Dosya kapsamında taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesinde geç tahliyeye ilişkin cezai şart bulunmakta olduğu anlaşılmıştır. Bu haliyle dava kira sözleşmesinden kaynaklanan geç tahliyeye dayalı cezai şart istemine ilişkin olduğundan sulh hukuk mahkemesi görevlidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 07/11/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira paraları araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilerek resen emsal araştırılmalı, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir. İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir....
No:13/C Kemer/Antalya" adresinde bulunan taşınmazı 01.03.2018 tanzim, 01.03.2018 başlangıç ve 31.12.2020 bitiş tarihli kira sözleşmesi uyarınca kiracı olarak kullanmakta olduğunu, davalı-kiracının kira konusu taşınmaza ilişkin 21.07.2019 düzenleme tarihli, 31.12.2019 tahliye tarihli tahliye taahhütnamesi verdiğini ancak taahhüt ettiği tarihte kira konusu taşınmazı boşaltmadığını, aleyhine tahliye taahhütnamesine dayalı olarak bir aylık süre içinde tahliye istemli icra takibi başlatıldığını, davalının, tahliye taahhüdü ve kira sözleşmesini inkar etmediğini, yalnızca kira süresinin dolmadığını ileri sürerek, kira sözleşmesi ve tahliye taahhüdünde yer alan imza ve tarihleri ikrar ettiğini, İİK'nın 275. maddesi uyarınca imzası inkar edilmeyen tahliye taahhüdünün ikrar edilmiş adi yazılı belge niteliğinde olduğunu, ilk derece mahkemesince kira sözleşmesi devam ederken tahliye taahhüdüne dayalı icra takibi yapılamayacağının gerekçe gösterildiğini, oysa "yazılı tahliye taahhüdü"nün başlı başına...
Dava tarihinden önce kira sözleşmesinin usulüne uygun sona erdirildiğine ilişkin bir mahkeme hükmü mevcut değildir. Çünkü TBK’nın 347. maddesinde, bildirim (feshi ihbar) yoluyla kira sözleşmesinin sona ermesi düzenlenmiş olup, ilk fıkrada, belirli süreli konut ve çatılı işyeri kira sözleşmelerinde bildirim yolu ile kira sözleşmesinin sona erme şartlarını kiracı ve kiraya veren yönünden ayrı ayrı düzenlenmiştir. Düzenlemeye göre, “Konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı, belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az onbeş gün önce bildirimde bulunmadıkça, sözleşme aynı koşullarla bir yıl için uzatılmış sayılır. Kiraya veren, sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir.”...
Somut olayda davacı kira hakkına dayandığına göre, uyuşmazlık, yalnızca HUMK’nun 8/11-3. maddesindeki zilyetliğin korunması olarak düşünülemez. Bu nedenle, dava tarihi ve değeri esas alındığında, HUMK’nun 8/1. maddesi uyarınca görevli mahkeme belirlenmelidir. Dava tarihi ve yıllık kira bedeline göre, yalnızca zilyetliğin korunmasına yönelik olmayan uyuşmazlığın Ayvalık Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Ayvalık Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 25.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda davacı kira hakkına dayandığına göre, uyuşmazlık, yalnızca HUMK’nun 8/11-3. maddesindeki zilyetliğin korunması olarak düşünülemez. Bu nedenle, dava tarihi ve değeri esas alındığında, HUMK’nun 8/1. maddesi uyarınca görevli mahkeme belirlenmelidir. Dava tarihi ve yıllık kira bedeline göre, yalnızca zilyetliğin korunmasına yönelik olmayan uyuşmazlığın Ayvalık Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Ayvalık Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 25.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, menfi tespit ve sözleşme süresinin uzatılması istemine ilişkindir....
Olayımıza gelince; davacı vekili dava dilekçesinde önceki malikten satın aldığı taşınmazı davalının geçerli bir kira sözleşmesi olmaksızın işgal ederek kullandığını iddia ederek ecrimisil alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davalı ise işgalci değil kiracı olduğunun savunarak kira sözleşmesi sunmuştur. 6100 Sayılı HMK'nun 4/1-a maddesi gereğince kira sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda Sulh Hukuk Mahkemesi görevli ise de, davacı kira ilişkisine değil mülkiyet hakkına dayanmakta ve taraflar arasında geçerli bir kira ilişkisi bulunmadığını iddia etmektedir. Davalının kiracı olduğunu savunması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez, ancak bu husus ispatlandığı takdirde olsa olsa ecrimisil alacağına ilişkin davanın esastan reddini gerektirir. Bunu da değerlendirecek olan mahkeme, davanın mülkiyet hakkına dayalı olarak açılan ecrimisil alacağının tahsili davası olması nedeniyle Asliye Hukuk Mahkemesidir....
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 06/03/2014 NUMARASI : 2013/470-2014/163 Uyuşmazlık, mülkiyet hakkına dayalı ecrimisil alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, taraflar arasında kira ilişkisi bulunmamaktadır. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 1.Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 04.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kiralananın tahliyesi Uyuşmazlık mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi ve haksız işgal tazminatına ilişkindir. Taraflar arasında kira ilişkisi bulunmayıp dava dilekçesinde tahliye tabiri kullanılması el atmanın önlenmesi şeklindeki davanın niteliğini değiştirmez. Bu durumda hükmün temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında olduğundan dosyanın görevli Yargıtay 1.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 7.2.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....