Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün 2012/21950 E. sayılı ilamsız icra takibi başlattığını, takip dosyasında gönderilen ödeme emrine karşılık davalı tarafın ödeme yapmadığını, borca itiraz da etmediğini ve takip dosyasının kesinleştiğini, ardından İİK’nın 43. maddesi uyarınca takip yolunu değiştirme hakkını kullanarak borçluya karşı genel iflas yolu ile takibe geçildiğini, iflas yolu ile takibe geçilmesi ile borçluya ödeme emri gönderildiğini, ödeme emrinin 20.07.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, gönderilen bu ödeme emrine karşılık da ödeme ve itiraz yapılmadığından dosyanın kesinleştiğini ileri sürerek, İİK’nın 173. maddesi gereğince borcunu ödemeyen borçlunun iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia ve tüm dosya kapsamına göre, İİK’nın 156/4 maddesi uyarınca davanın ödeme emrinin davalıya tebliğ tarihinden itibaren bir yıllık süre içinde açıldığı, İstanbul 7....

    Müvekkilin davalı şirketten olduğu 31.03.2020 tarih KST2020000000187 fatura nolu 46.652,48 TL, 28.2.2020 tarih KST2020000000086 fatura nolu 85.323.44 TL ve 31.01.2020 tarih KST2020000000035 fatura nolu 95.131,60 TL olmak üzere toplam 207.201,52 TL'lik alacağı Bursa 9.İcra Müdürlüğü'nün 2021/... E. Sayılı Dosyası ile icra takibine konu edildiği. Davalı tarafından ödeme emrine haksız olarak yapıldığı itirazda şirketin konkordato sürecinde olduğu bu nedenle bu süreçte alacağın teyidinin mümkün olmadığı gerekçesine dayanılmış olsa da yapılan itiraz ve gösterilen gerekçe sadece borcu ödemekten kaçınmaya yöneldiği. İtiraz edilen icra takibi, borçluya kesilen faturalar ve borçlu tarafından ödenen/ ödenmeyen faturalar müvekkilin ticari defter ve kayıtlarında sabit olduğu....

      Ayrıca itiraz dilekçesine elle eklenen kısımda; itirazın son günü olması ve dosyanın yerinde olmaması nedeniyle kira sözleşmesinin ve sözleşmedeki imzanın müvekkiline ait olup olmadığının incelenemediği, bu nedenle imzaya itirazlarını saklı tuttuklarını bildirmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı İcra Mahkemesi'ne başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Davalı vekili cevap dilekçesinde; takibe itirazları sırasında takip dosyası yerinde olmadığından kira sözleşmesindeki imzaya itiraz haklarını saklı tutarak ödeme emrinde yazılı aylık kira bedeline itiraz ettiklerini, davaya cevap sırasında takip dosyasını incelediklerini ve takip dayanağı kira sözleşmesinde müvekkili adına atfen atılı imzanın müvekkiline ait olmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur....

        17/09/2021 tarih 20/09/2021 havale tarihli dilekçesine icra dairesinin aynı gün veya 3 gün içinde tensip ile karar vermesi gerekirken 3 gün geçtikten sonra 24/09/2021 tarihinde karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı borçlunun icra müdürlüğüne verdiği dilekçenin hiçbir yerinde tahliye emrine ve icra takibine itiraz ettiğini bildirmediğini, dilekçenin baştan sona hikaye olup borca ve takibe itiraz dilekçesi niteliğinde olmadığını, borçlunun icra müdürlüğüne verdiği dilekçe ile bağlı olup icra dairesine verdiği dilekçeden sonra iddia ve savunmasını genişletemeyeceğini ve değiştiremeyeceğini, 17/09/2021 tarih 20/09/2021 havale tarihli dilekçede tahliye taahhütnamesinin ve altındaki imzanın kabul edildiğini, borçlu tarafından verilen dilekçenin hiçbir yerinde itiraz sözcüğü olmadığı halde, davalı borçlunun itiraz içermeyen dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesinin yasal olmadığını beyanla, davanın kabulü ile kararın kaldırılmasını...

        İcra Müdürlüğünün 2018/... Esas sayılı dosyası ile müvekkilinin icra takibi başlattığını, icra takibinde davalıdan cari hesap alacağı olarak 7.190,36 TL 21.12.2018 tarihinde alacaklı olduğunu beyan ile karşı tarafa 07.01.2019 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrine 10.01.2019 tarihinde davalı tarafın icra takibine yetkili icra dairesinin Bursa icra daireleri olduğunu beyan ile yetkiye, takibe, borca ve tüm ferilerine itiraz ederek takibin durdurulmasını talep ettiğini, İstanbul 25. İcra Dairesinin 12.02.2019 tarihinde, Bursa İcra Tevzi Bürosuna gönderilmesine karar verildiğini, Bursa 14. İcra Müdürlüğü 2019/... Esas numarası ile 21.02.2019 tarihinde tevzi olduğunu, davalının 27.02.2019 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrine 01.03.2019 tarihinde itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, itirazın iptaline ve takibin devamını ve davalının icra inkar tazminatına % 20 den az olmamak üzere ,yargılama masraflarının ve avukatlık ücretinin de davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir....

          İcra Müdürlüğünün 2017/20465 Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine, borcun bulunmadığı nedeniyle itiraz edilmesinin haksız ve kötüniyetli olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Davalı vekili cevap dilekçesinde; borçlunun ödeme emrine itiraz ederken borca itiraz sebeplerini ayrıca ve açıkça bildirmek zorunda olmadığını, yalnızca itiraz ediyorum demesinin yeterli olduğunu, davalının yapmış olduğu itirazın da İcra İflas Kanununun ilgili hükümlerine uygun olarak yapıldığını, takibe itiraz eden borçlunun neden ve gerekçe bildirmesinin zorunlu olmadığını, davalının yapmış olduğu itirazın davacı yan tarafından kötü niyetle davalı aleyhine kullanılmaya çalışılmasının dürüstlük ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davalı tarafın davacıya herhangi bir borcu olmadığını, davalı tarafın davacıdan almış olduğu meblağı geri ödediğini fakat senedi geri alamadığını, senedi geri almak istediğinde oyalandığını ve 7 yıl sonra icrayla karşı karşıya kaldığını beyanla haksız davanın tüm talepleriyle birlikte reddi talep etmiştir. Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe: Dava, bonoya dayalı olarak başlatılan ilamsız icra takibine itirazın iptali talebine ilişkindir....

            Davacı alacaklı 01.04.2015 başlangıç tarihli 1 yıl süreli yazılı kira akdine dayanarak 12.04.2016 tarihinde başlattığı icra takibi ile Manavgat 6. Noterliğinin 004764 yevmiye 21.04.2015 tarihli tahliye taahhüdüne istinaden kiralananın tahliyesini talep etmiş, ödeme emri davalı borçluya 15.04.2016 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 19.04.2016 tarihli itiraz dilekçesinde, yapılan tahliye taahhüdünün yapılabilecek olumsuzluklar için tedbir amaçlı olduğunu, ancak ortada hiçbir olumsuzluk bulunmadığını bildirerek takibe itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur....

              İflas talebinin ilanından itibaren onbeş gün içinde diğer alacaklılar davaya müdahele veya itiraz ederek iflası gerektiren bir hal bulunmadığını ileri sürerek mahkemeden talebin reddini isteyebilirler. Mahkeme, icra dosyasını celbeder ve basit yargılama usulüne göre duruşma yaparak, gerek iflas talebini gerek itiraz ve defileri umumi hükümler dairesinde tetkik ve intac eder. Şu kadar ki, borçlu takibe karşı usulü dairesinde itiraz etmemiş veya itiraz ve defileri varit görülmemişse mahkeme yedi gün içinde faiz ve icra masrafları ile birlikte borcunu ifa veya o miktar meblağın mahkeme veznesine depo edilmesini borçluya veya iflas davasında kendisini temsil etmiş olan vekiline, dava vicahda devam ediyorsa duruşmada, aksi takdirde Tebligat Kanunu hükümleri dairesinde yapılacak tebliğ ile emreder. Borçlu imtina ederse ilk oturumda iflasına karar verilir." düzenlemesi ile iflas yoluyla takipte, iflas davasının yargılama usulü belirlenmiştir....

              İflas talebinin ilanından itibaren onbeş gün içinde diğer alacaklılar davaya müdahele veya itiraz ederek iflası gerektiren bir hal bulunmadığını ileri sürerek mahkemeden talebin reddini isteyebilirler. Mahkeme, icra dosyasını celbeder ve basit yargılama usulüne göre duruşma yaparak, gerek iflas talebini gerek itiraz ve defileri umumi hükümler dairesinde tetkik ve intac eder. Şu kadar ki, borçlu takibe karşı usulü dairesinde itiraz etmemiş veya itiraz ve defileri varit görülmemişse mahkeme yedi gün içinde faiz ve icra masrafları ile birlikte borcunu ifa veya o miktar meblağın mahkeme veznesine depo edilmesini borçluya veya iflas davasında kendisini temsil etmiş olan vekiline, dava vicahda devam ediyorsa duruşmada, aksi takdirde Tebligat Kanunu hükümleri dairesinde yapılacak tebliğ ile emreder. Borçlu imtina ederse ilk oturumda iflasına karar verilir." düzenlemesi ile iflas yoluyla takipte, iflas davasının yargılama usulü belirlenmiştir....

                UYAP Entegrasyonu