Takibe yasal süresi içinde itiraz eden davalı, borçlu borcu bulunmadığını belirtmiştir. Davalı borçlu itirazında, icra takibinde dayanılan kira sözleşmesi altındaki imzasını açık ve kesin olarak reddetmediği gibi, yargılama sırasında da kira ilişkisini kabul etmiştir. Davalı borçlunun bu şekildeki itirazı borca itiraz niteliğindedir. İİK.nun 269/2 maddesi hükmüne göre borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait sözleşmedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse akdi kabul etmiş sayılır. Davalı borçlu takibe itirazında açıkça ve ayrıca kira sözleşmesindeki imzasına ve alacağın miktarına karşı çıkmadığına göre kira ilişkisi ve takip konusu miktar kesinleşmiştir. Davacı, alacaklının icra takibinde dayandığı kira sözleşmesine istinaden itirazın kaldırılması ve tahliye istemesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İcra Emrine İtiraz Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Borçlu, takip konusu ilamın kesinleşmeden takibe konulamayacağını, 2014 yılı Kasım ve Aralık ayları nafaka borçlarını ödediğini ileri sürerek takibin iptalini istemiştir. Mahkemece, takibe dayanak ilamın nafaka borcuna ilişkin olması sebebiyle kesinleşmeden takibe konulabileceği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş, karar borçlu tarafından temyiz edilmiştir. Borçlunun İcra Mahkemesi'ne başvuru nedenleri arasında 2012 yılı Kasım, Aralık ayları nafaka borçlarının ödendiği iddiası da bulunmaktadır....
Esas sayılı takip dosyası üzerinden yapılan takibe itirazın iptaline, icra-inkar tazminatı, avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmiştir. Alacaklı bu ilamda yazılı olan edayı içeren icra inkar tazminatı, avukatlık ücreti ve yargılama gideri için İzmir ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasında ayrı bir takip başlatmıştır....
İcra Müdürlüğü'nün 2011/7975 Esas sayılı takip dosyası üzerinden yapılan takibe itirazın iptaline, icra-inkar tazminatı, avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmiştir. Alacaklı bu ilamda yazılı olan edayı içeren icra inkar tazminatı, avukatlık ücreti ve yargılama gideri için İzmir 19. İcra Müdürlüğü'nün 2013/5743 Esas sayılı dosyasında ayrı bir takip başlatmıştır....
ye kefil olması nedeniyle Hakkari İcra Müdürlüğü'nün 2006/348 sayılı dosyasında hakkında yapılan icra takibindeki borcun takipten sonra ödenmesine rağmen, davalı tarafça aynı Müdürlüğün 2008/159 sayılı dosyasında mükerrer olarak tahsil edilmek istendiğini, ödeme emrine itiraz süresini kaçırdığını belirtmiş ve borca itiraz ettiğini beyan ederek icra takibinin durdurulmasını talep etmiş, yine Hakkari Sulh Hukuk Mahkemesindeki davanın 27.01.2010 tarihli duruşmasındaki beyanında borçlu olmadığınının tespitini istemiştir. Davacının talebi ikinci takibe karşı açılmış menfi tesbit davası olduğundan Hakkari Sulh Hukuk Mahkemesi'nce davaya bakılarak görülmesi gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.'nun 22.ve 23.maddeleri gereğince Hakkari Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 16/11/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre temyiz eden davalı tarafın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalılar vekilinin davacı lehine hükmedilen icra inkar tazminatına yönelik temyiz itirazlarına gelince; Icra ve İflas Kanunu'nun 68.maddesinin son fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek icra inkar tazminatı talep etmesi ve haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir....
HD'nin 2017/39469 Esas, 2020/6577 Karar ve 11/06/2020 tarihli kararı) Somut olayda davacı, fuar katılım ücretinin iadesi için davalı aleyhine Bakırköy .... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasında takip başlatmış, davalının yetki itirazı üzerine yetki itirazı kabul edilerek İstanbul .... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasında takibe devam edilmiştir. Davalının yetkili icra dairesi dosyasında tebliğ edilen ödeme emrine de süresinde itiraz etmesi üzerine, eldeki itirazın iptali davası açılmıştır. İstanbul .... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı icra dosyası, yetkisizlik kararı veren icra dairesinde başlatılan ilk takibin devamı niteliğindedir. Her iki takibin dayanağı alacak aynıdır. Yetkisiz icra dairesinde yapılan takibe itiraz üzerine davacı arabulucuya başvurmuş, ancak anlaşma sağlanmamıştır. Aynı uyuşmazlık için davacının yeniden zorunlu arabulucuya başvurmasına gerek yoktur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Bodrum 1. İcra Müdürlüğünün 2015/4965 takip sayılı dosyasında, takibin İzmir icra dairesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine, 13.810,10 TL fatura alacağına dayalı olarak ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının süresinde yetkiye borca ve ferilerine itiraz ettiği, yetki itirazının kabulü ile dosyanın Bodrum İcra dairesine gönderildiği yukarıdaki esas numarasını aldığı, görülmüştür. Mahkemece gerekçeli kararda " davacı tarafça 13.810,10 TL fatura alacağına dayalı olarak Bodrum 1. İcra Müdürlüğünün 2015/4965 takip sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibe davalı tarafça takibe itiraz edildiği anlaşılmıştır." denilmiş ise de dosya içerisinde yetkili icra dairesince çıkarılmış ödeme emri, ödeme emri tebliğ tebellüğ belgesi ve itiraz dilekçesi bulunmadığı görülmüştür. İtirazın iptali davası müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu bir eda davasıdır....
Maddesinin ;"(1) Borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde, herhangi bir icra dairesine başvurarak ödeme emrine itiraz edebilir. İcra dairesi, itiraza ilişkin evrakı, en geç iki iş günü içinde sisteme yükler, aslını alacaklının takip talebinde bildirdiği icra dairesine gönderir. Borçluya, itiraz ettiğine ilişkin ücretsiz bir alındı belgesi verilir.(2) Merkezî Takip Sistemi üzerinden güvenli elektronik imza kullanılarak da itiraz edilebilir.(3) Süresi içinde borca yapılan itiraz üzerine icra takibi durur. Duran takip hakkında, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun ilgili hükümleri uygulanır.(4) İtiraz, itirazın sisteme yüklendiği tarihi izleyen beşinci günün sonunda alacaklı avukatına tebliğ edilmiş sayılır." şeklindeki düzenlemesi uyarınca hak düşürücü sürenin başlangıç tarihinin itirazın sisteme yüklendiği tarihi izleyen 5....
Ödeme emrine itiraz, borçlunun borçlu olmadığını veya alacaklının takip yapma yetkisini haiz bulunmadığını icra dairesine bildirmesidir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 62. maddesine göre “İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur.” Borçlunun süresinde itirazı üzerine takip kendiliğinden durur (m.66/1). Kanun koyucu ödeme emrine itiraz içeriği konusunda borçluyu sınırlayıcı herhangi bir düzenlemeye yer vermemiştir. Borçlunun borca itiraz ederken itiraz sebeplerini ayrıca ve açıkça bildirme zorunluluğu bulunmamaktadır. Borçlunun yalnız “itiraz ediyorum” demesi dahi yeterlidir ve borca itiraz olarak kabul edilir. Ancak iki hâl yönünden itiraz iradesinin açıkça belirtilmesi zorunlu görülmüştür. Bunlardan ilki “Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkca göstermesi lazımdır....