Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-TL alacağı karşılayacak miktarda İİK'nun 257/1 maddesi uyarınca ihtiyati haciz konulmasına karar verildiği görülmüştür. Davalı vekilinin ihtiyati hacze itirazı 10/05/2022 tarihli ara karar ile değerlendirilerek reddine karar verilmiş, bu karara karşı davalı .... vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı .... vekilinin süresinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; dosyada delillerin henüz toplanmadığını, kusur durumunun çekişmeli olduğunu, yaklaşık ispat şartının sağlanmadığını, kararın müvekkilinin ticari hayatını olumsuz etkilediğini, tacir olan müvekkilinin kaçma ihtimalinin bulunmadığını, tedbirde ölçülülük ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. Dava trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasında verilen ihtiyati haciz kararına itiraz istemine ilişkindir....

    Davalılar ....Şirketi vekili ile .... vekili farklı fakat benzer mahiyetteki istinaf dilekçelerinde; davacı yanın talep ettiği tazminatın davalı sigorta şirketlerince teminat altına alındığını, ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığını, manevi tazminat hakimin takdirinde olduğundan o istem yönünden de ihtiyati haciz kararı verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemişlerdir. Talep, trafik kazası nedenli maddi ve manevi tazminat istemli davada verilen geçici hukuki koruma kararına yöneliktir. Duruşma açılmasını gerektiren gerektiren sebep bulunmadığından HMK'nın 353. Ve 355. Maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür....

      Şahıslardaki hak ve alacaklarının haczi, menkullerin muhafazası için ihtiyati haciz talep ettiklerini, yerel Mahkeme'nin ihtiyati haciz talebini reddettiği kararın hukuka ve usule aykırı olduğunu, kaldırılarak ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini, müvekkilinin kaza tarihinde davalı işyerinde çalıştığını, buna ilişkin SGK hizmet döküm cetvelini sunduklarını, Mahkeme gerekçesinde iş kazası bildiriminin yapılıp yapılmadığının belli olmadığı yazılmışsa da dosya kapsamında gelen belgelerden net olarak görüleceği üzere işveren tarafından iş kazası tutanağı tutulduğunu, bu tutanakla SGK'ya tarafından iş kazası bildirimi yapıldığını, iş kazası bildirimine ilişkin evrakın dosyada fiziki olarak bulunduğunu, davacının yaşanan kaza nedeni ile aylarca ayağa kalkamadığını, 6 aydan daha uzun süre çalışamadığını, mağdur olduğunu belirterek ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılarak ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini talep ettiğini bildirmiştir....

      DAVA KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle ) KARAR : Davalı T3 vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın husumetten reddi gerektiğini, dava dışı Asrın Temizlik şirketinin işveren olduğunu savunmuştur. Davalı T3 vekili istinaf başvurusunda; ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Dava; iş kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Talep; derdest dosyada davalı aleyhine geçici hukuki koruma tedbiri olan ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir kararı ve TBK 76. maddesi uyarınca geçici ödeme kararı verilmesine ilişkindir. İİK 'nun 257. maddesinde " Rehin ile temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı borçlunun yedinde veya 3. şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını, alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir....

      Bu açıklamalar ışığında dosyanın incelenmesinde; dosyaya eklenen "Ölümlü/Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağı" ile davacıya ait aracın değer kaybına ilişkin sigorta eksperi raporunun maddi tazminat istemi bakımından, alacağın varlığına ve muaccel olduğuna ilişkin kanı oluşturacak nitelik taşıdığı ve bu aşamada yaklaşık ispat koşulunun da bulunduğu gözetilerek, dava değeri olarak gösterilen 50.000,00 TL üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken, talebin reddedilmesi doğru görülmemiştir....

      Davacıların manevi tazminat talebi açısından davaya konu olan olayda; Manevi tazminat miktarı tümü ile ilk derece mahkemesi tarafından toplanılacak deliller ve yapılacak yargılama sonucunda takdir hakkı da kullanılmak suretiyle tespit edileceğinden bu aşamada, manevi tazminat olarak talep edilen miktar yönünden somut bir miktar belirlenmesinin mümkün olmadığı ve dolayısı ile ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır. Bu haliyle, manevi tazminat bakımından ihtiyati haciz uygulanması mümkün görülmemiştir. 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-1 maddesinde belirlenen koşulların varlığı halinde, incelenen ilk derece mahkemesine ait dava dosyasının ve kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılması durumunda, istinaf incelemesi sırasında istinaf başvurusunun, duruşma açılmaksızın, esastan reddine karar verileceği düzenlenmiştir....

      GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA/TALEP:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davaya konu kazanın 07.08.2017 tarihinde meydana geldiğini ve müvekkillerinin yakını olan vefat ettiğini, kaza anında düzenlenen 07.08.2017 tarihli ve ------- Ölümlü Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit tutanağında kusurlu olarak ölen ------- direkt çarpan ve ölümüne neden olan araç olan ------ plakalı aracın sürücüsü olan -------- gösterildiğini, ------- davanın resmi evrak niteliğinde olan bu trafik kaza tutanağını esas kabul ederek davalı olarak yalnızca ------ ve kaza anında yönetiminde olan ------ plakalı aracın sigorta şirketi olan ------ göstererek ve yukarı da adı geçen tüm müvekkillerini de davacı göstererek -------- dava dosyasında maddi ve manevi tazminat davası açmak zorunda kaldığını, ------ dava dosyasınındaki davaya konu olay yerinde iki ayrı kazanın peş peşe yaşandığını, önce ilk kazada ------- yönetimindeki ------ plakalı araç ile -------- yönetimindeki ve sahibi -------- olan ----- plakalı...

        Muaccel olmayan alacaklarda ise; borçlunun belli bir yerleşim yerinin olmaması, mallarını gizlemeye-kaçırmaya çalışması, kendisinin kaçmaya hazırlanması veya alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması gibi hallerde ihtiyati haciz kararı verilebilir. Davacı tarafça trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası açılmıştır. Trafik kazası sonucu yaralama veya ölüme neden olma haksız fiil niteliğinde olup, haksız fiillerde zarar görenin tazminat alacağına hak kazandığı an zararın doğduğu andır. Bu bakımdan, zarar görenin tam kusurlu olduğu haller ayrık olmak üzere, haksız fiilin gerçekleştiği an itibariyle muaccel bir alacağın oluştuğundan söz edilebilir. Öte yandan, 6100 sayılı HMK m. 392(2) hükmü uyarınca, ihtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır....

        Taraflar arasındaki ölümlü trafik kazası nedeniyle manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı ... tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacılar vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın, davacıların murisi ...çarpmasıyla oluşan kazada murisin ağır yaralandığını; murisin 1,5 ay bitkisel hayatta kaldıktan sonra öldüğünü, eş ve annesini kaybeden davacıların manevi zarara uğradıklarını ileri sürerek her bir davacı için 15.000,00 TL'den toplam 60.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davalı ..., kazaya karışan aracını kazadan önce haricen sattığını, zarardan sorumlu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....

          Manevi tazminat kişinin kişilik haklarının ihlali, bu kapsamda huzur, güvenlik, sağlık ve benzeri haklarının saldırıya uğraması halinde miktarının, kapsamının ve koşullarının hakimin takdirine bağlı olarak belirlendiği bir tazminat türü olup, tazminat yükümlüsünün tutum ve davranışları olayın özelliği, kusurun varlığı, niteliği, ekonomik, sosyal çevre ve benzeri pek çok subjektif etkene göre belirlenen bir tazminat türü olup, maddi tazminat gibi miktarı objektif koşullara göre belirlenecek bir tazminat türü olmadığından, alacağın muaccel olması yanında, ihtiyati hacze esas belirli bir miktar olması koşulu da sağlanamamaktadır. Bu nedenlerle manevi tazminat yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun reddi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

            UYAP Entegrasyonu