WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Küçükçekmece/İstanbul olması nedeniyle yetkili mahkemenin Bakırköy mahkemeleri olduğunu, takibin yetkili icra dairesinde başlatılmadığını, gönderinin paketlenmesi ve etiketlenmesinin taşıyıcının yükümlülüğünde olmadığını, davacının faiz talebinin haksız olduğunu, alacağın likid olmadığını savunarak, davanın usul ve esas yönünden reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "....Davacı, emtia blok abonman sigorta poliçesinden kaynaklı kaynaklanan rücu alacağının tahsili için girişilen ilamsız icra takbine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı talep etmiştir. İtirazın iptali talebine konu icra dosyası İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. Sayılı dosyasıdır. İtirazın iptali davalarında davanın dinlenebilme koşulu mahkemenin bulunduğu yerdeki icra dairesine usulüne uygun takip yapılmış olmasına bağlıdır.( T.C. Yargıtay 13....

    Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, Mahkemenin yapılan yargılama sonunda icra dairesinin yetkili olmaması nedeniyle İcra İflas Kanununun 50/2’nci maddesi hükmü kapsamında icra takibinin yetkili icra dairesinde yapılmadığından itirazın iptali davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde icra takibinde ... ... İcra Dairelerinin yetkili olduğunun tespitine, davacı tarafın itirazın iptali hususunda açtığı davada bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 6217 sayılı Kanun’un 30’uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen geçici 3’üncü madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438’inci maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır....

      Dolayısıyla mahkemenin, itirazın iptali davasının icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde bakılacağı yolundaki gerekçesi isabetli değildir. İcra takibini yürüten icra müdürlüğünün yetkisine borçlu tarafından itirazda bulunulması halinde mahkemece önce bu itiraz incelenip karar verilmeli, icra müdürlüğü ve mahkeme yetkili görüldüğü takdirde uyuşmazlığın esası incelenmelidir. Itirazın iptali davasının dinlenebilmesi için ön koşul, icra takibinin yetkili icra müdürlüğünde başlatılmış olması ya da icra takibi başlatılan icra müdürlüğünün yetkisinin itirazsız kesinleşmiş olmasıdır. Mahkemece, icra takibinin başlatıldığı icra müdürlüğünün kooperatifin merkezi itibariyle yetkili olmadığından icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirker, aynı sonuca farklı gerekçeyle ulaşılmış olması nedeniyle HUMK'nun 438/son maddesi uyarınca hükmün gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanmasına karar vermek gerekmiştir....

        İcra Müdürlüğü nezdinde icra takibi yaptıklarını ancak davalının icra takibine haksız ve kötü niyetli bir şekilde itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere belirlenecek icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir....

          İcra Müdürlüğü nezdinde icra takibi yaptıklarını ancak davalının icra takibine haksız ve kötü niyetli bir şekilde itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere belirlenecek icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir....

            İcra Müdürlüğü nezdinde icra takibi yaptıklarını ancak davalının icra takibine haksız ve kötü niyetli bir şekilde itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere belirlenecek icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir....

              İcra Müdürlüğü nezdinde icra takibi yaptıklarını ancak davalının icra takibine haksız ve kötü niyetli bir şekilde itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere belirlenecek icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir....

                İcra Müdürlüğü nezdinde icra takibi yaptıklarını ancak davalının icra takibine haksız ve kötü niyetli bir şekilde itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere belirlenecek icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir....

                  İcra Müdürlüğü nezdinde icra takibi yaptıklarını ancak davalının icra takibine haksız ve kötü niyetli bir şekilde itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere belirlenecek icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir....

                    Mahkemece toplanan delillere göre; itirazın iptali davasında mahkemenin bulunduğu yerdeki icra dairesinde usulüne uygun yapılmış bir icra takibi bulunmasının dava şartı olduğu, mahkemenin yargı çevresi içerisinde usulüne uygun yapılmış takip bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı borçlu vekili, icra takibinde borca, faize ve ferilerine itiraz etmiştir. Davalı borçlu vekilinin icra dairesinin yetkisine itirazı bulunmadığından icra dairesinin yetkisi kesinleşmiştir. Açılan itirazın iptali davasında ise davalı vekili mahkemenin yetkisine ilişkin ilk itirazda bulunmuştur. İtirazın iptali davası genel hükümlere göre görülen bir dava olup, ilamsız icra takibinin yapıldığı yerde bu davanın açılması zorunluluğu bulunmamaktadır. Dava açılan mahkemenin yetkili mahkeme olup olmadığı hususu genel hükümlere göre değerlendirilip sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir....

                      UYAP Entegrasyonu