Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HMK'nın 297/2. fıkrasında “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” vurgusu yapılmıştır. Bilindiği gibi; tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (teberru) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür. Tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu mameleki kıymetler ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır....

    Hukuk Dairesinin 09.09.2013 tarih ve 2013/12637 Esas, 2013/11957 Karar sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir: "... Ölüme bağlı tasarruflardaki iptal sebepleri TMK.'nun 557. maddesinde sınırlı bir şekilde sayılmıştır. Şekle aykırılık, hukuka-ahlaka aykırılık, ehliyetsizlik sağlararası tasarruflarda butlan sebebi iken ölüme bağlı tasarruflarda iptal sebebi olarak düzenlenmiştir. Burada yasa koyucunun amacı, ölüme bağlı tasarrufu mümkün olduğunca ayakta tutmaktır. Ölüme bağlı tasarruflarda butlan yaptırımının bulunmaması, "favor testamenti" prensibinden kaynaklanmaktadır (A.M.Kılıçoğlu-Miras Hukuku-sf.178). Somut olayda, dava konusu Gerede Noterliği'nin 13.07.1987 tarih ve 7825 sayılı vasiyetnamesinde Noter imzasının bulunmadığı sabit ise de, bu husus TMK.'nun 557. maddesi hükmü gereğince, vasiyetnamenin iptali davasına konu edilmediğinden sonuç olarak usul ve yasaya uygun olan mahkeme hükmünün onanması gerekmiştir. ..." 4. Yargıtay 3....

      Ölenin milli hukukuna uygun şekilde yapılan ölüme bağlı tasarruflar da geçerlidir” şeklindedir. 5718 sayılı ... 20/4.maddesi ve 7.maddesi düzenlemeleri karşısında, bir ölüme bağlı tasarruf şekli olan “vasiyetnamenin” yapıldığı ülke hukukunun öngördüğü şekle uygun olarak yapılmasının mümkün olup; ölenin milli hukuku, vasiyetnamenin yapıldığı yer hukukunun bir alternatifi olarak düzenlenmiştir. Yukarıda açıklanan MÖHUK'nun ilgili maddeleri uyarınca; vasiyetnamenin, yapıldığı ülke hukukunun öngördüğü şekle uygun yapılması mümkündür. Somut olayda, dava konusu vasiyetname; murisin yaşadığı ...'da, noter huzurunda düzenlenmiştir. Mahkemece, muris tarafından düzenlenen vasiyetname Türkiye'de bulunan taşınmaz mallar hakkında olduğundan Türk hukukuna uygun olarak yapılması gerektiği halde Türk hukukuna uygun düzenlenmediği gerekçesiyle davanın kabulü ile davaya konu edilen ve muris tarafından düzenlenen ... 3....

        Somut olayda da; vasiyetçiler, birlikte noter önünde son arzularını açıklamış ve noter de her iki iradeyi kapsayacak şekilde bir tek belge düzenlemiş olduğundan kanunda öngörülen şekil şartlarını taşımayan vasiyetnamenin iptali gerekmektedir. O halde mahkemece, yukarıda açıklanan ilkelerde gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı nitelendirme ve yukarıdaki gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. 2- Kabule göre de; mirastan ıskat, murisin tek taraflı ölüme bağlı bir tasarrufu ile gerçekleşir. Iskat, cezai (olağan) ve koruyucu olmak üzere 2 türlüdür. Mirasçı, miras bırakana ve yakınlarından birine karşı TMK.nun 510.maddesinde gösterilen ağır bir suç işler veya murisine veya ailesine karşı kanunen yerine getirmekle yükümlü olduğu aile görevlerini ifada büyük bir kusur işlerse cezai (olağan) ıskat nedenleri doğmuş olur....

          Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1928 doğumlu mirasbırakan ...’nın 16.08.2014 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak oğlu ...’ten olma torunları davacılar ..., ..., ... ve ... ile davalı çocukları ..., ..., ... ve ...’in kaldıkları, mirasbırakanın ... 1. Noterliğinin 21.12.2011 tarih ve ... yevmiyeli vasiyetnamesi ile maliki olduğu ..., ..., ... ve ... (½ pay) parsel sayılı taşınmazlarını davacı torunlarına, ... ve ... parsel sayılı taşınmazlarını davalı oğlu ...’e, ..., ... ... ve ... parsel sayılı taşınmazlarını davalı oğlu ...’e, ... ve ... parsel sayılı taşınmazlarını davalı oğlu ...’e, ... parsel sayılı taşınmazını davalı oğulları ..., ... ve ...’e bıraktığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; tenkis (indirim) davası, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen tapu iptali, tescil, tenkis, vasiyetnamenin tenfizi davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleştirilen davaların kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar-birleştirilen davada davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Asıl dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile tenkis, birleştirilen dava vasiyetnamenin tenfizi isteğine ilişkindir....

              II'nin kapsamına giren bir ölüme bağlı tasarruf söz konusu olur. . Bu bağlamda, vasiyetnamenin yorumu ile sonuca ulaşılmasının mümkün olmamasına, derneğin tüzel kişiliğinin fesih ve tasfiye ile sona ermesine ve MK.577/II.madde hükmünün değerlendirilmesinin gerekmesine göre, bozma kararının gerekçesine ve ilk derece mahkemesinin kararındaki esasa göre Karşı Oyumuz'dur. 09.....2013 ....

                Mahkemece yeniden yargılama sonucu, tenkis davasının tefriki ile 4721 sayılı TMK.nun 557. maddesinde sayılan sebeplerin bulunması halinde vasiyetnamenin iptali gerekeceği, bu sebepler dışında kalan durumlara dayanılarak ölüme bağlı tasarrufun iptali istenemeyeceği, Adli Tıp Kurumu 4. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 09/01/2012 tarih, 26 karar numaralı raporuna göre vasiyetnamenin düzenlendiği 04/04/2006 tarihinde murisin fiil ehliyetinin mevcut olduğu, yine vasiyetnamenin içeriği ile bağlandığı koşullar bakımından herhangi bir hukuka ya da ahlaka aykırılığın bulunmadığı, davacıların ileri sürdüğü iptal koşullarının oluşmadığı, vasiyetnamenin iptali yönündeki dava sübut bulmadığı bildirilerek davanın reddine karar verilmiştir....

                Ölüme bağlı tasarrufun iptali TMK' nın 557- 559.maddeleri arasında düzenlenmiş olup, buna göre tasarruf miras bırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı bir sırada yapıldıysa, tasarruf, yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmışsa, tasarrufun içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler, hukuka ve ahlaka aykırı ise, tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış ise, bu sınırlı sebeplere dayalı olarak vasiyetnamenin iptalini talep edilebileceği belirtilmiştir. Ölüme bağlı tasarrufun iptal sebepleri esasa ilişkin ve şekle ilişkin iptal sebepleri olarak iki bölümde incelenebilir. Ölüme bağlı tasarrufun esasa ilişkin iptal sebepleri ehliyetsizlik, irade sakatlığı, hukuka aykırılık ve ahlaka aykırılıktır. Şekle ilişkin iptal sebebine gelince, ölüme bağlı bir tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa iptal davasına konu olabilir. Davacı bu iptal nedenleri bakımından delil sunmalıdır....

                Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....

                  UYAP Entegrasyonu