Ölüme bağlı tasarrufun esasa ilişkin iptal sebepleri; "ehliyetsizlik", "irade sakatlığı", "hukuka aykırılık" ve "ahlaka aykırılık"tır. Şekle ilişkin iptal sebeplerine gelince; "ölüme bağlı bir tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa" iptal davasına konu olabilir. Vasiyetnamenin iptali sebepleri 4721 s. TMK'nun 557. ve 558. maddelerinde sınırlı bir şekilde gösterilmiştir. Öte yandan miras bırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından (ve de saklı payı zedelemek kastından) söz edilmeyeceğinden olayda 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanamayacağı da kuşkusuzdur....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/06/2019 Tarih 2018/355 Esas 2019/365 Karar sayılı kararı ile,"...davacının Tapu İptal ve Tescil talebi ile Tenkis talebinin ayrı ayrı reddine" karar verilmiştir....
Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda yazılı şekilde karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme yeterli olmadığı gibi davaya yönelik değerlendirme de hatalıdır. Şöyle ki, davacı Hazine, davalıya yapılan satış işleminin, aynı kanun ile bu kanunun usul ve esaslarının belirtildiği tebliğe aykırı olduğunu ve bu durumun yolsuz tescil oluşturduğu iddiasına dayanarak öncelikle satış işleminin iptal edilmesi ve ardından davalı adına olan tapu kaydının iptal edilerek Hazine adına tesciline karar verilmesine ilişkin tapu iptali ve tescili davası açmıştır. Davacı Hazine'nin tapu iptali ve tescili talebi yönünden, 6292 sayılı Kanun'un 12. maddesi uyarınca yapılan satışlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda "Adli Yargı" görevli olup bu konuda tereddüt bulunmamaktadır. Türk Hukuk Sistemine göre, kural olarak aynî hakların doğumu, devri, muhtevalarının değiştirilmesi ve ortadan kalkması kural olarak tapu siciline tescil şartına bağlanmış olup, tescil kurucu bir nitelik taşımaktadır....
Şöyle ki, davacı Hazine, davalıya yapılan satış işleminin, aynı kanun ile bu kanunun usul ve esaslarının belirtildiği tebliğe aykırı olduğunu ve bu durumun yolsuz tescil oluşturduğu iddiasına dayanarak öncelikle satış işleminin iptal edilmesi ve ardından davalı adına olan tapu kaydının iptal edilerek Hazine adına tesciline karar verilmesine ilişkin tapu iptali ve tescili davası açmıştır. Davacı Hazine'nin tapu iptali ve tescili talebi yönünden, 6292 sayılı Kanun'un 12. maddesi uyarınca yapılan satışlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda "Adli Yargı" görevli olup bu konuda tereddüt bulunmamaktadır. Türk Hukuk Sistemine göre, kural olarak aynî hakların doğumu, devri, muhtevalarının değiştirilmesi ve ortadan kalkması kural olarak tapu siciline tescil şartına bağlanmış olup, tescil kurucu bir nitelik taşımaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davaya konu istem, mükerrer kadastrodan kaynaklı olmayıp, tapu kayıtlarının mükerrer olduğu iddiasına yöneliktir. Yargıtay 1. Hukuk Dairesince de aynı nitelendirme ile temyiz inceleme görevinin Dairemize ait olduğu gerekçesiyle gönderilmiş ise de; Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 30.01.2019 tarih ve 2019/1 sayılı iş bölümü kararı ile 1. Hukuk Dairesi'nin görevine ilişkin düzenlemenin 1. maddesine göre "Taşınmaz mallara ilişkin, tapu kaydına ve mülkiyet hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemli davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar" olduğu açıklandıktan sonra hükmün istisnası olarak "Kadastro sonucu oluşan tapu kaydının, kadastro öncesi nedenlere dayalı iptal ve tescili (KK m.12) istemli davalar ile mükerrer kadastrodan kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararların temyiz inceleme görevi 16....
Kusursuz sorumluluk, tapu siciline bağlı çıkarların ve aynî hakların yanlış tescili sonucu değişmesi ya da yitirilmesi ile bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü; sicillerin doğru tutulmasını üstlenen ve taahhüt eden Devlet, gerçeğe aykırı ve dayanaksız kayıtlardan doğan zararları da ödemekle yükümlüdür. Kusurun varlığı ya da yokluğu, Devletin sorumluluğu için önem taşımayıp, sadece Devletin memuruna rücuu halinde iç ilişkide önemlidir. Açıklanan nedenlerle; davacının, üzerinde orman olduğuna dair hiçbir şerh ve kısıtlama bulunmaksızın 1990 yılında tapuda yapılan resmi işlemle satın aldığı taşınmazın tapu kaydının, sonradan orman olması nedeniyle iptal edilmesi üzerine açılan işbu davada, TMK'nun 1007. maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğu gözetilip, işin esasına girilerek, davacının zararı belirlenip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçelerle talebin reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....
ın müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığını ancak alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile kendisine ait taşınmazı diğer davalıya sattığını öne sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile borçlu davalı adına tescilini talep etmiştir. Davalılar davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, taşınmazın düşük bedelle satılması ve işlemin muvazaalı olması nedeniyle davanın kabulüne ve ... adına olan tapu kaydının iptali ile davalı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davalı 3. kişinin borçlu davalıdan alacaklı olması, tasarruftan sonra borçlu davalının oğlunun taşınmazda oturmaya devam etmesi ve tüm dosya kapsamından 3. kişi konumundaki davalı ...'...
Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. TMK.705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır....
Değerlendirme ve Gerekçe : Dava TMK'nın 1007. maddesinde düzenlenen tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı maddi tazminat davasıdır. Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/635 E. 2013/466 K. sayılı kararının incelenmesinde; davacı Orman Genel Müdürlüğüne izafeten Yalova Orman İşletme Müdürlüğü tarafından iş bu dosyanın davacısı aleyhine tapu iptal ve tescil davası açıldığı, davanın kabulü ile Nilüfer İlçesi, Tahtalı köyü, 155 ada 252 parsel sayılı taşınmazın 563,43 m2'lik kısmının davacı adına olan tapu kaydının iptal edilerek Hazine adına Orman vasfı ile yeniden tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, kararın 02/07/2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları; davacıya ait taşınmazın tapu kaydının iptalinden kaynaklı zarardan davalı T3'nin sorumlu olup olmadığı, tazminat miktarı ve hesaplama yöntemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı , .. 1507(3058) parsel sayılı taşınmazın 440.m2lik kısmı Devletin Hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu halde Belediyesi tarafından adına ihdasen tescil edildiğini, çekişme konusu taşınmaz ile ilgili olarak yapılan imar uygulamalarının idari yargı yerinde iptal edildiğini, kayıtların yolsuz tescil durumuna düştüğünü ileri sürerek, tapunun iptali ve tescili ile kayıtların eski hale iadesinin sağlanmasına karar verilmesin istemiştir. Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, çekişme konusu taşınmazla ilgili olarak Belediyesinin yaptığı imar işleminin ayakta olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....