AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 22/11/2022 NUMARASI : 2021/423 ESAS 2022/768 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Önlem Nafakası) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış önlem nafakası istemine ilişkindir. Dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, hükmedilen nafakanın tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun olduğu bu nedenle inceleme konusu kararda usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacı kadının tüm istinaf istemlerinin HMK. 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Dava, ayrı yaşamda haklılık nedenine dayalı olarak açılmış, tedbir nafakası talebine ilişkindir. 1-) Bir hükmün neleri içermesi gerektiği HMK’nın 297.maddesinde tek tek sayılarak ayrıntılı biçimde gösterilmiştir. Buna göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Mahkemece davacı lehine 300 TL nafakaya hükmedilmiş ise de, davacı kadın dava dilekçesinde her bir çocuğu için 300' er TL nafakanın tahsilini istemiştir. Bu durumda davacının iki çocuğu için tedbir nafakası talebi olduğu halde, talebi karşılanmadan, tek nafakaya hükmedilmesi doğru değildir. 2-) Öte yandan Türk Medeni Kanunu'nun 197.maddesine göre, ayrı yaşamakta haklı olan eş diğer eşten tedbir nafakası isteminde bulunabilir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE ; Dava, ayrı yaşamada haklılık nedenine dayalı olarak açılmış önlem nafakası talebine ilişkindir. Davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla, inceleme HMK'nun 355 maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; Dava, ayrı yaşamda haklılık nedenine dayalı olarak açılmış, önlem nafakası talebine ilişkin olup evlilik birliğinin korunması ve devamının sağlanması için eşlerin asgari ölçüde uyması gereken bazı yükümlülükler ve karşılamaları gereken bazı ortak giderler mevcuttur. TMK'nun 185/3. maddesi gereğince; eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadır....
Tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, zorunlu öğrenim döneminde bulunması temel ihtiyaçları ile eğitim öğretim ihtiyaçları nazara alındığında hükmedilen iştirak nafakası miktarının yetersiz olduğu aylık 500,00 TL nafakanın çocuğun ihtiyaçlarıyla ölçülülük ve hakkaniyet ilkelerine uygun olduğu değerlendirilmiş, kadının iştirak nafakasına yönelen istinafı kabul edilerek anılan miktarın iştirak nafakası olarak tayini cihetine gidilmiştir. İlk Derece Mahkemesince kadının yoksulluk nafakası talebi kabul edilmiş ise de, kadın gerçekleşen olaylarda ağır kusurludur. Yoksulluk nafakası kusur koşulu bakımından kadın lehine oluşmamıştır. Verilen yoksulluk nafakası kararı bu yönden doğru bulunmamış, erkeğin yoksulluk nafakasına yönelen istinafı kabul edilerek, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....
Ne var ki önlem alınmasını isteyen taraf, bu önlemlerin daha sonraki bir tarihten geçeli olacak şekilde alınmasını istemiş ise talep tarihinden veya boşanma davasına rağmen bu tarafın geçimini diğer taraf sağlamaya devam ediyor ise buna son verildiği tarihten geçerli olacak şekilde tedbir nafakası tayin edilmesi mümkündür. Davalı, 20.10.2010 tarihli cevap dilekçesinde “beş aydır ailesinin yanında sığıntı olarak yaşadığını” bildirmiş ve lehine tedbir nafakasına hükmedilmesini istemiştir. Dava sırasında kısa süreli eve dönmüş olması bu dönemde geçimini kocanın sağladığı belli olmadıkça tedbir nafakasının yeniden ayrıldığı tarihten geçerli olacak şekilde tayin edilmesini gerektirmez. Bu bakımdan davalı yararına dava tarihinden geçerli olacak şekilde tedbir nafakası tayini gerekir....
reddine, b)Davacı-birleşen dosya davalısı ve karşı davacı Derya ERKARA'nın tedbir (önlem) nafakası davası yönünden; Derya Erkara tarafından karşılanmış 44,40- TL. başvurma harcı, 119,49- TL. peşin harç ve 187,45- TL. tebligat gideri olmak üzere toplam 351,34- TL. yargılama giderinin tamamının davanın mahiyeti gereği Şadan Erkara’dan alınarak, Derya Erkara’ya ödenmesine, c)Davacı-birleşen dosya davalısı ve karşı davacı Derya ERKARA'nın tedbir (önlem) nafakası davası yönünden davalı-birleşen dosya davacısı ve karşı davalı Şadan ERKARA tarafından karşılanmış yargılama masraflarının davanın mahiyeti gereği üzerinde bırakılmasına, d)Davacı-birleşen dosya davalısı ve karşı davacı Derya ERKARA'nın tedbir (önlem) nafakası davası yönünden; Derya Erkara kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre hesap edilen nispi 5.100,00- TL. vekalet ücretinin Şadan Erkara’dan alınarak, Derya Erkara’ya ödenmesine, e)Davacı-birleşen dosya...
Tamamen kusurlu eş lehine yoksulluk nafakası ve maddi ve manevi tazminata hükmedilemeyeceğinden mahkemece davalı kadının yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davalı kadının kusur belirlemesine, reddedilen yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Kadının reddedilen tedbir nafakası talebi yönünden; Davalı kadın aylık 500,00 TL tedbir nafakası talebinde bulunmuş, ilk derece mahkemesince ara karar ile kadının tedbir nafakası talebi hakkında olumlu olumsuz hüküm kurulmamış, nihai karar ile davacı erkeğe yüklenecek kusur bulunmadığı gerekçesiyle davalı kadının türü açıklanmaksızın nafaka talebi de reddedildiğinden, tedbir nafakası isteminin de reddedildiğinin kabulü gerekmiştir....
GEREKÇE : Asıl dava boşanma, birleşen dava ise TMK 197.maddesi uyarınca açılan tedbir nafakası davasıdır....
Tedbir nafakası, talebe bağlı olmaksızın (resen) takdir edilir ve geçici bir önlem olarak davanın başından itibaren karar kesinleşene kadar hüküm altına alınır. Dolayısıyla tedbir nafakası takdirine ilişkin kararın, davanın açıldığı tarih itibariyle tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına ilişkin araştırma sonuçlarının dosyaya gelişini takiben hemen verilmesi gerekir. Boşanma ve ayrılık davalarında, tarafların kusur durumu hiçbir şekilde tedbir nafakasının takdirine etkili bir unsur değildir. Kusurlu eş yararına dahi, bu tedbirlerin alınması mümkündür. Yine, her iki tarafın da gelirinin bulunması tedbir nafakası verilmesini engelleyici bir hâl değildir. Ancak eşlerin ekonomik güçlerinin birbirine yakın olması durumu söz konusu ise bu durumda geçici tedbir nafakası verme zorunluluğunun ortadan kalkacağı söylenebilir. Ayrıca belirtilmelidir ki, Yargıtay içtihatları ile bir başkası ile evlilik dışı birliktelik yaşayan eşe tedbir nafakası verilmeyeceği hususu benimsenmiştir....