Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

verileceği, dava konusu taşınmaza yönelik davacı tarafından açılan eldeki dava dışında, diğer sınırdaş taşınmaz malik/malikleri tarafından açılmış önalım talepli dava da bulunmadığı, davalı taraf işlemin tarafı olduğundan gerçek satış bedelinin tapuda gösterilen miktarın üstünde bulunduğunu iddia edemeyeceği, bu nedenle yargılama sırasında dinlenen davalı tanık beyanlarının hükme esas alınmadığı, davacı sınırdaş arazi malikinin önalım hakkı bulunduğu, hak düşürücü süre içinde önalım davası açtığı ve önalım bedelini depo ettiği anlaşılmakla davanın kabulü..." şeklindeki gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir....

Bu ihtiyacın gereği olarak paydaşlar arasına yabancı bir kişinin girişini engellemek, taşınmazın daha küçük parçalara ayrılmasını önleyebilmek, hisselerin mümkün olduğu kadar hissedar elinde toplanmasını temin etmek amacıyla paylı taşınmazlarda hissedarın temlik hakkı sınırlandırılarak kanuni önalım hakkı tanınmıştır. Önalım hakkı taşınmaz mal mülkiyetinin kanundan doğan takyitlerinden olup 26.12.1951 gün ve 1/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında yenilik doğuran bir hak olduğu belirtilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun Yasal Önalım Hakkı-Önalım Hakkı Sahibi başlıklı 732. maddesinde “paylı mülkiyette bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını tamamen veya kısmen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlar önalım hakkını kullanabilirler” hükmü öngörülmüştür....

Somut olaya gelince; Mahkemece, önalım bedeli ve masraflar toplamı yaklaşık 3 yıl sonra depo edilmesine karar verilmiş, resmi senette belirtilen bedel depo edildikten sonra davanın kabulüne karar verilmiştir. Aradan geçen zaman içinde taşınmazın değerinde meydana gelen objektif artışlar ve enflasyon olgusu nedeniyle kurda meydana gelen değişikliklerin önalım bedelinin belirlenmesine etkisi olduğu kabul edilmelidir. Resmi satış sözleşmesindeki önalım bedeline davacı tarafından muvazaa nedeniyle itiraz edilmesi, bu nedenle yargılamanın uzaması, önalım bedelinin makul süre içerisinde depo edilmemesi ve vadeli bir mevduat hesabında değerlendirilmemesi nedeniyle davacıyı, amaç dışında zenginleştirecek ve alıcı davalıyı da fakirleştirecek yorum ve sonuçlardan kaçınılmalıdır. Hakkın kullanılması hiçbir zaman davalının zararına olmamalıdır....

Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu 119 ada 5 parsel sayılı taşınmaza taraflar paylı mülkiyetle malik iken davalı T4 payını üçüncü bir kişiye satması nedeniyle aleyhine Kelkit Asliye Hukuk Mahkemesi 2015/149 Esas numaralı dosyasında önalım davası açıldığını, yargılamanın devamı sırasında, davalının hissesini satın alan üçüncü kişinin açılan önalım davasını konusuz bırakmak için 27.11.2015 tarihinde hisseyi tekrar T4 sattığını, bunun üzerine önalım davası hakkında yerel mahkemece davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığı kararı verildiğini, ancak kararın istinaf incelemesi sonucu kaldırılarak önalım davasının kabul edildiğini, ne var ki bu süre zarfında davalı T4 müvekkilini zarara uğratmak için muvazaalı olarak kendini borçlandırdığını ve hissesi üzerine taşınmazın değerinden çok daha fazla haciz koydurduğunu beyan ederek hacizlerin kaldırılması istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı T4 cevap dilekçesinde davanın reddini savunmuştur....

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/322 ESAS DAVA KONUSU : Tapu İptali ve Tescil (Önalım Hakkından Kaynaklanan) KARAR : Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava konusu Denizli ili Serinhisar ilçesi Yatağan mahallesi Köyiçi mevkiinde kain 515 ada 2 parsel sayılı taşınmazda müvekkilinin hissedar olduğunu, taşınmazın hissedarlarından Halil Gülcenbay'ın 1/2 hissesini davalı T3 25/01/2019 tarihinde 50.000 TLye sattığını, gerçekte hisse bedelinin çok daha düşük olmasına rağmen müvekkilinin şufa hakkını ortadan kaldırmak maksadıyla satış bedelinin yüksek gösterildiğini, muvazalı bir satış olduğunu, yasadan doğan önalım hakkını kullanmak istediğini belirterek taşınmazın üçüncü kişilere satım ve devrinin önlenmesi için tedbir konulmasını, müvekkiline yasal önalım hakkının tanınarak davalı üzerindeki taşınmaz hissesinin müvekkili adına tapuya kaydedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar...

Tarımsal arazi, sınırdaş maliklerden birine satıldığı takdirde, diğer sınırdaş malikler önalım haklarını kullanamaz. Önalım hakkına sahip birden fazla sınırdaş tarımsal arazi malikinin bulunması hâlinde hâkim, tarımsal bütünlük arz eden sınırdaş arazi malikine önalıma konu tarımsal arazinin mülkiyetinin devrine karar verir. Önalım hakkının kullanılmasında Türk Medeni Kanunu hükümleri uygulanır.’’ hükmünü içermektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 732, 733 ve 734 maddelerine göre önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur....

İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme gerekçesinin doğru olmadığını, bir taşınmazda fiili taksim nedeniyle önalım hakkının kullanılamaması için, taşınmazın paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilmesi ve önalım hakkını kullanan(davacı) ile pay satışı yapan paydaşların paylarına denk gelen bölümü kullanıyor olmaları ve de pay satanların bu payı kullandığı sırada önalım hakkını kullanan paydaşın çekişme konusu paya denk gelen yerde hak iddia etmemiş olması ve dava konusu taşınmazda davacının kullandığı pay bulunmaması gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; Dava, Tapu İptali ve Tescil (Önalım Hakkından Kaynaklanan) davasıdır....

Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununa 6537 sayılı Kanunla eklenen 8/i maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrasında; "Tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi malikleri de önalım hakkına sahiptir. Tarımsal arazi, sınırdaş maliklerden birine satıldığı takdirde, diğer sınırdaş malikler önalım haklarını kullanamaz. Önalım hakkına sahip birden fazla sınırdaş tarımsal arazi malikinin bulunması hâlinde hâkim, tarımsal bütünlük arz eden sınırdaş arazi malikine önalıma konu tarımsal arazinin mülkiyetinin devrine karar verir." hükmü getirilmiştir. Aynı maddenin üçüncü fıkrasında önalım hakkının kullanılmasında Türk Medenî Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir....

Bu maddeyle, tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin de önalım hakkına sahip oldukları; önalım hakkına sahip birden fazla sınırdaş tarımsal arazi malikinin bulunması hâlinde hâkimin, tarımsal bütünlük arz eden sınırdaş arazi malikine önalıma konu tarımsal arazinin mülkiyetinin devrine karar vereceği ve önalım hakkının kullanılmasında Türk Medenî Kanunu hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır....

Maddesi gereğince ilk derece mahkemesi mevcut bir durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın veyahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde ihtiyati tedbir kararı verebilir. Talep edenin haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunan hallerde hakimin karşı tarafı dinlemeden de ihtiyati tedbire karar verebileceği yasada belirtilmiştir. Somut olayımıza gelince; dava yasal önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, bu hakkın ancak dava yolu ile kullanılabileceği, taşınmazda davalı adına kayıtlı olan dava konusu payın dava süresince bir başkasına devrinin önlenmesi için HMK’nın 389....

UYAP Entegrasyonu