İcra Müdürlüğü nezdinde icra takibi yaptıklarını ancak davalının icra takibine haksız ve kötü niyetli bir şekilde itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere belirlenecek icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir....
İcra Müdürlüğü nezdinde icra takibi yaptıklarını ancak davalının icra takibine haksız ve kötü niyetli bir şekilde itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere belirlenecek icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir....
İcra Müdürlüğü nezdinde icra takibi yaptıklarını ancak davalının icra takibine haksız ve kötü niyetli bir şekilde itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere belirlenecek icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir....
Mahkemece toplanan delillere göre; itirazın iptali davasında mahkemenin bulunduğu yerdeki icra dairesinde usulüne uygun yapılmış bir icra takibi bulunmasının dava şartı olduğu, mahkemenin yargı çevresi içerisinde usulüne uygun yapılmış takip bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı borçlu vekili, icra takibinde borca, faize ve ferilerine itiraz etmiştir. Davalı borçlu vekilinin icra dairesinin yetkisine itirazı bulunmadığından icra dairesinin yetkisi kesinleşmiştir. Açılan itirazın iptali davasında ise davalı vekili mahkemenin yetkisine ilişkin ilk itirazda bulunmuştur. İtirazın iptali davası genel hükümlere göre görülen bir dava olup, ilamsız icra takibinin yapıldığı yerde bu davanın açılması zorunluluğu bulunmamaktadır. Dava açılan mahkemenin yetkili mahkeme olup olmadığı hususu genel hükümlere göre değerlendirilip sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir....
Mahkemece toplanan delillere göre; itirazın iptali davasında mahkemenin bulunduğu yerdeki icra dairesinde usulüne uygun yapılmış bir icra takibi bulunmasının dava şartı olduğu, mahkemenin yargı çevresi içerisinde usulüne uygun yapılmış takip bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı borçlu vekili, icra takibinde borca, faize ve ferilerine itiraz etmiştir. Davalı borçlu vekilinin icra dairesinin yetkisine itirazı bulunmadığından icra dairesinin yetkisi kesinleşmiştir. Açılan itirazın iptali davasında ise davalı vekili mahkemenin yetkisine ilişkin ilk itirazda bulunmuştur. İtirazın iptali davası genel hükümlere göre görülen bir dava olup, ilamsız icra takibinin yapıldığı yerde bu davanın açılması zorunluluğu bulunmamaktadır. Dava açılan mahkemenin yetkili mahkeme olup olmadığı hususu genel hükümlere göre değerlendirilip sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir....
-TL alacağın tahsili amacı ile Malkara İcra Müdürlüğü'nün 2012/1114 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalı borçlunun haksız yere borca itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalı, Malkara İcra Müdürlüğü'nün 2012/1114 Esas sayılı dosyasına süresinde sunduğu itiraz dilekçesinde icra takibine konu olan kira alacağının beş yıllık zamanaşımına uğradığını savunarak borca itirazda bulunmuş ve açılan itirazın iptali davasındada 11.03.2015 tarihli celsede davanın reddini dilemiştir....
Davalı, hakkında yapılan ... 30.İcra Müdürlüğünün 2009/10625 sayılı takip dosyasına vermiş olduğu dilekçe ile, hem icra dairesinin yetkisine hem de borca itiraz etmiştir. Bunun üzerine alacaklı temyize konu edilen ... 4.Sulh Hukuk Mahkemesinde 2010/283 E.sayılı davayı açmış davalı bu davada da yetki itirazını tekrarlamıştır. İtirazın iptali davasının görülebilmesi usulüne uygun biçimde yapılmış, geçerli bir icra takibinin varlığına bağlıdır. Ortada usulüne uygun yapılmış geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda itirazın iptali davasının görülmesine usulen olanak yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz edilmişse mahkemenin yetkisine itiraz edilmese bile icra dairesinin yetkisine itiraz öncelikle incelenmelidir. Bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece geçerli bir icra takibinin bulunduğundan sözedilemez....
Asliye Hukuk Mahkemesinde itirazın iptali ve %40 inkar tazminatının tahsili, olmadığı taktirde 6.000.000.000 TL alacağın tahsili için bu davayı açtığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Davacı açtığı bu dava ile davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ve %40 inkar tazminatının olmadığı takdirde 6.000.000.000 TL alacağın tahsilini istemiştir. İİK.'nun 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davası ile alacağın tahsili davaları niteliği ve sonuçları itibariyle farklı davalardır. İtirazın iptali davasında, itirazın iptaline karar verildiği taktirde itiraz üzerine durmuş olan icra takibine devam edilecektir. Alacağın tahsili davasında ise tahsil kararı ile ilamlı icra takibi yapılacaktır. İtirazın iptali davasında koşullarının oluşması halinde inkar tazminatına hükmedileceği halde alacağın tahsili davasında inkar tazminatına hükmedilemez. Farklı hukuksal sonuçlar doğuran davada mahkemece hem itirazın iptali ve % 40 tazminat, hemde alacağın tahsili istenemez....
E) Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-İşçilik alacaklarıyla ilgili olarak yapılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında icra inkâr tazminatına karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Genel haciz yoluyla yapılan ilamsız icra takiplerinde, borçlunun itirazı üzerine takip durur ve alacaklının takibin devamını sağlamaya yarayan imkânlarından biri 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67 inci maddesinde öngörülen itirazın iptali davasıdır. İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılır. İcra takibinde yer alan ve borçlu tarafından itiraza uğrayan kısım davanın konusunu oluşturur....
Kısaca, itirazın iptali davasını gören mahkeme, kendi yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, öncelikle icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazı incelemek ve sonuçlandırmak zorundadır. Yargıtay'ın yerleşik uygulamasına göre de, borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmesi halinde, mahkemenin önce icra dairesinin yetkili olup olmadığını incelemesi, icra dairesinin yetkili olmadığını tespit etmesi halinde, borcun esasına ilişkin itirazın incelemesine geçilmeksizin takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı ve geçerli bir icra takibi bulunmadığı gözetilerek itirazın iptali davasının da HMK'nın 114/2. ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine karar vermesi gerekmektedir. İtirazın iptali davaları, icra takibine sıkı sıkıya bağlı olan davalardandır. Bu davalar yönünden, yetkili icra dairesinde yapılmış bir icra takibinin bulunması dava şartlarındandır....