Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nce icra takip dosyasında davalı borçlu kiracı şirkete usulüne uygun ödeme emri tebliğ işlemi yapılamadığından, yukarıda anılan maddedeki, davalı borçluya verilen süreler işlemez. Davalı borçluya usulüne uygun ödeme emri tebliğ edilmeden, ödeme ve itiraz süreleri de işlemeye başlamayacağından davacı alacaklı İcra Mahkemesinden itirazın kaldırılmasını ve tahliye isteyemez....

    İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 9.İcra Müdürlüğü 2019/41094 Esas sayılı dosyasında davalı tarafından başlatılan takip kapsamında BJK iktisadi işletmesi hakkında ödeme emri düzenlenerek tebliğ edildiğini, takibe itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, 1 yıl sonra ancak yine eski tarihli olarak takip talebine aykırı şekilde BJK derneği hakkında ödeme emri düzenlenerek ödeme emrinin tebliğ edildiğini, borçlu olmayan kişiye ödeme emri düzenlenemeyeceğini, takip talebine aykırı ödeme emri düzenlenmesinin süresiz şikayete tabi olduğunu, BJK derneğinin takibe itiraz etse de iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğunu beyan ederek icra emrinin ve icra takibinin iptaline, yargılama giderinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

    Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacı tarafından önce İstanbul 14.İcra Müdürlüğünün 2009/267 sayılı dosyası ile takibe geçildiği, davalının yetki ve esasa yönelik itirazı sonucu dosyanın Bakırköy 5.İcra Müdürlüğüne intikal ettiğini ancak yetkili icra dosyasında, davalıya herhangi bir ödeme emri tebliği edilmediği gibi,bir itirazın da söz konusu olmadığı, bu nedenle bu hali ile davanın dinlenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı vekili, davalı borçlu ile diğer dava dışı borçlular hakkında İstanbul 14.İcra Müdürlüğünün 2009/2167 sayılı dosyası ile takibe geçmiş, davalı vekili, 30.01.2009 tarihli dilekçesi ile icra dairesinin yetkisine ve borcun esasına itiraz edip yetkili icra dairesinin Bakırköy İcra Daireleri olduğunu öne sürmüştür....

      Mahkemece davalının önce icra emri daha sonra ödeme emri tebliğ edildiği halde borcunu ödemediği, ilama bağlı alacağı ödemeyen davalının yeterli mal varlığı bulunmasının sonuca etkili olmadığı gerekçesiyle davalı şirketin iflasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı aleyhine Ankara 20.İcra Müdürlüğünün 2004/5034 sayılı dosyasından haciz yoluyla ilamsız takibe geçmiş, itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında takibin 68.862 Dolar üzerinden devamına karar verilmiş, alacaklı vekili kararı icra dosyasına 11.01.2008 tarihinde sunmuş ve yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden borçluya icra emri gönderilmesini istemiştir. Alacaklı vekili 26.08.2008 tarihinde itirazın iptali davasında karar altına alınan alacak ve icra emrine konu alacağın toplamı üzerinden takip yolunun iflasa çevrilmesini talep etmiş, borçluya örnek No:11 iflas ödeme emri gönderilmiş, borçlu ödeme emrine itiraz etmemiştir....

        İİK'nın 62. maddesinde "İtiraz etmek isteyen borçlunun itirazını, ödeme emri tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak İcra Dairesine bildirmeye mecbur" olduğu belirtilmiştir. İİK'nın 66. maddesine göre müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur. Takibin durması üzerine alacaklı icra mahkemesinden itirazın kaldırılması veya genel mahkemelerden itirazın iptali yönünde bir karar getirmedikçe takibe devam olunamaz....

        İcra Müdürlüğü' nün 2004/387 sayılı dosyasından ilamsız icra takibi başlatıldığı ve takibin kesinleştiği, ancak borçlu vefat ettiğinden icra dosyasındaki borcun ödenmesi konusunda davalılara ödeme emri gönderildiği, davalıların borçları olmadığını ve murisin mirasını reddettiklerine dair dava açtıklarını belirterek takibe itiraz ettikleri, ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 02.09.2010 tarih ve 2010/356-416 sayılı mirasın reddi kararıyla davalıların mirası reddettiklerinin anlaşıldığı, bu nedenle davalıları, muris ...' nın borcundan sorumlu tutmanın mümkün olmadığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İtirazın iptali davasının koşulları, yetkili icra dairesinde ilamsız icra takibine girişilmesi, ödeme emrine borçlu tarafından 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmiş olması, itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemede dava açılması şeklinde sıralanabilir....

          İcra Müdürlüğü'nün 2007/5426 Esas sayılı dosyasının incelenmesinden davacı alacaklı vekilinin 09.09.2008 tarihinde icra müdürlüğüne başvurarak borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmesini talep ettiği, bu talep üzerine yetkili ... 5. İcra Müdürlüğü'nce 05.09.2008 tarihli ödeme emri düzenlenerek davalı borçluya tebliğ edildiği, davalı borçlu vekili Av. ...'ın 22.09.2008 tarihli dilekçe ile süresinde borca ve ferilerine itiraz ederek takibin durdurulmasını talep ettiği anlaşılmaktadır. Bu haliyle mahkemenin gerekçesi dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Yetkili icra müdürlüğündeki takibe süresi içinde itiraz edildiğinden 1 yıllık yasal süre içinde açılan davanın esasına girilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken ödeme emri düzenlenip tebliğ edildiği ve takibe itiraz edildiği gözden kaçırılarak yazılı nedenlerle davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....

            İİK.nun 150/a maddesi atfı ile uygulanması gereken İİK.nun 62.maddesinde ise “itiraz etmek isteyen borçlu itirazını ödeme emri tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur.” denilmektedir. Somut olayda ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takibe konu ipotek "Acentelik Sözleşmesi" nin teminatı olarak verilmiştir . Borçlunun icra mahkemesinde ileri sürdüğü nedenler borca itiraz niteliğindedir. Aynı nedenlerle icra müdürlüğünde itiraz edilmiş ve takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Borçlu takip yolu itibariyle icra dairesine yapması gereken itiraz nedenleriyle icra mahkemesine gelerek takibin iptalini isteyemeyeceği gibi icra müdürlüğüne yapılan itirazla oluşan takibe icra mahkemesinden itirazın kaldırılması veya genel mahkemelerden itirazın iptali ilamı getirilmedikçe devam edilme imkanı bulunmadığından borçlunun icra mahkemesine başvurusunda hukuki yararı da yoktur....

              İcra Müdürlüğü’ nün 2018/32393 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, müvekkiline iflas yolu ile takibe ilişkin ödeme emri gönderilmiş olmasına rağmen takip talebinde alacaklının takip yolu olarak haciz yolunu seçtiğinin anlaşıldığını ,icra müdürlüğüne itiraz ve şikayetlerinin sunulduğunu ancak takip talebinde alacaklı tarafından haciz yolu seçildiğinden mahkemeye de itiraz ve şikayetlerinin bildirildiğini, icra müdürlüğünün yetkili olmadığını, alacaklı tarafından takip yolunun iki kez değiştirildiğini, icra takibinde borçlu tarafın değiştirildiğini ,takibe konu senedin teminat senedi olduğunu, muaccel borç bulunmadığı, tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek itiraz ve şikayette bulunulmuştur....

              4.222,67 TL tutarlı ödeme emri, 2013/11840 nolu takip ve bu takibe ilişkin 28.02.2013 düzenleme tarihli 19,81 TL tutarlı ödeme emri ve bu ödeme emrinin bağlı bulunduğu icra takibi , 2013/11838 nolu takip ve bu takibe ilişkin 2013/11839 nolu takip ve bu takibe ilişkin 28.02.2013 düzenleme tarihli 322,89 TL tutarlı ödeme emri, 28.02.2013 düzenleme tarihli 28,92 TL tutarlı ödeme emri ve bu ödeme emrinin bağlı bulunduğu icra takibi takibe alınan borcun türü işsizlik sigortası primi, 2014/012988 nolu takip ve bu takibe ilişkin 13.04.2015 havale tarihli 98,93 TL tutarlı ödeme emri,2014/11142 nolu takip ve bu takibe ilişkin 11.02.2014 düzenleme tarihli ödeme emri, 2013/013783 nolu takip ve bu takibe ilişkin 30.04.2013 havale tarihli 343,48 TL tutarlı ödeme emri, 2013/19195 nolu takip ve bu takibe ilişkin 31/12/2013 havale tarihli 225,91 TL tutarlı ödeme emrinin iptaline, 2-Davacının borçlu bulunmadığının tespitine ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu