Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

A) 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun; a- 732. maddesinde, paylı mülkiyette bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını tamamen veya kısmen üçüncü kişiye satması hâlinde, diğer paydaşların önalım hakkını kullanabilecekleri, b- 733. maddesinde, cebrî artırmayla satışlarda önalım hakkının kullanılamayacağı, yapılan satışın, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirileceği, önalım hakkının, satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her hâlde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşeceği, c- 734. maddesinde, önalım hakkının, alıcıya karşı dava açılarak kullanılacağı, hüküm altına alınmıştır....

    Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Önalım hakkının mülkiyetin 3....

    Somut olayda, önalım bedeli, ön incelemenin yapıldığı tarihte depo ettirilmemiş, satış tarihinden yaklaşık 6 yıl sonra mahkeme veznesine yatırılmasına ilişkin ara kararı verilerek satış bedelinin değerinde meydana gelen azalmanın önüne geçilmemiştir. Resmi satış sözleşmesindeki önalım bedelinin makul süre içerisinde depo edilmemesi ve vadeli bir mevduat hesabında değerlendirilmemesi nedeniyle pay satın alan davalıyı fakirleştirecek, önalım hakkını kullanan davacıyı amaç dışında zenginleştirecektir. Hakkın kullanılması hiçbir zaman davalının zararına olmamalıdır....

    İkincisi ise sadece muayyen (belirli) bir satışa yönelik önalım hakkını kullanmaktan vazgaçmedir. Feragat, ileride meydana gelecek olan bütün satışları kapsamakta olup, satış olduğu takdirde önalım hakkının kullanılmasını engeller. Bu nitelikte bir feragatin geçerli olabilmesi resmi şekil şartına uyularak yapılacağı ve tapu kütüğüne şerh verileceği hüküm altına alınmıştır. Önalım hakkından vazgeçme, belirli satışlar için mümkün olup, satıştan önce yapılabileceği gibi satıştan sonra da bu hakkın kullanımından vazgeçilebilir. Önalım hakkının dava yoluyla kullanıldıktan sonra bu haktan vazgeçilmesi ise davadan feragat niteliğindedir. Somut olaya gelince; Davacı ... ile davalı ... arasında 02.12.2014 tarihinde birbirlerine karşı önalım hakkını kullanmayacaklarına dair yazılı sözleşme aktedilmiştir....

      Noter aracılılığıyla bildirimde bulunulmamışsa iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde önalım hakkına dayanılarak tapu iptali ve tescil istenebilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.09.2005 tarihli, 2005/6-358 Esas, 470 sayılı Kararı da bu doğrultudadır. Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Dava konusu payın satışına ilişkin hukuki işlemin tarafı olan davalı, 3. kişi durumundaki davacıya karşı bedelde muvazaa iddiasında bulunamaz ise de davacı önalım hakkına engel olmak amacıyla satış bedelinin resmi satış senedinde yüksek gösterildiğini iddia edebilir ve bu iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir....

        önalım hakkı tanınmıştır....

        Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının paydaşı olduğu Trabzon ili, Köprübaşı ilçesi, 873 ada 25 parsel sayılı 5.625,99 metrekare yüzölçümlü taşınmazda dava dışı paydaşlar tarafından davalıya yapılan hisse satışı nedeni ile önalım hakkını kullanmak istediğini belirterek davalının tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. 2.CEVAP 2.1. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 23.10.2013 tarihli adi yazılı sözleşme ile dava konusu taşınmazdaki payını davalıya sattığını, davacının payını satması nedeniyle dava konusu taşınmazın diğer paydaşları olan davacının kardeşlerinden dava konusu payları satın aldığını, davalının 873 ada 25 parsel sayılı taşınmazda ev inşa etmiş ve oturmakta olduğunu, davalının satmış olduğu paya dayanarak önalım hakkını kullanmak istemesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. 3. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI 3.1....

          Davacıya önalım davasına konusu pay satışı davalı-alıcı veya dava dışı satıcı tarafından noter aracılığıyla bildirilmemiş, bildirildiği iddia ve ispat edilmemiştir. Önalım davasına konu paya ilişkin 04/03/2015 tarihinde yapılan satış işlemine yönelik davacı tarafından 14/02/2017 tarihinde açılan davanın re'sen dikkate alınması gereken hak düşürücü süre içerisinde açıldığının kabulü gerekir. Davada hak düşürücü süre söz konusu değildir. Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı-alıcı tarafından ödenen tapu harç ve masrafların toplamından ibarettir....

          Davalı vekili, dava konusu taşınmazın 15-20 yıldan beri davacı ve kardeşleri arasında taksim edilerek kullanıldığını, taşınmazdaki payın çok önceden müvekkiline satılmasına rağmen yasal engel nedeniyle resmi satışın yapılamadığını, müvekkilinin nizasız fasılasız davacının hiçbir engeliyle karşılaşmadan tasarruf ettiğini, davacının diğer kardeşlerinin taşınmazda pay satmasına ses çıkarmamasına rağmen davalıya satılan pay nedeniyle önalım hakkını kullanmak istemesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu ve taşınmazda fiili taksim bulunması nedeniyle önalım hakkının kullanılmasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu taşınmazda fiili taksim yapıldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir....

            Davalı vekili, dava konusu taşınmazın 15-20 yıldan beri davacı ve kardeşleri arasında taksim edilerek kullanıldığını, taşınmazdaki payın çok önceden müvekkiline satılmasına rağmen yasal engel nedeniyle resmi satışın yapılamadığını, müvekkilinin nizasız fasılasız davacının hiçbir engeliyle karşılaşmadan tasarruf ettiğini, davacının diğer kardeşlerinin taşınmazda pay satmasına ses çıkarmamasına rağmen davalıya satılan pay nedeniyle önalım hakkını kullanmak istemesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu ve taşınmazda fiili taksim bulunması nedeniyle önalım hakkının kullanılmasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu taşınmazda fiili taksim yapıldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir....

              UYAP Entegrasyonu