Mahkemece; kanunda sayılan iptal sebeplerinden hiç birisinin varlığı iddia edilmediğinden ve mirasçıların saklı payları için tenkis davası açma hakları bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacılar vekillerinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Tenkis talebine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tenkis davası, TMK'nın 560-562. maddelerinde düzenlenen, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen gerek ölüme bağlı ve gerekse sağlararası kazandırmalarının kural olarak saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar tarafından mirasbırakanın tasarruf edebileceği sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu davalardandır. Bu yönüyle, tenkis davası Miras Hukukuna özgü bir iptal davası olarak kabul edilmelidir....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik ) dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle mümkündür. Tereke mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Mirasbırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 sayılı Kanun uygulanacaksa bir aylık 4721 sayılı Kanun uygulanacaksa üç aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir....
Miras bırakanın TMK'nin 506. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez....
IV- GÖRÜŞ VE GEREKÇE : Mirastan feragat sözleşmesi, mirasbırakan ve müstakbel mirasçı arasında düzenlenen muhtemel miras payı hakkında vazgeçmeyi amaçlayan miras hukuku içerisinde yer alan bir sözleşme çeşididir. Mirastan feragat edenin vazgeçtiği hak beklenen hakkı oluşturur. Bu bakımdan mirastan feragat sözleşmesi ile mirasçı mirasçılığından değil beklenen bir hakkından feragat eder. Nitekim miras hakkı mirasbırakanın ölümü ile doğacaktır. Mirastan feragat sözleşmesi aynı zamanda mirasçı yönünden ölüme bağlı bir tasarruf olmayıp sağlararası hukuki işlem iken, mirasbırakan açısından ölüme bağlı bir tasarruf niteliğindedir. Mirasbırakan yönünden ölüme bağlı tasarruf hükümlerinin uygulanması, feragat ile mirasbırakanın tereke üzerindeki tasarruf imkanının genişlemesi ile açıklanır. Mirastan feragat sözleşmesi ivazlı ya da ivazsız şekilde yapılabilir. Mirastan feragat sözleşmesi ivazlı veya ivazsız şekilde yapılmasına göre hukuki olarak farklı sonuçlar doğuracaktır....
Tenkis, saklı pay tamamlanıncaya kadar, önce ölüme bağlı tasarruflardan; bu yetmezse en yeni tarihlisinden en eskisine doğru geriye gidilmek üzere sağlar arası kazandırmalardan yapılacaktır. Kamu tüzel kişileri ile kamuya yararlı dernek ve vakıflara yapılan ölüme bağlı tasarruflar ve sağlar arası kazandırmalar en son sırada tenkis edilecektir (TMK. Md.570). Ölüme bağlı kazandırmaların aksine, miras bırakanın yaptığı sağlar arası kazandırıcı hukuki işlemler kayıtsız, koşulsuz tenkise tabi tutulmamıştır. Burada işlemin tenkise tabi tutulabilmesi için ön koşul; saklı paya el atma, tasarruf edilebilirlik sınırının aşılmasıdır. Ancak bu da yeterli değildir. Sağlar arası kazandırmaların tenkise tabi tutulabilmesi için saklı paya el atma yanında 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 565 ve 567 nci maddelerinde açıklanan koşulların da gerçekleşmesi gerekmektedir. Tereke, ölen bir kimsenin mal, hak, alacak ve borçlarının tümünü ifade eder....
Mirastan iskat, mahfuz hissenin temelini teşkil eden aile dayanışmasının zedelendiği hallerde, mahfuz hisseli mirasçıyı mirasdan uzaklaştırma olanağını mirasbırakana tanıyan ölüme bağlı bir tasarruftur. Bu tasarrufla vasiyetci mahfuz hisseli bir mirasçısını miras hakkından ve mahfuz hissesinden yoksun bırakır. Normal koşullarda vasiyetci mahfuz hisse üzerinde tasarruf edemez, etse bile bu tenkis yolu ile iskat olunan mirasçılara dönebilir. Ancak iskat yolu ile ve iskat sebeplerinin gerçekleşmesi halinde mahfuz hisseden yoksun kalma konusu gündeme gelir. Vasiyetçi her zaman ve dilediği taktirde mahfuz hisse dışında kalan hisseler üzerinde dilediği gibi tasarruf edebilir. Onun için mirasdan iskat sadece mahfuz hisseli mirasçılar hakkında hüküm ifade eder. Mirastan iskat murisin tek taraflı ölüme bağlı bir tasarrufu ile gerçekleşir. İskat cezai (olağan) ve koruyucu olmak üzere iki türlüdür....
Miras bırakanın TMK'nın 506. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez....
İcra Müdürlüğünün 2011/7038 esas sayılı dosyası ile takibe konu yapılmış 35.562,00 TL borcunun bulunduğunu, davalı derneğin seçimlik hakkının bulunduğunu, müvekkillerinin davalının seçimlik hakkının murisin terekesinden tasarruf edilebilir kısmın değerini karşılayan parayı istemesi halinde bu bedeli davalıya ödemeye hazır olduklarını, atalarından kalan taşınmazları bırakmak istemediklerini, taşınmazların adlarına tescil edilmesini istediklerini ileri sürerek, öncelikle müvekkillerinin saklı payına tecavüz eden ölüme bağlı ve sağlar arası kazandırmaların tenkisi ile MKnun 562.maddesi çerçevesinde değerinde azalma meydana gelmeksizin bölünmesi mümkün olanların tapu kayıtlarının tenkis oranında iptali ile miras hisseleri oranında müvekkilleri adına tescilini, değerlerinde azalma meydana gelmeksizin bölünmelerinin mümkün olmaması halinde ise, davalının kullanacağı seçimlik hakkı doğrultusunda, müvekkillerinin miras payının murisin serbestçe tasarruf edebileceği kısmına ilişkin bedeli müvekkillerince...
Hükmü, davacı ve davalı vekilleri temyiz etmiştir. 1) Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2) Davacı vekili ile davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Mirastan iskat, mahfuz hissenin temelini teşkil eden aile dayanışmasının zedelendiği hallerde, mahfuz hisseli mirasçıyı mirastan uzaklaştırma olanağını miras bırakana tanıyan ölüme bağlı bir tasarruftur. Bu tasarrufla vasiyetci mahfuz hisseli bir mirasçısını miras hakkından ve mahfuz hissesinden yoksun bırakır. Normal koşullarda vasiyetci mahfuz hisse üzerinde tasarruf edemez, etse bile bu tenkis yolu ile iskat olunan mirasçılara dönebilir. Ancak iskat yoluyla ve iskat sebeplerinin gerçekleşmesi halinde mahfuz hisseden yoksun kalma konusu gündeme gelir. Vasiyetci her zaman ve dilediği taktirde mahfuz hisse dışında kalan hisseler üzerinde dilediği gibi tasarruf edebilir....