- K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında müvekkilinin cari hesaptan 129.918.89 YTL tutarındaki alacağının ödenmemesi üzerine davalı aleyhine takip başlatıldığını, takibe itiraz edilmeden önce davalının müvekkilinde bulunan 23.945.78 YTL’lik karşı alacağı mahsup edildikten sonra davalı yanca borca karşılık çek ile 105.973.11 YTL ödemede bulunulduğunu, ancak davalının ödenmesi BK.nun 84.maddesi uyarınca icra dosyası alacağından mahsup edildikten sonra 13.521.73 YTL bakiye borcu ve icra dairesinin alacağı tahsil harcı kaldığını belirterek davalının takibe itirazının iptaline, takibin devamına ve %40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında müvekkilinin cari hesaptan 129.918.89 YTL tutarındaki alacağının ödenmemesi üzerine davalı aleyhine takip başlatıldığını, takibe itiraz edilmeden önce davalının müvekkilinde bulunan 23.945.78 YTL’lik karşı alacağı mahsup edildikten sonra davalı yanca borca karşılık çek ile 105.973.11 YTL ödemede bulunulduğunu, ancak davalının ödenmesi BK.nun 84.maddesi uyarınca icra dosyası alacağından mahsup edildikten sonra 13.521.73 YTL bakiye borcu ve icra dairesinin alacağı tahsil harcı kaldığını belirterek davalının takibe itirazının iptaline, takibin devamına ve %40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Somut olayda; borçlunun, icra dosyasındaki taraf sıfatına, alacak ve tüm ferilerine süresinde icra dairesinde itiraz ettiği ve aynı zamanda borçlu sıfatı ile hatalı olarak tarafına gönderilen ödeme emrinin iptali ve ödeme emri tebliğ işleminin düzeltilmesi talebiyle icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar, mahkemece, borçlunun başvurusu borca itiraz olarak nitelendirilerek, ilamsız takipte tüm itirazların icra dairesine yapılması gerektiğine ve borçlunun icra müdürlüğüne itirazı sonucu takibin durduğundan bahisle icra mahkemesine başvurusunda hukuki yararı bulunmadığına hükmedilmiş ise de, borçlunun icra mahkemesine başvurusu ödeme emrinin iptali ile birlikte ödeme emri tebliğ işleminin düzeltilmesi talebine ilişkin olup İİK'nun 58/2. maddesi kapsamında şikayet niteliğindedir....
Somut olayda; borçlunun, icra dosyasındaki taraf sıfatına, alacak ve tüm ferilerine süresinde icra dairesinde itiraz ettiği ve aynı zamanda borçlu sıfatı ile hatalı olarak tarafına gönderilen ödeme emrinin iptali ve ödeme emri tebliğ işleminin düzeltilmesi talebiyle icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar, mahkemece, borçlunun başvurusu borca itiraz olarak nitelendirilerek, ilamsız takipte tüm itirazların icra dairesine yapılması gerektiğine ve borçlunun icra müdürlüğüne itirazı sonucu takibin durduğundan bahisle icra mahkemesine başvurusunda hukuki yararı bulunmadığına hükmedilmiş ise de, borçlunun icra mahkemesine başvurusu ödeme emrinin iptali ile birlikte ödeme emri tebliğ işleminin düzeltilmesi talebine ilişkin olup İİK'nun 58/2. maddesi kapsamında şikayet niteliğindedir....
- K A R A R - Davacı vekili, asıl davada, müvekkili bankanın alacağından dolayı davalı aleyhine taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip yapılarak davalıya ödeme emri tebliğ edildiğini, davalının takibe itiraz ettiğini, itirazının haksız olduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, birleşen davada ise davalı aleyhine müvekkili bankanın alacağının tahsili için tahsilde tekerrür olmamak üzere genel haciz yoluyla takip yaptıklarını, davalıya ödeme emri tebliğ edildiğini, davalının takibe itiraz ettiğini, itirazının haksız olduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili asıl ve birleşen davada, davanın reddini savunarak, davacı aleyhine % 20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir....
İcra Emri Tebliğ Edilmeden Kıymet Takdirinin Yapılmış Olması: Davacılar vekili mahkememize verdiği dilekçede, icra emrinin müvekkiline 27/10/2020 tarihinde tebliğ edildiği ancak kıymet takdiri raporunun müvekkiline tebliğ edilmediğini ve rapora itiraz hakkının kısıtlandığını ve usulüne uygun olmadan yapılan kıymet takdirine dayalı olarak başlatılan takibin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür. Davacının dilekçesinde "takibe itiraz" ettiklerini belirtmesi ancak itirazın gerekçesini açıklamaması karşısında mahkememizce davacıya itirazdan neyi kast ettiğini açıklaması için bir haftalık kesin süre verilmiş, davacı vekili mahkememize verdiği 16/03/2021 tarihli dilekçesi ile müvekkillerine bilirkişi raporu tebliğ edilmediği ve itiraz haklarının kısıtlandığını, usulüne uygun olmadan yapılan kıymet takdirine dayalı olarak başlatılan takipte icra emrinin iptalini istediklerini belirtmiştir....
Tekirdağ icra müdürlüğünün 2019/2849 Esas sayılı dosyasında alacaklı T4 tarafından borçlular Mehmet Özballar, Kemal Özballar ile rehin borçlusu Gülşen Özballar aleyhine, 28.02.2019 tarihinde toplam 5.736.112,91- TL alacağın, asıl alacağa takip tarihinden tahsiline kadar işleyecek temerrüd faizi ve BSMV ile tahsili için 17 ayrı taşınmaz üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla (11.465.000 TL ipotek miktarı ) ilamlı takibe girişildiği görülmektedir. Borçlu Kemal Özballar'a yapılan icra emri tebliğinin 01/03/2019 tarihinde işte olduğundan bahisle aynı konutta ikamet eden ve bu hususa itiraz edilmeyen yakını İbrahim Özballar'a borçlunun ipotek senedinde de geçen adresinde T.K.16 ve 20....
itiraz ile takibin durmasına sebebiyet veren davalılar aleyhine asıl alacağın %20'sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İcra takibi sırasında borçlunun ölmesinden ve mirasçılarının belirlenmesinden sonra alacaklı vekilinin, mirasçılara muhtıra tebliğ edilmesini istediği ve icra dairesince bu istemin kabul edildiği anlaşılmaktadır. İİK.nun 53. maddesi gereğince borçlunun ölümü halinde alacaklının takip edebileceği iki yol olup, bu yolların her ikisi de yeni bir takip olmayıp eski takibin devamı niteliğindedir. Somut olayda, muris hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe başlanmış ve borçlunun 31.05.2013 tarihinde vefatı üzerine 20.10.2014 tarihli alacaklı talebi ile mirasçılar hakkında takibe devam edilmiştir. Bu takip muris hakkındaki takibin devamıdır. Bu husus, İİK'nun 53/son maddesinde; "bu takibin mirasçıya karşı devam edebilmesi" denilmek suretiyle açıkça belirtilmiştir. Bu nedenle de mirasçılar, murisin ölümünden önceki işlemlere itiraz edemezler....
Bölge Adliye Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Genel haciz yoluyla ilamsız takipte, borçlunun, süresi içerisinde takibe itiraz ettiği ve takibin durdurulduğu, itirazdan bir süre sonra takip dosyasının yenilenmesi ile kendisine, yenileme emri gönderilmesi üzerine icra mahkemesine verdiği dilekçe ile yenileme emrinin iptalini talep ettiği, Mahkemece; icra takibine yapılan itiraz ya da itiraz üzerine takibin durdurulması kararından sonra takipsizlik nedeni ile işlemden kaldırılan dosyanın yenilenmesine engel bir durum olmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği, borçlu tarafından ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine...