Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, İİK 270/3 maddesi; "İcra dairesi üzerlerinde hapis hakkı bulunan eşyanın bir defterini yapar ve rehinleri paraya çevirme yoliyle takip talebinde bulunması için kiralıyana on beş günü geçmemek üzere münasip bir mühlet verir." hükmünü sevk etmiştir. Borçlu hapis hakkına karşı çıkmak isterse, bunu ödeme emrine itiraz yolu ile ileri sürebilir. (Bkz. İcra ve İflas Hukuku El Kitabı 2013 2. baskı, Prof. Dr....

Davalı borçlu vekili 20.05.2016 tarihli itiraz dilekçesinde, müvekkilinin takip alacaklısına borcu bulunmadığını, nitekim takip alacaklısının müvekkilinin verdiği banka teminat mektubunu haksız olarak paraya çevirdiğini, terör olayları nedeniyle ......’lere olan müşteri ilgisinin büyük ölçüde azaldığını, ilaveten müvekkili şirketin takip alacaklısı tarafından ...... dışından doğrudan girişten mahrum bırakıldığını, bu nedenlerle müvekkilinin müşteri kaybına uğradığını, bu hususların alacağın muaccel olmasını engelleyeceğini, ödeme emrine takibe dayanak belgenin ve kira sözleşmesinin eklenmediğini ileri sürerek borca ve imzaya itiraz ettiğini bildirmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı İcra Mahkemesine başvurarak ayrı ayrı açtığı ve daha sonra mahkemece birleştirilesine karar verilen davalar ile itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur....

    . - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıya malzeme sattığını, karşılığında fatura düzenlendiğini, ancak ödeme yapılmadığını, bu kez teminat senedi düzenlenerek müvekkiline verildiğini, alışveriş nedeniyle müvekkilinin davalıdan 10.500,00 TL alacağının bulunduğu, alacağın tahsili için teminat bonosuna dayalı olarak davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve % 40 oranında icra-inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının tek taraflı faturaya dayanarak alacak talebinde bulunamayacağını, davacının müvekkiline mal sattığını ve mal teslimini kanıtlaması gerektiğini, müvekkilinin aldığı mal karşılığı 999,00 TL ödemede bulunduğunu başkaca borcunun olmadığını belirterek davanın reddine ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması ve Tahliye Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı alacaklı 14.12.2015 tarihinde haciz ve tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile 01.01.2014 – 01.12.2015 tarihleri arasındaki kira alacağı 11.750,00 TL’nin tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçluya 17.12.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 21.12.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, dosya alacaklısına böyle bir borcu bulunmadığını bildirerek dosyadaki asıl alacağa, faize ve diğer tüm giderlere itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur....

        İcra Müdürlüğü'nün 2014/16175 E. sayılı takip dosyasında ödeme emri borçlu kiracı ...’a 26.08.2014 tarihinde tebliğ edilmiş ancak diğer borçlu kiracı ...’a tebliğ edilmemiştir. İ.İ.K.nın 269.maddesinde ödeme emrinin tebliğinden sonra borçluların itiraz sebeplerini icra dairesine bildirebilecekleri, yasal ödeme süresi geçtikten sonra alacaklının icra mahkemesinden itirazın kaldırılması ve tahliye isteyebileceği düzenlenmiştir. Anılan yasa hükmü uyarınca ödeme süresi ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren başlayacağından tebliğ edilemeyen ödeme emri karşısında otuzgünlük ödeme süresi de başlamaz. Borçlunun haricen icra takibini öğrenip itiraz etmesi yasanın emredici hükümleri karşısında sonuca etkili değildir. Borçlulardan ...’un itiraz hakkı doğmadan kendiliğinden takibe itiraz etmesi sonuç doğurmaz. Davalı kiracılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan kiracılardan birine tebliğ edilen ödeme emrine dayanarak tahliye kararı verilemez....

          İcra Müdürlüğü’nün 2020/1333 Esas sayılı dosyasına yönelik haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile takibin takip talebindeki şekliyle devamına, davalı-borçlular aleyhine, itiraz edilen alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydı ile icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini vekaleten dava ve talep etmiştir. CEVAP: Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır. GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibinde ödeme emrine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir. Davacı banka tarafından davalı aleyhine ... ... İcra Müdürlüğü'nün 2020/1333 Esas sayılı dosyasında toplam 5.863.865,61 TL alacağın tahsili için icra takibinin başlatıldığı, borçlu tarafından süresinde ödeme emrine itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın ... ......

            TL ve ... tarihinde ... TL ödeme yapması üzerine müvekkilinin ... TL hak kazandığı fakat alamadığı alacağı kaldığını, müvekkili firma, alamadığı ... TL alacağının bir kısmını Antalya ... İcra Müdürlüğü ... Esas sayılı dosyası üzerinden takibe konu etmişse de davalı tarafça takibe, borca ve ferilerine yapılan itiraz üzerine takip durduğunu, bu nedenlerle yapılan itirazın iptali ile icra takibinin devamına, borçlu aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf davaya cevap vermemiştir. Dava; Antalva ... İcra İcra Müdürlüğü ... Esas sayılı icra takip dosyasına yapılan itirazın iptali davasıdır. Antalya Vergi Dairesi Başkanlığına, Alanya Vergi Dairesi Başkanlığına, Antalya Ticaret ve Sanayi Odasına yazılan müzekkerelere cevap verildiği ve dosya arasına alındığı görülmüştür. Antalya Genel İcra Dairesinin ... Esas sayılı dosyasının Uyap evraklarının incelenmesinde; alacaklının ..., borçlunun ... Şti., toplam alacağın ......

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki “icra takibine itiraz” talebinden dolayı yapılan inceleme sonunda İstanbul 9. İcra (Hukuk) Mahkemesince itirazın reddine dair verilen 07.12.2012 tarihli ve 2012/1151 E., 2012/1226 K. sayılı karar, borçlu Yedideniz Sigorta Aracılık Hizmetleri A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 09.04.2013 tarihli ve 2013/4332 E., 2013/13512 K. sayılı kararı ile; “...Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlu şirketin takibe konu senedin sözleşmenin teminatı olarak verildiğini belirterek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, ...nun 115/1-ı maddesi gereğince dava şartını içermediği gerekçesiyle itirazın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....

                Davalı davaya cevap vermemiş olmakla birlikte ödeme emrine ve takibe karşı 22/06/2021 tarihinde vekilleri aracılığıyla yaptıkları itirazda "böyle bir borçları bulunmadığını; alacaklıyla aralarında herhangi bir hukuki ilişki olmadığını; aralarında bir sözleşme imzalanmadığını; takibe, borca, ödeme emrine, faiz oranına, işlemiş faize ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiklerini; yetkili icra dairesinin Araklı İcra Dairesi olduğunu" beyan etmiştir. Davanın, davalıların oluşturduğu adi ortaklık ile davacı arasında "Sürücülü araç kiralama sözleşmesi" kapsamında davacının iş yapıp yapmadığı, takip konusu yapılan 2021 Şubat-Mart ve Nisan ayına ilişkin 10 günlük iş bedelinin ödenip ödenmediği ve bu kapsamda itirazın iptali ile icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarındadır....

                  Bölge Adliye Mahkemesince; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir. 1-Ödeme emrine itiraz etmemiş (böylece zamanaşımını ileri sürmemiş) olan borçlu, takip konusu alacağın takip talebinden önceki dönemde zamanaşımına uğramış olduğunu bildirerek menfi tespit davası açamaz. (Prof. Dr. Baki Kuru, Menfi Tesbit Davası ve İstirdat Davası, Ankara, 2003, Sh 40) Borçlunun zamanaşımı def'ine takibe itiraz aşamasında dayanmamış olması, bundan vazgeçtiği anlamına gelir ve takip öncesi dönemde borcun zamanaşımına uğramış olduğunu bildirerek menfi tespit davası açamaz. (YHGK'nın 15.04.1972 tarih ve 265 E., 242 K; 11. HD'nin 07.07.1975 tarih ve 2912 E., 4679 K; 21.12.1979 tarih ve 5603 E., 5827 K; 15. HD'nin 21.05.1993 tarih ve 3966 E., 2466 K; 20.03.2000 tarih ve 68 E., 1964 K. sayılı ilamları bu yöndedir.)...

                    UYAP Entegrasyonu