Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliğinin 30.12.1998 tarihli ve .... yevmiye numaralı vasiyetnamesini tanzim ettiğini, vasiyetnamenin Bursa Tereke Hakimliğinin 2001/21-22 esas sayılı dosyası ile 02.05.2001 tarihinde açıldığını, murisin ölüme bağlı tasarrufla bir kısım davacılara ve davalılara mal bıraktığını, yapılan vasiyetnamenin şekil ve murisin tasarruf ehliyeti bakımından eksiklikler içerdiğini, anılan vasiyetnamenin murisin bizzat kendi arzusu ile yapılmadığını, üçüncü şahısların hileleri, korkutmaları ve yanıltmaları sonucu tanzim edildiğini ve vasiyetname ile saklı paylarının zarar gördüğünü ileri sürerek vasiyetnamenin iptalini, olmazsa bu tasarrufla ihlal edilen saklı paylarının tenkisini talep etmiştir. 2. Birleştirilen Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/622 Esas sayılı dosya davacısı ..., dava dilekçesinde; muris ...'ün Gemlik 1....

    Hükümsüzlük, def"i yoluyla her zaman ileri sürülebilir." hükmünü, TMK. 571.maddesi ise; "Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer.Bir tasarrufun iptali bir öncekinin yürürlüğe girmesini sağlarsa, süreler iptal kararının kesinleşmesi tarihinde işlemeye başlar.Tenkis iddiası, def'i yoluyla her zaman ileri sürülebilir." hükmünü içermektedir. Yukarıda açıklanan maddelerde; ölüme bağlı bir tasarruf olan vasiyetnamenin iptali ve tenkisi davalarını açmak için belirtilen süreler, hak düşürücü süre olarak düzenlenmiştir. Ancak gerek 559.maddenin 2.fıkrasında, gerekse 571.maddenin 3.fıkrasında; vasiyetnameye ilişkin açılmış bir davada hükümsüzlük ve tenkis iddiasının, defi yoluyla her zaman ileri sürülebileceği belirtilmiştir....

      Noterliğinin 05.04.2011 tarihli ve 7479 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki vasiyetnamesi ile 978 parsel ve 1016 ada 9 parsel sayılı taşınmazlardaki hak ve hisselerinin tamamını davalıya vasiyet ettiğini, vasiyetnamenin 05.05.2015 tarihinde açılıp okunduğunu, ancak müvekkilinin vasiyetnamenin geçersiz olduğunu yeni öğrendiğini, vasiyetnamenin resmi vasiyetnamenin düzenleme şartlarına sahip olmadığını, vasiyetnamenin geçerli olduğu düşünülse dahi müvekkilinin saklı payının bu vasiyetname ile ihlal edildiğini, vasiyetnamenin yapılması amacının mal kaçırmak olduğunu, müvekkillerinin kardeşleri ve yeğenleri tarafından aldatıldığını ve murisin yaşlı ve yardıma muhtaç olması sebebiyle yönlendirildiğini belirterek öncelikle vasiyetnamenin iptalini terditli olarak ise müvekkiline ait saklı payın tenkisini talep etmiştir. II....

        Sulh Hukuk Mahkemesi' nin 2016/22 Esas sayılı dosyası ile açılıp okunduğu, davaya konu taşınmaz davalıya ölüme bağlı tasarruf ile vasiyet edilmiş olmak ile TMK' nın 561.maddesine göre mutlak tenkise tabi olduğu, ilk derece mahkemesince de; "mirasbırakan tarafından İzmir ili, Konak ilçesi, Üçkuyular mah., 6256 ada, 12 parsel, 3.kat 16 nolu taşınmaz davalıya ölüme bağlı tasarruf ile bağışlanmış olup muris tarafından yapılan vasiyetname yasa gereğince mutlak tenkise tabidir. Bu nedenle, vasiyette bulunanın saklı payı zedeleme amacı bulunmasa bile, murisin ölümünde saklı pay sahibi olanlar için saklı pay oranında tenkis yapılması gerekir.Taşınmazın bedelinin davalı tarafından ödendiği iddiası yönünden taşınmazın muris adına kayıtlı olması nedeni ile inançlı işlem uyarınca açılıp kazanılmış bir tapu iptali ve tescil kararı bulunmadığı sürece tenkis davasında bu iddianın dinlenemeyeceği açıktır....

        Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nın 565 inci maddesinin 1, 2 ve 3 fıkrasında gösterilenler) tenkis uygulanırken TMK'nın 570 inci maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....

          Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....

            Belirli gün ve saatte dosyadaki bütün kâğıtlar okunarak, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R Davacılar vekili dilekçesi ile; mirasbırakan baba ... ’ün ikamet ettiği ... ’da vefat ettiğini, mirasbırakanın sağlığında eşi olan davalı ... ile ... ’da noterde düzenlediği 25 07.2004 tarihli ortak vasiyetname ile; kendisini ve davalı eşini tek mirasçı, müşterek çocukları olan davalı ...’ü ise son varis olarak tayin ettiğini, müvekkillerinin miras haklarını kısıtlayan bu vasiyetnamenin içeriği, bağlandığı koşullar ve yüklemelerin hukuka ve ahlaka aykırı olduğunu, ayrıca mirasbırakan ve davalı ...’nin Türk vatandaşı olmaları nedeniyle vasiyetnamenin Türk Hukuku ile öngörülen geçerlilik şartlarını taşımadığını ileri sürerek; vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep etmiş, 28.06.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile vasiyetnamenin iptali talebi kabul edilmediği takdirde tenkisine karar verilmesini istemiştir....

              Davacı tarafın yapılan ölüme bağlı tasarruftan hangi tarihte haberdar olduğunu tespit açısından taraflara delillerini sunmaları için süre verilmeli, deliller değerlendirilmeli, vasiyetname ile oluşan hakka karşı açılacak davalarda zamanaşımının başlamasının vasiyetnamenin kurallarına uygun biçimde açılmasına bağlı olması kuralı da dikkate alınmak suretiyle zamanaşımı defi hakkında HUMK.nun 222. ve devamı maddeleri uyarınca bir karar verilmeli, davanın süresinde açıldığının tespit edilmesi halinde işin esasına girilerek talep hakkında bir karar verilmesi gerekir. Toplanacak delillere göre davanın zamanaşımına uğradığının tespit edilmesi halinde davalı taraf zamanaşımı definde bulunduğuna göre davanın reddine karar verilmelidir....

                Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali, olmadığı taktirde tenkis davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesinde, muris ...in 01.06.2010 tarihinde vefat ettiğini, ölmeden bir süre önce...Noterliğinde 04.05.2004 tarih ve 6747 yevmiye no ile düzenleme şeklinde vasiyetname düzenlediğini, vasiyetname ile...lçesi, köyleri ve mülhakatı sınırları dahilinde bulunan gayrimenkullerini ...elleştirme Derneği'ne ölümünden sonra intikal etmek üzere vasiyet ettiğini, ...in vasiyetnameyi düzenlediği sırada oldukça yaşlı, hasta ve kendini bilmez durumda olduğunu, kendi hür iradesiyle temyiz kudretine haiz bir şekilde açıklanmış bir vasiyet beyanı bulunmadığını, MK.nun 557/1 maddesine göre ölüme bağlı tasarrufun miras bırakanın tasarruf ehliyeti bulunduğu...

                  TMK'nun 557.maddesinde ise vasiyetnamenin iptali sebepleri tahdidi olarak sayılmıştır.TMK'nun 557.maddesi;Aşağıdaki sebeplerle ölüme bağlı bir tasarrufun iptali için dava açılabilir: 1- Tasarruf mirasbırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı bir sırada yapılmışsa, 2- Tasarruf yanılma,aldatma,korkutma veya zorlama sonucunda yapılmışsa, 3- Tasarrufun içeriği,bağlandığı koşullar veya yüklemeler hukuka veya ahlaka aykırı ise, 4- Tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa'' şeklinde düzenlenmiştir. Noterlik Kanununun 76.maddesinde de; "Noter, tanık, tercüman ve bilirkişiler aşağıdaki hallerde noterlik işlemine katılamazlar" dendikten sonra 3.cü fıkrasında; "ilgililerden biri ile aralarında sıhri dahi olsa usul ve füru veya kan hısımlığında üçüncü, sıhri hısımlıkta ikinci derecede civar hısımlığı veyahut evlat edinme ilişkisi varsa" hükmüne amirdir. Ne var ki; Noterlik Kanunu, tüm işlemlerde uygulanmak üzere tanıklarla ilgili hükümler öngörmüştür. Oysa, TMK.'...

                  UYAP Entegrasyonu