Mahkemece, dinlenen tanık beyanlarına göre dava konusu taşınmazın öncelikle davacıya teklif edildiği ancak davacının satın almak istemediği, bu nedenle önalım hakkını ileri sürmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup TMK'nın 2. maddesi uyarınca kötü niyetin korunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 14....
Mahkemece, dinlenen tanık beyanlarına göre dava konusu taşınmazın öncelikle davacıya teklif edildiği ancak davacının satın almak istemediği, bu nedenle önalım hakkını ileri sürmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup TMK'nın 2. maddesi uyarınca kötü niyetin korunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 14....
Maddeye göre; ihtiyati tedbir talebinin yapıldığı sırada, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacağından, hakkın elde edilmesi tamamen imkansız hale geleceğinden, hakkın elde edilmesinde gecikme nedeniyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe ediliyorsa, ihtiyat tedbir şartlarının var olduğunun kabul edileceği belirtilmektedir. Başka bir deyişle, bu hallerde mahkeme, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Önalım Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, önalım hakkına konu payın iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkin olup, mahkemece davacının davaya konu payı davalıya satan dava dışı ...'a kendisinin sattığı, ... tarafından üçüncü bir kişiye satış yapıldıktan sonra tekrar kendisinin satın almak istemesinin hakkın kötüye kullanılması olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacının 22.07.2004 tarihinde dava dışı ...'a sattığı 1/36 paya karşı paydaşlardan ... tarafından açılan önalım davasının ......
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/09/2020 NUMARASI : 2019/1696 ESAS 2020/829 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali ve Tescil (Önalım Hakkından Kaynaklanan) KARAR : Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Antalya İli Korkuteli İlçesi Sülekler Mahallesi 186 ada 13 parselde kayıtlı taşınmazın hisseli maliki olduğunu, davalının ise Antalya İli Korkuteli İlçesi Sülekler Mahallesi 186 ada 12 parselin maliki olduğunu, davalı taraf söz konusu taşınmazı 28/03/2018 tarihinde 6.000,00 TL bedelle taşınmazın eski malikinden satın aldığını, müvekkilinin bu durumu haricen öğrendiğini, müvekkilinin hissedarı bulunduğu taşınmaz üzerinde Toprak Koruma Kanunu'ndan kaynaklı önalım hakkına sahip olduğu ve komşu parsel malikleri tarafından yapılacak satıştan evvel bu hakkın kullanılması adına müvekkiline bildirim yapılması zorunluluğu bulunduğu ancak müvekkilinin bu durumdan haberi olmadığı, müvekkili, davalının komşu parseli almak için tapuda gösterdiği...
Bu hakkın kullanılmasıyla şefi yeni bir akit yapmaya hacet kalmaksızın müşteriye halef olur” şeklinde açıklanmıştır. 17. Yasal önalım hakkı, TMK’nın “Taşınmaz Mülkiyetinin İçeriği ve Kısıtlamaları” başlıklı ikinci ayrımında, “II. Devir hakkının kısıtlamaları 1. Yasal önalım hakkı” alt başlıkları altında “a. Önalım hakkı sahibi” başlıklı 732; “b. Kullanma yasağı, feragat ve hak düşürücü süre” başlıklı 733 ve “c. Kullanılması” başlıklı 734 üncü maddelerinde önceki kanundan farklı içerikte düzenlenmiştir. 18....
Zira TMK’nın 2’nci maddesinde herkesin haklarını kullanırken ve borçlarını ifa ederken dürüstlük kurallarına uyması zorunluluğu getirilmiş, uyulmamasının yaptırımı olarak da hakkın kötüye kullanılmasının hukuk düzeni tarafından korunmayacağı belirtilmiştir. Bilindiği üzere hakkın açıkça kötüye kullanıldığı tüm hâllerde dürüstlük kuralına da aykırılık söz konusudur. Fiili taksimin hukuki dayanağını da TMK’nın bu maddesi oluşturmaktadır (Tunaboylu, M.: Önalım (Şuf’a) Davaları, 4. b., Ankara 2008, s.440). Nitekim öğretide paylı mülkiyette fiili taksim durumu Yargıtay kararlarından bağımsız olarak tanımlanmamış olup yalnızca yasal önalım hakkının dürüstlük kuralına aykırı kullanımlarından biri olarak nitelendirilmiştir (Köylüoğlu, E.: Önalım Davası (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Ankara 2011, s. 93)....
Somut olayımızda, gerek önalım hakkının doğduğu satış tarihi gerekse bu hakkın kullanıldığı dava tarihi itibarıyla sınırdaş arazi malikine önalım hakkı tanıyan 5403 Sayılı Kanunun 8/i-2 maddesi yürürlükte olup, yürürlükteki yasal düzenlemeye göre mevcut olan önalım hakkının yasal değişiklik nedeni geçmişe etkili şekilde ortadan kalktığına ilişkin düşünce, 7255 sayılı Kanunun 31/b maddesindeki yasanın yayımı tarihinde yürürlüğe gireceğine ilişkin açık yasal düzenleme ve bu konudaki kanun koyucunun iradesine aykırılık oluşturacaktır. Nitekim Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 25.11.2020 tarih ve 2020/1387 Esas, 2020/7766 Karar sayılı ilamında da önalım hakkı dava açılarak kullanıldıktan sonra, 5403 sayılı Kanununun 8/İ maddesinin ikinci fıkrasının ve bu hükümle komşu tarımsal arazi malikine tanınan önalım hakkının kaldırılmasının geçmişe etkili olamayacağı belirtilmiştir....
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı; tarım arazisi satışlarında ise sınırdaş parsel malikine satışa konu tarım arazisini öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar, satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir, dava yoluyla kullanılır.(TMK 734/1) Çekişme konusu olayda önalım hakkı yönünden, kazanılmış hakkın oluşması için tüm sonuçları ile hakkın kesin olarak edinilmiş olması gerekir. Bunun için hakkın dava yoluyla ileri sürülerek kullanılması ve böylece tüm koşulların gerçekleşmesi gerektiğinden müktesep bir hakkın oluştuğundan söz edilemez. Diğer taraftan her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre değerlendirilir ve karara bağlanır kuralı da göz önüne alındığında davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir....
Somut olayımızda, gerek önalım hakkının doğduğu satış tarihi gerekse bu hakkın kullanıldığı dava tarihi itibarıyla sınırdaş arazi malikine önalım hakkı tanıyan 5403 Sayılı Kanunun 8/i-2 maddesi yürürlükte olup, yürürlükteki yasal düzenlemeye göre mevcut olan önalım hakkının yasal değişiklik nedeni geçmişe etkili şekilde ortadan kalktığına ilişkin düşünce, 7255 sayılı Kanunun 31/b maddesindeki yasanın yayımı tarihinde yürürlüğe gireceğine ilişkin açık yasal düzenleme ve bu konudaki kanun koyucunun iradesine aykırılık oluşturacaktır. Nitekim Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 25.11.2020 tarih ve 2020/1387 Esas, 2020/7766 Karar sayılı ilamında da önalım hakkı dava açılarak kullanıldıktan sonra, 5403 sayılı Kanununun 8/İ maddesinin ikinci fıkrasının ve bu hükümle komşu tarımsal arazi malikine tanınan önalım hakkının kaldırılmasının geçmişe etkili olamayacağı belirtilmiştir....