; davacıların Ankara 24. İcra Müdürlüğü’nün 2017/3697 esas sayılı dosyasından yapılan takip sebebi ile davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir. 1-Ödeme emrine itiraz etmemiş (böylece zamanaşımını ileri sürmemiş) olan borçlu, takip konusu alacağın takip talebinden önceki dönemde zamanaşımına uğramış olduğunu bildirerek menfi tespit davası açamaz. (Prof. Dr....

          İcra Müdürlüğü'nün ..... esas sayılı dosyası ile İflas Yolu ile Adi takip başlatıldığını, İflas yolu ile adi takipte ödeme emrinin ve takip dayanaklarının 22/07/2020 tarihinde borçlu şirketin ticaret merkez adresine tebliğ edildiğini, borçlu şirket tarafından ödeme emrine bir itirazda bulunulmadığını, bunun üzerine İİK 156/1 maddesi hükmü uyarınca kesinleşen iflas ödeme emrine dayalı olarak borçlu hakkında depo kararı verilerek ödememe halinde iflasına karar verilmesi istemi ile 05/08/2020 tarihinde Bakırköy .......

            (Eski numara: 2012/8182 E.) takibinin mükerrer olduğunu belirterek takibin iptaline, ayrıca icra emrine dayanak ilamın eklenmediğini, icra emrindeki alacak kalemlerinin mahkeme kararındaki hangi alacak kalemlerine ilişkin olduğunun belli olmadığını, bu nedenle icra emrinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yine icra emrindeki faizin fahiş olduğunu belirterek, icra emrinin iptali ile faiz hesabının denetlenmesini istemiştir. YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının mükerrer olmayan bütün takipler hakkında mükerrerlik iddiası ileri sürüp takiplerin iptalini istemesinin hukuka aykırı olduğunu, mükerrer olduğu iddia edilen diğer icra takiplerinde mutlaka “tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla” ifadesi bulunduğunu, davacının kötü niyetli olarak alacağı sürüncemede bırakmakta ve mükerrer olmayan bir takip hakkında mükerrerlik iddiası ileri sürdüğünü belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

            nedenle fesih edebileceğinin ve ödemiş olduğu bedelin iade edilmesi gerekiğinin belirtildiğini, dava konusu icra emrine dayanak olan mahkeme ilamının başından itibaren müvekkilinin kesinlikle bir mülkiyet iddiası olmamakla beraber dosya kapsamında ve yargılamanın hiç bir aşamasında mülkiyete dair bir uyuşmazlık ya da tartışmanın da söz konusu olmadığını, söz konusu mahkeme ilamının taraflar arasındaki sözleşmenin feshi sonucunda eda hükmü içeren alacak davasına ilişkin olduğunu ve eda hükmü içeren alacak davasına ilişkin mahkeme kararlarının icrası için kesinleşmesi gerekmeyeceğini, icra emrine dayanak yapılan mahkeme ilamının, baştan itibaren taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ve alacağı iadesine yönelik olması, söz konusu davanın temelinde tarafların mülkiyet iddiasının bulunmamasıyla beraber dosya kapsamında hiçbir şekilde mülkiyete dayalı bir uyuşmazlığın söz konusu olmaması ve dolayısıyla davanın taşınmazın aynına ilişkin olmaması sebebiyle ilgili kararın icrası için ilamın kesinleşmesine...

            İcra Müdürlüğünün 2018/......

              UYAP Entegrasyonu