Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu hak dava açılarak kullanılabildiği gibi önalım (şuf’a) hakkının kullanılacağını ortaya koyan ve herhangi bir surette muhatabına iletilen bir irade açıklaması ile de kullanılabilmektedir. Beyanın herhangi bir şekli yoktur ancak ispat yönünden yazılı olması yeterlidir. Önalım (şuf’a) ile ilgili bu eski yasal düzenlemede, a) hakkın devamı süresi, b) hakkın kullanım süresi ve c)hakkın korunma süresi olmak üzere üç tür süre söz konusu olup; hakkın devamı süresi, müşterek mülkiyet hâlinin devam ettiği süre içinde hakkın varlığını korumasını; hakkın kullanım süresi, satışı öğrenmeyle başlayan ve hakkın kullanılması gereken yasal hak düşürücü süreyi; hakkın korunma süresi ise satış tarihinden başlayarak hakkın kullanılabileceği en fazla süreyi ifade etmektedir. Önalım (şuf’a) hakkı sahibinin bu hakkı kullandığını yasal süresi içinde karşı tarafa açık irade beyanı ile bildirmiş olması hâlinde, satış tarihini takip eden on yıllık süre içinde dava açabileceği kabul edilmektedir....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın süresinde açılmadığını, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre paydaşlardan birinin kendi tasarrufundaki yeri ve ona karşılık gelen yeri bir üçüncü şahsa satması hâlinde önalım hakkının kullanılmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup objektif iyi niyet kuralı ile bağdaşmayacağını; nitekim önalım hakkına konu taşınmazın fıstık bahçesi olduğunu, fıstık ekiminden sonra hasadın yapılmaya başladığı tarihten itibaren her bir paydaşın kendi tasarrufunda olan yerdeki fıstığı topladığını, diğer taraftan önalıma konu payın tapuda satış olarak devredilmesine karşın gerçekte bağış olduğunu, TMK’da gerçek satışlar için kabul edilen önalım hakkının bağış amacıyla yapılan devirlerde kullanılamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur....

      Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Somut olaya gelince; birleştirilen davacı ... dava konusu 103 ada 26 parsel sayılı taşınmazda paydaştır. Yasal süresi içinde önalım hakkını kullanmak istemiyle dava açmıştır. Birleştirilen davacı ile birleştirilen davalının baba - oğul olması önalım hakkının kullanılmasına engel teşkil etmemektedir....

        Uyuşmazlık, kısmen pay satışı yapan davacının aynı payın üçüncü bir kişiye satılması nedeniyle önalım hakkını kullanmasının hakkın kötüye kullanıldığını gösterip göstermeyeceği noktasında toplanmaktadır. Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 14.02.1995, 1465/1605 sayılı emsal kararında belirtildiği üzere; Davacının önceden taşınmazda tek başına malik olması kanundan doğan önalım hakkını kullanmasına engel değildir. Olayımızda davacı taşınmazda paydaş olup kendi payından bir kısmını üçüncü kişiye satmasında yasal bir engel olmadığı gibi artık kendisine ait olmayan bu payın üçüncü bir kişiye satılması halinde önalım hakkını kullanmasına engel bir durum da yoktur. Çünkü her pay satışından sonra bu hak yeniden doğar. Yasada daha önce pay satan bir kişinin yeni bir satışta önalım hakkı kullanamayacağına dair bir kısıtlama da getirilmemiştir....

          Mahkeme, davanın 5403 sayılı 8/i maddesine dayanılarak açılan önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil davası olduğu, 5403 sayılı kanuna 6537 sayılı kanunun 5. maddesi ile getirilen düzenlemeden önce fiili taksim yapılan taşınmazda önalım hakkının kullanılması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde kabul edilmekte ise de anılan düzenleme ile tarımsal arazilerin satılması halinde sınırdaş tarımsal arazi malikine dahi önalım hakkı tanındığı, tarımsal arazilerde paydaşlar arasında fiili taksim olsa dahi önalım hakkının kullanılmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmayacağı gerekçesiyle kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir....

            Somut olayımızda, gerek önalım hakkının doğduğu satış tarihi gerekse bu hakkın kullanıldığı dava tarihi itibarıyla sınırdaş arazi malikine önalım hakkı tanıyan 5403 Sayılı Kanunun 8/i-2 maddesi yürürlükte olup, yürürlükteki yasal düzenlemeye göre mevcut olan önalım hakkının yasal değişiklik nedeni geçmişe etkili şekilde ortadan kalktığına ilişkin düşünce, 7255 sayılı Kanunun 31/b maddesindeki yasanın yayımı tarihinde yürürlüğe gireceğine ilişkin açık yasal düzenleme ve bu konudaki kanun koyucunun iradesine aykırılık oluşturacaktır. Nitekim Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 25.11.2020 tarih ve 2020/1387 Esas, 2020/7766 Karar sayılı ilamında da önalım hakkı dava açılarak kullanıldıktan sonra, 5403 sayılı Kanununun 8/İ maddesinin ikinci fıkrasının ve bu hükümle komşu tarımsal arazi malikine tanınan önalım hakkının kaldırılmasının geçmişe etkili olamayacağı belirtilmiştir....

            Somut olayımızda, gerek önalım hakkının doğduğu satış tarihi gerekse bu hakkın kullanıldığı dava tarihi itibarıyla sınırdaş arazi malikine önalım hakkı tanıyan 5403 Sayılı Kanunun 8/i-2 maddesi yürürlükte olup, yürürlükteki yasal düzenlemeye göre mevcut olan önalım hakkının yasal değişiklik nedeni geçmişe etkili şekilde ortadan kalktığına ilişkin düşünce, 7255 sayılı Kanunun 31/b maddesindeki yasanın yayımı tarihinde yürürlüğe gireceğine ilişkin açık yasal düzenleme ve bu konudaki kanun koyucunun iradesine aykırılık oluşturacaktır. Nitekim Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 25.11.2020 tarih ve 2020/1387 Esas, 2020/7766 Karar sayılı ilamında da önalım hakkı dava açılarak kullanıldıktan sonra, 5403 sayılı Kanununun 8/İ maddesinin ikinci fıkrasının ve bu hükümle komşu tarımsal arazi malikine tanınan önalım hakkının kaldırılmasının geçmişe etkili olamayacağı belirtilmiştir....

            Zira, sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin yasal önalım hakkının konusu, tarımsal arazilerdir. TMK’da düzenlenen yasal önalım hakkı, taşınmazlardaki paylı mülkiyet ilişkisine dayanmakta iken, 5403 sayılı Kanun’un 8/İ maddesinde düzenlenen önalım hakkı sınırdaşlık ilişkisine dayalı bir haktır. Maddenin son fıkrasındaki yollama nedeniyle, önalım hakkının kullanılmasında Türk Medeni Kanunu hükümleri uygulanır. Bu çerçevede, önalım hakkının kullanılabilmesi bakımından satışın sınırdaş tarımsal arazi maliklerine bildirilmesi, bildirimin şekli, önalım hakkının dava yoluyla kullanılması, önalım davasının açılması için öngörülen süreler ile önalım bedeli hakkında TMK’nın 732 ve devamındaki hükümlerinin uygulanacağında kuşku bulunmamaktadır. 29. Tarımsal arazilerin üçüncü kişilere satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin önalım hakkına sahip olduğu ilgili Kanun’da ifade edilmiştir....

              Zira, sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin yasal önalım hakkının konusu, tarımsal arazilerdir. TMK’da düzenlenen yasal önalım hakkı, taşınmazlardaki paylı mülkiyet ilişkisine dayanmakta iken, 5403 sayılı Kanun’un 8/İ maddesinde düzenlenen önalım hakkı sınırdaşlık ilişkisine dayalı bir haktır. Maddenin son fıkrasındaki yollama nedeniyle, önalım hakkının kullanılmasında Türk Medeni Kanunu hükümleri uygulanır. Bu çerçevede, önalım hakkının kullanılabilmesi bakımından satışın sınırdaş tarımsal arazi maliklerine bildirilmesi, bildirimin şekli, önalım hakkının dava yoluyla kullanılması, önalım davasının açılması için öngörülen süreler ile önalım bedeli hakkında TMK’nın 732 ve devamındaki hükümlerinin uygulanacağında kuşku bulunmamaktadır. 29. Tarımsal arazilerin üçüncü kişilere satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin önalım hakkına sahip olduğu ilgili Kanun’da ifade edilmiştir....

                Davalı vekili, dava konusu payın davacının oğlu tarafından müvekkilinin kayınpederine satıldığında davacının önalım hakkını kullanmadığını ve şimdi davaya konu ikinci satışta önalım hakkınının kullanılmak istenmesinin iyiniyet kuralına aykırı olduğunu ayrıca dava konusu taşınmazda fiili taksim bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının daha önce aynı hissenin satışı sırasında önalım hakkını kullanmayıp bu davada önalım hakkının kullanılmak istenmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkı alıcıya karşı ancak dava açmak suretiyle kullanılır....

                  UYAP Entegrasyonu