Olayımıza gelince; davacı taraf, davalı ile eski malik arasındaki 03/12/2015 tarihli kira sözleşmesine dayanmış ancak sözleşmenin 1 yıllık olduğunu ve kanun gereğince her yıl aynı şartlarda yenilendiğini belirtmiş ancak yazılı bir kira sözleşmesi sunmamıştır. Davalı taraf ise kiracılık ilişkisine karşı çıkmamakla birlikte bahsi geçen sözleşmenin eski malik ile 10 yıllık olarak yapıldığını ileri sürmüş ancak yazılı kira sözleşmesini ibraz etmemiştir. Davalı taraf, davacı tarafından kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe itirazında da kira sözleşmesinin on yıllık olarak yapıldığını belirtmiştir. Şu durumda eski malik ile davalı arasındaki sözleşmenin belirli süreli kira sözleşmesi niteliğinde olup olmadığının ve halen süresinin dolup dolmadığının belirlenmesi davanın süresinde olup olmadığının tespiti bakımından önem arz etmektedir....
Olayımıza gelince; davacı taraf, davalı ile eski malik arasındaki 03/12/2015 tarihli kira sözleşmesine dayanmış ancak sözleşmenin 1 yıllık olduğunu ve kanun gereğince her yıl aynı şartlarda yenilendiğini belirtmiş ancak yazılı bir kira sözleşmesi sunmamıştır. Davalı taraf ise kiracılık ilişkisine karşı çıkmamakla birlikte bahsi geçen sözleşmenin eski malik ile 10 yıllık olarak yapıldığını ileri sürmüş ancak yazılı kira sözleşmesini ibraz etmemiştir. Davalı taraf, davacı tarafından kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe itirazında da kira sözleşmesinin on yıllık olarak yapıldığını belirtmiştir. Şu durumda eski malik ile davalı arasındaki sözleşmenin belirli süreli kira sözleşmesi niteliğinde olup olmadığının ve halen süresinin dolup dolmadığının belirlenmesi davanın süresinde olup olmadığının tespiti bakımından önem arz etmektedir....
Kiralayan durumunda olmayan malik veya kiralananı sonradan iktisap eden yeni malikin önceden kiracıya ihbar göndererek kira paralarının kendisine ödenmesini istemesi bu ihbarın sonuçsuz kalması halinde yasal içerikli ihtarname tebliğ ettirmek suretiyle dava açması gerekir. Dava hakkına ilişkin bu husus mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulmalıdır. Olayımıza gelince; davacılardan A… … S… …, kiralananı iktisab ettiğini iddia ederek tahliye davası açmıştır. Ancak yeni malik davacı A… … S… … yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda öncelikle kira bedellerinin mülkiyet hakkına dayanarak, kendisine ödenmesi ihbarı göndermeden, yasal içerikli ihtarname ile ödenmeyen kira bedellerinin ödenmesini istemiş ve tahliye davasını da bu ihtarnameye dayalı olarak açmıştır. Bu durumda, mahkemece davacının temerrüt sebebiyle tahliye davası açma hakkı bulunmadığından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile tahliye davasının kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur....
Mahkemece adli tıp raporuna göre davalı ile davacı arasında imzalan kira sözleşmesindeki imza davacıya ait olmadığından kira sözleşmesinin geçersiz olmasından bahisle davalının işgalinin haksız olduğu nedeniyle dava konusu taşınmaza el atmanın önlenmesi ve 125.522,76TL ecrimisil tutarının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Davalı davacı ile kira sözleşmesi olduğunu bir takım kira bedellerini ödediğini iddia ederek ödeme dekontları sunmuş alınan bilirkişi raporunda da davalı tarafça davacı hesabına kira ödemesi altında 8000TL ödeme yapıldığı rapor edilmiştir. Davalı taraf, taşınmazı geçerli kira kontratına dayalı olarak kullandığı iddiasında olup, öncelikle taraflar arasında yazılı ya da sözlü kira kontratı olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca taraflar arasında geçerli kira sözleşmesi bulunmasa dahi davacının, davalının taşınmazı kullanmasına yönelik benimseme kabul edilebilecek davranışlarının bulunup bulunmadığının da belirlenmesi gerekmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kiracılık sıfatının tespiti-Muarazanın giderilmesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kiracılık sıfatının tespiti ve muarazanın giderilmesi davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira sözleşmesinin 16.2 ve 16.3 maddelerinin geçersizliğinin ve kiracılığının devam ettiğinin tespiti istemine ilişkindir. Davacı dava dilekçesinde; 15.04.2009 başlangıç tarihli beş yıl süreli kira sözleşmesi ile davalının mülkiyetindeki ...'nde kiracı olduğunu, davalı kiralayan şirketin kira sözleşmesinin 16.3 maddesine göre kira bedelleri ve aidat belirleyerek tahsili için ihtar gönderdiğini belirterek muarazanın giderilmesini, sözleşmenin 16.2 ve 16.3 maddelerinin geçersizliğinin tespitine karar verilmesini istemiştir....
Somut olayda; dava ve istinaf dilekçesinde açıkça belirtildiği üzere dava, davalının çekişme konusu taşınmazı fuzulen işgal ettiğinden bahisle açılmadığına, kira sözleşmesine dayanılarak KİRA BEDELİNİN TESPİTİ hükümlerine dayanılarak açıldığına göre anılan isteğin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerinden kaynaklanmadığı, 6098 Sayılı TBK'nda düzenlenen kira sözleşmesine dayalı olarak açılan davanın Sulh Hukuk Mahkemesinin görevinde bulunduğu, geçerli bir kira sözleşmesinin varlığı halinde davanın kabulü, kira sözleşmesinin bulunmadığı, geçersiz olduğunun kabulü halinde ise davanın reddi gerekeceği kuşkusuzdur. Mahkemece verilen kararın istinafı sonrası dosya gerekli inceleme için Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'ne gönderilmiş, ilgili dairenin 31/01/2022 tarihli kararı ile davanın "Haksız İşgal Nedeniyle Ecrimisil davası" olduğu HSK'nın 1. Dairesi'nin 25/06/2020 tarih ve 2020/564 ve 586 sayılı kararında 1....
No:21/1 Çankaya Ankara adresindeki mülkiyeti davacı müvekkiline ait olan mesken vasfındaki taşınmazda 01/09/2020 tarihinden itibaren kiracı olarak oturmakta olduğunu, taraflar arasında düzenlenen sözleşme kira başlangıcı 01/09/2020 ve kira süresinin bir yıl olarak belirlenmiş olduğunu, davalı kiracı tarafından bildirimde bulunulmadığından kira sözleşmesi aynı koşullarla kira süresinin bitiminden itibaren bir yıl daha uzamış olduğunu, davalı kiracının bu dönemde ödediği aylık kira bedeli 3.400,00 TL olup davalı ile aradaki kira sözleşmesinin 01/09/2022 tarihinde sona ermiş olduğunu, müvekkilinin oğlunun Ankara’da üniversite son sınıf öğrencisi olarak okumakta olduğunu, ailesi ile birlikte aynı konutta oturduğunu, ancak gerek yaşı itibariyle ergin bir birey oluşu, gerek günümüz modern toplumunun bir getirisi olarak sorumluluk alma duygusu ve bir birey olarak kendi varlığını ortaya koyma güdüsü ile ailesinden ayrı tek başına ayrı bir evde yaşamak istemekte olduğunu, müvekkilinin de oğlunun...
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; Bahçelievler Müftülüğü'nden 01.04.2007 başlangıç tarihli sözleşme ile ilgili adresteki taşınmazı aylık 2.000 TL bedelle 1 yıllığına kiraladıklarını, daha sonra 01.04.2008 tarihli sözleşme ile kira süresinin 2 yıl daha uzatıldığını ve yeni kira bedelinin 2.200 TL olduğunu, şirketlerinin ilgili taşınmazı 30.03.2009 tarihinde tahliye ettiğini, kira bedellerini kira sözleşmesine göre dava dışı Sosyal ve Dini Hizmetler Vakfı'na ait Vakıflar Bankası hesabına yatırdıklarını, ilk kira yılı 26.400 TL, ikinci kira yılı 24.000 TL olmak üzere toplam 50.400 TL kira ödemesi yaptıklarını, kira bedellerini kira sözleşmesinde yazılı olan şekilde ödemelerine rağmen taşınmazın dava dışı Hazine' ye ait olduğu ve şirketlerinin ilgili taşınmazda işgalci konumunda olduğu belirtilerek kendilerine...
Olayımızda; Taraflar arasında yazılı kira sözleşmesi bulunmamaktadır. Davacı sözlü kira ilişkisine dayanmış, kira başlangıç tarihinin 01.09.2001 ve süresinin de 1 yıl olduğunu belirtmiştir. Davalı ise duruşmada kira ilişkisine karşı çıkmakla birlikte mahkeme gerekçesinde kira ilişkisinin varlığı kabul edilmek suretiyle değerlendirme yapılmış bu husus davalı tarafından temyiz edilmemiştir. Bu duruma göre kira ilişkisinin varlığı taraflar arasında kesinleşmiştir. Ancak davanın süresinde açılıp açılmadığının, iki haklı ihtar koşullarının oluşup oluşmadığının tespiti için sözleşme süresi ve ödeme şekline ilişkin uyuşmazlığın da çözüme kavuşturulması zorunludur. Davaya konu icra takiplerinde ihtara konu ayların kira paralarının aylık 40 TL üzerinden davalı tarafından takip dosyasına ödenmiş olması karşısında ödeme şeklinin aydan aya olduğu benimsenmiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 09/04/2015 NUMARASI : 2014/308-2015/228 Asıl dava, mülkiyet hakkına dayalı tahliye; karşı dava, kira sözleşmesine dayalı tazminat isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6572 sayılı Kanunun 27. maddesiyle eklenen geçici 14. madde gereğince Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 19.01.2015 tarihli ve 2015/8 sayılı Kararına göre ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 6. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ancak, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60. maddesinde 6644 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gereğince görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna sunulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, görev sorunu giderilmek üzere dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 13.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....