Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Değinilen maddenin ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri, destekten yoksun kalanlar ile işçinin diğer yakınlarının isteyebilecekleri tazminat ve alacaklar dâhil, hizmet sözleşmesinden doğan bütün haklar yönünden uygulanır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra düzenlenen ibra sözleşmeleri için yasal koşulların varlığı aranmalıdır. Ancak 6098 sayılı Borçlar Kanununun yürürlükte olmadığı dönemde imzalanan ibranamenin geçerliliği sorunu, Dairemizin konuyla ilgili ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmelidir. İbranamenin feshi izleyen bir aylık süre içinde düzenlenmesi ve ödemelerin banka kanalıyla yapılmamış oluşu 01.07.2012 tarihinden önce düzenlenen ibra sözleşmeleri için geçersizlik sonucu doğurmaz....

    Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde, davalı-karşı davacı vekili 30.01.2012 tarihli celsede “dava konusu çeklerin kısmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin kısmen ise ibraname öncesi mevcut sözleşme kapsamında verilmiş çekler olduğunu, bu çeklerin müvekkili tarafından ödeme aracı görülerek ibranamenin imzalandığını” belirttiği ancak davalı karşı davacının ticari ilişkinin ibranamenin imzalandığı tarihten sonra da devam ettiğini ispatlayamadığı, ibranamenin davacının çeklerden doğan borcu dahil olmak üzere tüm borçlarını kapsadığı gerekçeleri ile asıl davanın ve birleşen davanın kabulüne karşı davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalılar karşı davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Taraflar arasında imzalanan 30.11.2004 tarihli çerçeve Tedarik Sözleşmesi ile ticari ilişkinin başladığı ve bu ticari ilişkinin 08.07.2008 tarihli “Sözleşmenin feshi ve ibraname” başlıklı belge ile sonlandırıldığı dosya içeriği ile sabittir....

      İDM KARARININ ÖZETİ : İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; her ne kadar davacı tarafından 31/03/2015 tarihinde meydana gelen kaza nedeni ile davalı araç sürücüsünden maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuş ise de ; taraflar arasında düzenlenen 13/04/2015 tarihli ibraname ile kaza nedeniyle tarafların birbirlerinden hiçbir hak ve alacağı kalmadığının kabul edildiği ve ibranamenin 2918 Sayılı Kanunun 111 inci maddesi hükmüne göre de geçersizliği ya da iptalini gerektiren bir neden bulunmadığına göre" gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

      İbranamenin geçerli olabilmesi için içerdiği tüm alacak kalemlerinin miktarını ihtiva etmesi zorunlu olmayıp savunma ile çelişmemesi durumunda yukarıdaki ilkeler doğrultusunda geçerli kabul edilip ibranamenin ihtiva ettiği alacaklar bakımından taleplerin reddine karar verilmesi gereklidir. Netice olarak, Mahkemece ibranamenin içeriğinde yer alan fazla çalışmaya ilişkin miktar belirtilmediğinden bu alacak kalemi bakımından hukuken geçerliliği bulunmadığı şeklindeki yanılgılı değerlendirme ile fazla çalışma ücret alacağının kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 05.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        İbranamenin geçerli olabilmesi için içerdiği tüm alacak kalemlerinin miktarını ihtiva etmesi zorunlu olmayıp savunma ile çelişmemesi durumunda yukarıdaki ilkeler doğrultusunda geçerli kabul edilip ibranamenin ihtiva ettiği alacaklar bakımından taleplerin reddine karar verilmesi gereklidir. Netice olarak, Mahkemece ibranamenin içeriğinde yer alan fazla çalışmaya ilişkin miktar belirtilmediğinden bu alacak kalemi bakımından hukuken geçerliliği bulunmadığı şeklindeki yanılgılı değerlendirme ile fazla çalışma ücret alacağının kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 05.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı asil; iş sözleşmesinin haklı veya geçerli bir neden olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek; feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini savunmuştur. Mahkemece, feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine karar verilmiştir. Karar süresinde davalı tarafça temyiz edilmiştir. Mahkemenin yerinde gerekçelerle feshin geçersizliğine karar verdiği anlaşılmaktadır....

            Değinilen maddenin ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri, destekten yoksun kalanlar ile işçinin diğer yakınlarının isteyebilecekleri tazminat ve alacaklar dâhil, hizmet sözleşmesinden doğan bütün haklar yönünden uygulanır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra düzenlenen ibra sözleşmeleri için yasal koşulların varlığı aranmalıdır. Ancak 6098 sayılı Borçlar Kanununun yürürlükte olmadığı dönemde imzalanan ibranamenin geçerliliği sorunu, Dairemizin konuyla ilgili ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmelidir. İbranamenin feshi izleyen bir aylık süre içinde düzenlenmesi ve ödemelerin banka kanalıyla yapılmamış oluşu 01.07.2012 tarihinden önce düzenlenen ibra sözleşmeleri için geçersizlik sonucu doğurmaz....

              Bu yön ise, ibranamenin verildiği tarih gözönünde tutularak zarar görenin gerçek zararının uzman bilirkişiler aracılığı ile saptanması suretiyle belirlenecektir. Oysa yukarıda açıklandığı biçimde inceleme ve araştırma yapılmadığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece; ibranameyi veren davacının, ibranamenin verildiği tarihteki veriler esas alınarak gerçek maddi zararını saptamak, böylece tazmin edilecek miktar ile buna karşılık ibraname ile alınan meblağ arasında açık oransızlığın bulunup bulunmadığı denetlenmek, açık oransızlığın bulunması durumunda, ibranameyi “kısmi ifayı içeren makbuz” niteliğinde kabul etmek ve ibraname ile alınan meblağın, ödeme tarihindeki gerçek zararı hangi oranda karşıladığını saptamak, son verilere göre hesaplanan tazminat miktarından yasal indirimler yapılmak suretiyle belirlenecek gerçek zarardan davacı tarafın ödeme yapılan tarihe göre zararının karşılandığı oranda indirim yapmak, daha sonra kalan miktara hükmetmek gerekir....

                İbranamede yer alan işçilik alacaklarının bir kısmı yönünden savunma ile çelişkinin varlığı ibranameyi bütünüyle geçersiz kılmaz. Savunma ile çelişmeyen kısımlar yönünden ibra iradesine değer verilmelidir (Yargıtay 9.HD. 24.6.2010 gün, 2008/33597 E, 2010/20380 K). Başka bir anlatımla, bu gibi durumlarda ibranamenin bölünebilir etkisinden söz edilebilir. Bir ibraname bazı alacaklar bakımından makbuz hükmünde sayılırken, bazı işçilik hak ve alacakları bakımından ise çelişki sebebiyle geçersizlikten söz edilebilir. Aynı ibranamede çelişki bulunmayan ve miktar içermeyen kalemler bakımından ise borç ibra yoluyla sona ermiş sayılabilir....

                  Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından imzalanan ve hukuki şartları haiz ibranamenin mübrez olduğunu, ibranamenin imza tarihinin fesihten sonra 1 ay sonra olduğunu, ödemenin banka kanalı ile yapıldığını, ibraname içeriğinde çalışmasının 4 yıl 4 ay 22 gün olduğunun davacı tarafça ikrar edildiğini, hizmet tespiti davası bulunmadığını, davacının 01.04.1998 tarihinde işe başladığını, 30.04.2003 tarihinde tek taraflı olarak iş akdinin feshedildiğini, bu fesih ile kıdem tazminatı dahil alacaklarının ödendiğini, ardından 10.06.2010 tarihinde tekrar sözleşme yapıldığını, 31.10.2014 tarihine kadar davacının çalıştığını, çalışmanın iki farklı dönem olduğunu, ilk dönem çalışmasına ilişkin de 30.04.2003 tarihli ibraname olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; Davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkeme kararına karşı yasal süresinde davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu