Aile Mahkemesi’nce, davanın mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olduğu, bu davalarda yetkiyi düzenleyen TMK'nun 214/2. maddesi hükmüne göre, eşler veya mirasçılar arasındaki mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, boşanmaya, evliliğin iptaline veya hakim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda bu davalarda yetkili olan Mahkeme’nin yetkili olduğu, buna göre de yetkinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre değil, özel düzenlemenin yer aldığı Türk Medeni Kanunu'na göre belirlenmesi gerektiği, ancak boşanmaya ilişkin kararın verildiği yer Aile Mahkemesi’nin yetkili olduğuna dair yetki kuralının kesin yetki olmayıp, ilk itiraza bağlı olduğu, somut olayda ise yetkisizlik iddiasının davayı açan davacı tarafından ileri sürüldüğü, ancak yetki itirazının davalı tarafından ilk itiraz olarak cevap dilekçesi ile ileri sürülmesi gerektiği ve davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmeden yetkisizlik kararı verilerek dosyanın kesinleştiği gerekçesiyle...
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, dava konusu taşınmazın arsasının edinme (1973) ve binanın inşa edilme (1980'li yıllar) tarihleri 01.01.2002 öncesi olmakla, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğuna, TMK'nin 179. maddesi hükmü gereği mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanacağına, mal ayrılığı rejimi geçerli olan dönemde edinilen taşınmaz yönünden, 01.01.2002 sonrası yürürlüğe giren 4721 sayılı TMK'de yer alan yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminde geçerli TMK'nin 240. maddesi hükmünün somut olayda uygulanması mümkün olamayacağına, mal rejiminin tasfiyesi davalarında zamanaşımı süresi 10 yıl olduğuna, muris ... 18.08.2003 tarihinde vefat etmiş olmakla mal rejiminin sona erdiği eşin ölüm tarihi üzerinden 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra 29.10.2014 tarihinde ıslah dilekçesi sunularak tasfiyeden kaynaklı alacak talep edildiğine ve davalı tarafça buna karşı zamanaşımı...
Hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından feragatin davalı tarafın tehdit ve korkutması ile yapıldığı ve bu nedenle geçersizliği ileri sürülerek temyiz edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225. maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, Mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur....
Dosyadaki bilgi ve belgeler ile karar düzeltme dilekçesinin incelenmesi sonunda; Hemen burada, “mal rejiminin sona erme anı' üzerinde durulmasında fayda bulunmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hâllerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle alacak davalarının görülebilirlik ön koşuludur....
Edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesinde, artık değere katılma alacağı miktarı hesaplanırken "eklenecek değerler" göz önünde bulundurulur. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 229. maddesine göre; eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan, olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar ile mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler mal rejiminin sona erdiği anda mevcutmuş gibi tasfiyeye dahil edilir. Mahkeme kararı, davanın kendisine ihbar edilmiş olması koşuluyla, kazandırma veya devirden yararlanan üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilir. Tasfiye sırasında borçlu eşin mal varlığı ya da terekesinin borcu ödemeye yetmediğinin anlaşılması durumunda, sonradan üçüncü kişi aleyhine TMK'nin 241. maddesine göre eksik kalan miktarla sınırlı olarak alacak davası açılabilecektir....
Gerekçe 1.Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup uyuşmazlık, anlaşmalı boşanma dava dosyasındaki protokoldeki düzenlemeye, duruşmadaki taraf beyanlarına ve boşanma kararına göre tarafların mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı hakları istemelerinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Kanunu'nun 29 uncu maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 225 inci maddesi. 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Aile Mahkemesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Bakırköy 1. Aile Mahkemesinin 31.10.2018 tarihli ve 2010/890 Esas, 2018/748 Karar sayılı Mahkeme hükmüne karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kısmen kabulüne şeklinde hüküm kurulmuş olup, bu kez davalı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili tarafından açılan mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davasında, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kabulüne dair kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 25.10.2018 tarihli ve 2016/12225 Esas, 2018/17933 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Davalı tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen malvarlığı nedeniyle mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğinde bulunmuştur....
KARAR Davanın, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak istemine ilişkin, niteliği itibariyle belirsiz alacak davası olduğu, HMK'nin 362. maddesinin 2. fıkrasına göre, miktar olarak kesin kabul edilemeyeceği anlaşıldığından Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz isteminin reddine ilişkin ek kararının kaldırılmasına karar verilip, esasın incelenmesine geçildi; Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve ilamda belirlenip dayanılan gerektirici sebeplere göre hükme yönelen ve yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün 6100 sayılı HMK'nin 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 35,90 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 8,50 TL'nin temyiz edenden alınmasına, 20.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) DAVA TÜRÜ : Mal Rejminin Tasfiyesinden Kaynaklı Alacak Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü....