Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Eldeki davada mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de, soğutma sitemindeki yüksek basınç uyarısı ve arızanın kondenserdeki yüzey alanı eksikliğinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, yüzey alanı eksikliğinin ayıp niteliğinde olup olmadığı araştırılmamıştır. Bu durumda yeniden teknik bilirkişi incelemesi yaptırılarak yüzey alanı eksikliğinin ayıp niteliğinde olup olmadığının tespiti ile, ayıp niteliğinde olmadığının tespiti halinde yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, ayıp ihbarının süresinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle; uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca kabulü ile hükmün kaldırılarak, davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir....

    Davacı yan, davalıdan antrasit renkli trapez sac aldığını, ancak sacların bir yanının antrasit renkte olmasına rağmen diğer tarafın beyaz renkte olduğunu, ürünün kendisine ayıplı teslim edildiğini, ayıbın giderilmesi için yapılan masraf nedeniyle zarara uğradığını iddia etmekte, Davalı yan ise, söz konusu ürünün ayıplı olmadığını, piyasada satılan aynı tür bütün ürünlerin bir tarafının beyaz renkli olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte bahsi geçen durumun ayıp olarak nitelendirilmesi durumunda bile açık ayıp olacağını ve kendilerine süresi içerisinde ayıp ihbarının yapılmadığını beyan etmektedir Taraflar arasında, 27.06.2022 tarihli satış teklif formu doğrultusunda, antrasit gri renkli "..." satışının yapıldığına ilişkin herhangi bir husumet bulunmamaktadır. Uyuşmazlık söz konusu malın ayıplı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır....

      Şti ile yapmış olduğu anlaşma uyarınca dava konusu çatı malzemelerini satın aldığı ürünün ayıplı çıktığını müvekkilinin ayıplı üründen kaynaklı zararının oluştuğunu, davalının ayıplı ürünün ithalatçısı olduğunu ve ürünün piyasa dağıtımını yaptığını bu nedenle müvekkilinin uğramış olduğu zarardan dava dışı ürünleri temin eden firma ile müteselsilen sorumlu olduğunu belirterek, şimdilik 10.000 TL zararının 24.8.2006 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı ile müvekkili arasında herhangi bir sözleşme olmadığını, sadece ayıplı malın ithalinin ve piyasa dağıtımının müvekkili tarafından yapıldığı gerekçesiyle husumet yöneltildiğini, müvekkilinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

        /Kg ile 2,00 TL/Kg birim fiyatları arasında değişkenlik gösterebileceğinin belirtildiği, buna göre davacı tarafça kesilen faturadaki ürünün kg fiyatının 2-TL olabileceğinin anlaşıldığı, aksi davalı tarafça ispat edilememiş olduğundan satılan ürünün kg fiyatının 2-TL olup, toplam bedelinin de 9860 kg üzerinden 19.720-TL ve KDV dahil miktarı ile 21.494,80-TL olduğu sonucuna varıldığı, davalının beyanlarında bahsettiği ayıplı ürünün davacı tarafa iade ve teslim edildiğine ya da ayıba dair iddialarını ispatlayamadığı, bu ürünlerin nakliyeciye tesliminden sonra kendilerince de üründen bir daha haber alınamadığının beyan edilmiş olduğu, bu nedenle bu beyan ve savunmalara itibar edilemeyeceği gerekçeleriyle, davanın kabulü ile, davalının .......

          Bu kapsamda mahkememizce davacı tarafından davalıya teslim edilen 10274 adet ayıplı pantolon ile yine teslime hazır bekleyen 7336 adet ayıplı pantolon olmak üzere toplam 17610 adet ayıplı ürün bedelinden davalının sorumlu olduğu dolayısıyla menfi tespit davası yönünden 17610 adet ayıplı pantolon bedeli olan (17610 x 35,8668 (33,21 + KDV 2,6568 (%8)) = 631.614,34 TL yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir. Yine birlikte ifa kuralı gereği hali hazırda davacı tarafından elinde bulunduğu ancak davalı tarafından teslim alınmayan 7336 adet ayıplı pantolonun da davacı tarafından davalıya teslimine karar vermek gerekmiştir....

            Bu kapsamda mahkememizce davacı tarafından davalıya teslim edilen 10274 adet ayıplı pantolon ile yine teslime hazır bekleyen 7336 adet ayıplı pantolon olmak üzere toplam 17610 adet ayıplı ürün bedelinden davalının sorumlu olduğu dolayısıyla menfi tespit davası yönünden 17610 adet ayıplı pantolon bedeli olan (17610 x 35,8668 (33,21 + KDV 2,6568 (%8)) = 631.614,34 TL yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir. Yine birlikte ifa kuralı gereği hali hazırda davacı tarafından elinde bulunduğu ancak davalı tarafından teslim alınmayan 7336 adet ayıplı pantolonun da davacı tarafından davalıya teslimine karar vermek gerekmiştir....

              Mahkemece, davacı tarafından alınan 12 grup ve 22 adet mobilya ürününden ...Yemek Masası denilen parçaların kesin ayıplı olduğu, davacı tarafından son celse ürünün ayıplı misli ile değiştirilmesi talebi de iyi niyet kurallarına uygun görüldüğü gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de de; davacının iddiası leke tutmaz kumaş olarak verilen malların leke tuttuğu ve bu sebeple maldan yararlanamadığına ilişkindir. Hükme esas alınan bilirkişi bu konuda üretimden kaynaklı ayıp olmadığını belirtmiş, ayrıca taraflar arasında düzenlenen sipariş sözleşmesinde de kumaşın leke tutmaz kumaş olacağı belirtilmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

                Hal böyle iken davacının bilgisayarı kanunun öngördüğü arıza sayısına ulaşmamış olup; onarım hakkını kullanan davacının bilgisayarındaki arızanın yasal süresinde giderildiği;bu haliyle ürünün ayıplı olmadığı gibi ... yönetmeliğinin 6.ve 14. maddesinde aranan şartların oluşmadığı, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle kararın davalı yararına BOZULMASINA, 16.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  K A R A R Davacı, davalıdan bir cep telefonu satın aldığını, ürünün ayıplı çıktığını, bunun üzerine İlçe Hakem Heyetine başvurup lehine karar aldığını, İlçe Hakem heyetinin kararının uygulanarak davalıya ödediği 1752,01 TL bedelin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, bu davasında ayıplı çıkan ürün nedeniyle aldığı İlçe Hakem Heyeti kararının uygulanarak ödediği bedelin tahsilini istemiş; mahkemece ise ürünün ayıplı olup olmadığı, ayıp mevcut ise bunun gizli yada açık ayıp niteliğinde olup olmadığı araştırılmaksızın Hakem Heyetince alınan rapora dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysaki alınan Hakem Heyeti Kararı tespit niteliğinde olup, miktar itibariyle tarafları bağlar herhangi bir yönü bulunmakatadır....

                    Mahkememizce verilen 12/08/2021 celse ara kararı uyarınca, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dava konusu emtialar ve dosya incelenerek ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise gizli ayıp olup olmadığı, ayıbın kullanıcı hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, ayıpta davalıların sorumlu olup olmadığı, tamirinin mümkün olup olmadığı, nispi satış yöntemine göre satış bedelinin indirilmesi, onarım bedelinin tespiti ve ödenen bedelin iadesi hakları açısından mümkünse talep edebileceği miktarın hesaplanması ve teknik incelemeye göre durumun sözleşmeden dönme hakkını kullanması gerekip gerekmediği konusunda rapor düzenlenmek üzere bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, ...ve ...tarafından ibraz edilen 01/02/2022 tarihli raporda özetle; "Dosya kapsamı ile sınırlı olarak, takdiri tamamen mahkemede olmak üzere; ... teknolojisi ekrandaki piksellerin yanmasını %95'e kadar azaltabilecek teknolojiyi geliştirmeden ...model ... marka ... kullanıma sunmak ve ekrandaki piksellerin...

                      UYAP Entegrasyonu