Gerçekten, 319 ada 12 parseldeki davalı vaat borçlusu adına kayıtlı olan 28/105 payın tescil nedeni ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesidir. Borçlar Kanunu'nun 511. maddesi hükmünce bakma sözleşmeleri taraflardan birinin diğerine ölünceye kadar bakmak onu görüp gözetmek koşuluyla bazı malların bakım borçlusuna geçirilmesini gerektiren bir akittir. Hüküm ve sonuçlarını da ölünceye kadar bakma sözleşmesinin tarafları olan bakım alacaklısı ve bakım borçlusu arasında meydana getirir. Bakım sözleşmesinde aksine bir koşul yer almadığından bakım sözleşmesinin tarafı olmayan davacı vaat alacaklısını ölünceye kadar bakma akdinin sonuçlarıyla sorumlu tutmak olanaksızdır. Türk Medeni Kanunu'nun 1020. maddesindeki tapu sicilinin herkese açıklığı kuralından yararlanacak olan vaat alacaklısı 29.05.2006 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayanarak mülkiyet aktarımı isteyebileceğinden davacının isteminin hüküm altına alınması yerine davanın reddi yasaya aykırıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, davalı ile önce 10.02.2009 tarihinde noterlikte ölünceye kadar bakma sözleşmesi düzenlediklerini daha sonra maliki olduğu 3 parseldeki 11 numaralı bağımsız bölümün davalıya temlik edildiğini, davalının yaklaşık 2 ay kendisine baktığını, daha sonra yanından ayrıldığını ve bakım görevini yerine getirmediğini ileri sürerek, ölünceye kadar bakım sözleşmesinin feshi ile taşınmazın adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece,bakım ilişkisinin sona ermesinde davalının kusurunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
Nitekim, söz konusu sözleşme Türk Borçlar Kanununun 611 inci maddesinde, ölünceye kadar bakma sözleşmesi bakım borçlusunun bakım alacaklısını ölünceye kadar bakıp gözetmeyi, bakım alacaklısının da bir malvarlığını veya bazı malvarlığı değerlerini ona devretme borcunu üstlendiği sözleşme olarak tarif edilmiştir. 2.Anılan Kanunun bu ve devamı maddelerinin açık hükümlerinde belirtildiği gibi, ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile bakım alacaklısı sözleşmeye konu olan mamelek veya bazı mallarının mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme, bakım borçlusu da kural olarak bakım alacaklısını kendi ailesi içerisine alıp ona özenle ölünceye kadar bakıp gözetmek yükümlülüğü altına girer. 3.Bakım borçlusunun bakıp gözetme yükümlülüğü aksi kararlaştırılmadığı sürece, bakım alacaklısını ailesi içerisine alıp ikametgâh temini, besleme-giydirme, hastalığında tedavi, manevi yönden de her türlü yardım ve desteği sağlama gibi ödevleri kapsar....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, TENKİS Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, miras bırakanları ...’ın mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak 1099 ve 141 parsel sayılı taşınmazlarındaki paylarını ölünceye kadar bakma akdiyle davalı oğluna temlik ettiğini ileri sürerek, miras payları oranında tapu iptal tescil olmadığı taktirde tenkis isteklerinde bulunmuşlardır. Davalı, ölünceye kadar bakım sözleşmesinin muvazaalı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, miras bırakan tarafından davalıya ölünceye kadar bakım aktiyle yapılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olmadığı, mahfuz hisseyi ihlal kastının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Mahkemece, evladın anneye bakım görevinin bulunduğu, bunun bedelinin istenmesinin ahlaka ve adaba aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karşı dava yönünden de verilen karar nedeniyle hüküm kurulmasına gerek olmadığına gerekçe de değinilmiştir. Davacının temyizi üzerine yerel mahkeme kararı bozulmuş, bu kez davacı tarafından karar düzeltme isteğinde bulunulmuştur. Dava, ölünceye kadar bakım sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, karşı dava ise sözleşmenin iptali veya tenkis isteğine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 511 ve devamı maddelerinden alan ölünceye kadar bakım sözleşmeleri, anılan Kanunun 512 ve Medeni Kanunun 545. (önceki Medeni Kanunun 492.) maddesi gereğince resmi şekilde düzenlenmelidir. Ölünceye kadar bakım sözleşmesi ile bakım borcuna karşılık bir taşınmazın mülkiyetinin devredileceği kararlaştırılmış ise, bakım alacaklısının ölümünden sonra onun mirasçıları, bakım borçlusuna mülkiyeti geçirim borcu ile yükümlüdürler....
D)İSTİNAF NEDENLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; muris tarafından yapılan işlemin noter huzurunda yapılmış bir ölünceye kadar bakma sözleşmesinin tapuya şerh işleminin iptali istemi olmadığını, davalı tarafın sözleşmeye aykırı davrandığını, bakım işlemlerinin davacılarca yapıldığını, kanuna aykırı davranıldığından sözleşmenin iptal edilmesi ve söz konusu taşınmazların müvekkillerinin miras payları oranında tescil edilmesi gerektiğini, mirasçıların miras payları oranında bu davayı açabileceğini, yargılama aşamasında muvazaa iddiasının bir çok kez açıklanmasına rağmen bu iddianın yok sayıldığını belirterek kararı istinaf etmiştir. E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ölünceye kadar bakım sözleşmesinin kapsamında muvazaa nedeniyle tapu iptal tescil istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, karar davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir....
Kabule göre de; bakım borçlusunun bakıp gözetme yükümlülüğü aksi kararlaştırılmadığı sürece, bakım alacaklısını ailesi içerisine alıp ikametgah temini, besleme, giydirme, hastalığında tedavi, manevi yönden de her türlü yardım ve desteği sağlama gibi ödevleri kapsar. Bu görevlerin yerine getirilmesi halinde ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflarına kişisel hak sağladığı için tapu iptali ve tescil davasını bakım borçlusu ya da onun külli halefleri bakım alacaklısının mirasçılarına karşı açabilirler. Diğer yandan, ölünceye kadar bakım sözleşmesinin muvazaalı olarak yapıldığı her zaman ileri sürülebilir. Kısaca ifade etmek gerekirse, muvazaa irade ile beyan arasında kasten yaratılmış aykırılıktır. Böyle bir savunma ilerİ sürülmüşse, mahkemece dayanılan sözleşmedeki tarafların gerçek ve müşterek amaçlarının Borçlar Kanununun 19. maddesi hükmünden yararlanarak açıklığa kavuşturulması gerekir....
Bilindiği ve TBK'nun 611 ve devamı maddelerinde düzenlendiği üzere ölünceye kadar bakma sözleşmesi, bakım borçlusunun bakım alacaklısını ölünceye kadar bakıp gözetmeyi, bakım alacaklısının da bir mal varlığını veya bazı mal varlığı değerlerini ona devretme borcunu üstlendiği sözleşmedir. Bireylerin yaşlanma ve yaşlılıkta yalnız kalma korkusu ölünceye kadar bakma sözleşmesinin doğumuna ve bilimsel ve yargısal içtihatlarla gelişmesine yol açmıştır. Ölünceye kadar bakma sözleşmeleri ivazlı olduğu kadar yaşama süresince bakımı gerektiren ve rastlantıya (tesadüfe) bağlı sözleşmelerdendir. Öte yandan, TBK'nun 611. maddesi bakım alacaklısı yönünden gerçek kişi olması dışında özel bir nitelik öngörmemiştir. Bu bakımdan, bakım alacaklılarının akit anında özel bakıma muhtaç olmasını aramak, kanunda bulunmayan bir unsuru ilave etmek olacaktır. Somut olaya gelince, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden 03.01.2012 tarihinde ölen muris ......
nın diğer mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak maliki olduğu 32070 ada 25 parseldeki 3 nolu bağımsız bölümü ölünceye kadar bakım akdi ile davalı oğluna temlik ettiğini, murisin gerçekte bağış amacıyla hareket ettiğini, davalının annesine bakmadığını ileri sürüp, miras payı oranında iptal-tescil olmazsa tenkis istemiştir. Davalı, akit yapıldığında, miras bırakanın sağlıksız ve 84 yaşında olduğunu, ayrıca annesi ve kardeşleri arasında düzenlenen mirastan feragat sözleşmesi de bulunduğunu bildirip, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ölünceye kadar bakım sözleşmesinin ivazsız olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir....
Davalılar hak düşürücü sürenin geçtiğini, esasen davacının bakım sözleşmesinin karşı yanı olan ... ’in evlatlığı olduğunu, ahlaki görevini yerine getirdiğini, miras bırakanları ...’nin hukuki ehliyeti bulunmadığını, davanın reddini, Karşı davalarında ise; 24.5.2000 günlü ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptalini ileri sürmüştür. Mahkemece asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ve karşı davacılar temyiz etmiştir. Mahkemece doğru olarak saptandığı üzere ölünceye bakıp gözetme sözleşmesi taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen ivazlı sözleşme türündendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı sözleşme konusu eşyanın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme, bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. Kuşkusuz, sözleşmenin yapıldığı tarihte bakım alacaklısının özel bir bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bakım ihtiyacı sözleşmeden sonra da doğabilir....