İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/01/2023 NUMARASI : 2022/600 ESAS 2023/30 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, alacaklı tarafından Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün 2022/58097 Esas sayılı dosyasına binaen örnek 4- 5 icra emri düzenlenmiş olup 30.10.2022 tarihinde tebliğ edildiğini, bahse konu icra emrinin, ilamların yerine getirilmesine ilişkin olup takip dayanağı olarak Kayseri 10....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; takibe konu ilamda yer alan davalılar ile takip talebi ve ödeme emrindeki tarafların birbirinden farklı olduğunu, icra emri ekinde gönderilen ilamın bu icra takibine dayanak teşkil etmeyeceğini, takibin iptal edilmesi gerektiğini, icra emrinde yerel alan hataların harf hatası gibi basit maddi hatalar olmadığını, hem taraf açısından hatalı hem de tutar açısından hatalı olarak hazırlanan icra emirinin iptal edilmesi gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; şikayet, ilamlı icra takibinde, takibin iptali istemine ilişkindir. İİK. 'nun 32. Maddesinde "Para borcuna veya teminat verilmesine dair olan ilam icra dairesine verilince icra memuru borçluya bir icra emri tebliğ eder....
K A R A R Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, 6183 sayılı Kanun'un 58. maddesi gereğince 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davaya konu takip nolu ödeme emrinin davacıya 19/07/2000 tarihinde tebliğ edildiği, takip numaralı ödeme emrinin prim borcuna ilişkin olup 1997/6 ila 2000/1 dönem borçlurını içerdiği, davacının almakta olduğu aylığın 1/3'ü üzerine Kurum'un 25/06/2015 tarih sayılı yazısıyla haciz konulduğu, davacının ödeme emrinin iptali ve menfi tespit istemli davasını 03/07/2015 tarihinde açtığı, davacının temyiz talebinde takip numaralı ödeme emri ile hacze konu takip numaralı ödeme emirlerinin aynı olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır....
takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir....
İİK'nın 363/1. maddesi gereğince, icra mahkemesi kararları aleyhine yüze karşı verilen hüküm bakımından tefhim, yoklukta verilen hüküm bakımından tebliğden itibaren 10 günlük yasal sürede istinaf yoluna başvurulacağı açık kanun hükmüdür. Somut olayda; Mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu verilen gerekçeli karar 08/03/2022 tarihinde davacı vekiline elektronik ortamda tebliğ edilmiş olup, davacı vekili istinaf dilekçesini 10 günlük istinaf süresi geçtikten sonra 22/03/2022 tarihinde sunduğundan, davacının istinaf başvurusunun süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir....
YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Davacı adına düzenlenen … tarih … ve … tarih ve … sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı 3.kişi vekili, Konya 6.İcra Müdürlüğünün 2009/5462 sayılı takip dosyasından yapılan 14.07.2011 tarihli hacizde, davacı 3.kişinin boşandığı eşinin borcundan dolayı davacıya ait ev eşyalarının ve kasada bulunan nakit paranın haczedildiğini, İİK'nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile anılan haczin kaldırılmasını istemiştir. Davalı alacaklı vekili, boşanmanın tkip ve hacizlerden sonra danışıklı olduğunu ve haciz sırasında borçlunun hazır bulunduğunu, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı borçlu, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca icra kefilliğinin geçersizliği nedeniyle icra emrinin iptali istemine ilişkindir. İİK'nın 38. maddesi gereğince, icra dairesinde usulüne uygun biçimde verilen kefaletler, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabi olup, buna ilişkin başvurular ilama aykırılık iddiası olduğundan, İİK'nın 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tabidir. İcra kefaletinin geçersizliği nedeniyle iptali istemi, yargılamayı gerektirmesi nedeniyle genel mahkemede ileri sürülebilecek bir husus olup, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurularak iptali istenilemez. Üçüncü kişilerin, icra dairesi önünde takip borçlusunun borcuna kısmen veya tamamen kefil olması, diğer bir ifade ile borcun ödenmesini kısmen veya tamamen üstlenmesi halinde icra kefaleti doğar. İhtiyati haciz sırasındaki kefalet de geçerli olup, asıl borçlu hakkındaki takip iptal edilmedikçe, icra kefili müteselsilen sorumludur....
Handan Önder, Av.Canan Bahar Aydın'ı vekil tayin ettiği vekaletnamesinin dosyaya sunulduğu ve bu sebeple icra emrinin adı geçen vekillere tebliği gerektiği ileri sürmüş ise de, ilgili vekaletnamenin yargılama sırasında değil, karar tarihinden çok sonra dosyaya sunulmuş olduğu anlaşılmıştır. Somut olayda; icra emirinin tebliğ edildiği tarih itibariyle davacı borçlunun vekili bulunmadığından icra emrinin davacı borçluya gönderilmesinde yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesinin şikayetin reddine ilişkin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
İcra Dairesinin 2021/10382Esas sayılı icra dosyası üzerinden örnek 10 icra takibi başlattığını, ödeme emirinin 04.10.2021 tarihinde davacı borçlulara tebliğ edildiğini, süresi içerisinde yetkiye ilişkin itirazlarını sunduklarını, takibe konu senet yönünden İzmir İcra Dairelerinin yetkili olmadığını, takip dayanağı senet aslı incelendiğinde; senedin üzerinde "düzenleme/tanzim yeri" ibaresinin bulunmadığını, bu nedenle senet üzerinde belirtilen borçlu adreslerinin "idari birim" içerdiği dikkate alınarak düzenleme yerinin "Akhisar" olduğunun kabul edilmesi gerektiğinin açıkça anlaşıldığını, ayrıca, senet üzerindeki borçluların tacir olmadıkları da ortada iken yetki sözleşmesinin de mümkün olamayacağını, dolayısıyla, takip dayanağı senet yönünden İzmir İcra Daireleri yetkili olmayıp, Akhisar İcra Dairelerinin yetkili olduğunu belirterek, yetki itirazlarının kabulü ile Akhisar İcra Dairelerinin yetkili olduğuna karar verilmesini talep ve dava etmiştir....