Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sözleşmeyle başka rejim seçilmediğinden eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM'nin 170.maddesi uyarınca mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği 13.09.2010 ölüm tarihine kadar yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK. m. 202). Söz konusu mal rejimi müteveffanın ölüm tarihinde sona ermiştir (TMK.nun 225/son). TMK'nun 235/1. maddesi hükmüne göre; mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar, tasfiye anındaki değerleriyle hesaba katılır. Dava; ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katılma alacağı isteğine ilişkindir. Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş ise de, verilen karar dosya kapsamına uygun olmadığı gibi yapılan araştırma ve inceleme de karar vermeye yeterli değildir....

    Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince (6100 s.lı HMK'nun 30. m) bekletici mesele yapılmalıdır. Tasfiye davasında, mal rejiminin sona ermemiş ve sona erdirecek davanın da henüz açılmamış olduğunun anlaşılması durumunda ise davanın görülebilirlik ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekir. .//.. Yukarıda belirtilen ilkeler ışığında somut uyuşmazlık incelendiğinde, dava mal rejiminin tasfiyesine bağlı alacak davası niteliğindedir....

      Mal rejimi yurt dışında boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona erecektir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179.m). 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtayın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin kanunda yazılı sebeplerden biri ile sona ermiş olması gerekir (TMK m.180, 206, 208, 225)....

      İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, yetkiyi düzenleyen 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 214/2. maddesi hükmüne göre, eşler veya mirasçılar arasındaki mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, boşanmaya, evliliğin iptaline veya hâkim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda, bu davalarda yetkili olan mahkeme yetkilidir. Buna göre, mal rejiminin tasfiyesi davalarında yetki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre değil, özel düzenlemenin yer aldığı Türk Medeni Kanunu'na göre belirlenmelidir. Somut olayda; dava açıldığı tarihte eşler arasında ... 2. Aile Mahkemesi'nin 2014/506 Esas sayılı boşanma davasının derdest olduğu, boşanma davasına bakan ... Mahkemesinin eldeki davada yetkili olduğu görülmektedir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak ... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasında verilen ihtiyati tedbir talebinin ret kararına dair... Aile Mahkemesi'nce verilen 04.05.2016 gün ve 2015/428 Esas sayılı ara kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü. K A R A R Davacının, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davasındaki yargılama sırasında verilen ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı asıl İhsan Taşçı kararı temyiz ettikten sonra İzmir 5. Aile Mahkemesi'ne verdiği 28.05.2016 tarihli imzalı dilekçeyle temyizden feragat etmiş, dilekçe Dairemize gönderilmiştir....

          Hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından feragatin davalı tarafın tehdit ve korkutması ile yapıldığı ve bu nedenle geçersizliği ileri sürülerek temyiz edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225. maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, Mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur....

            Aile Mahkemesi’nce, davanın mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olduğu, bu davalarda yetkiyi düzenleyen TMK'nun 214/2. maddesi hükmüne göre, eşler veya mirasçılar arasındaki mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, boşanmaya, evliliğin iptaline veya hakim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda bu davalarda yetkili olan Mahkeme’nin yetkili olduğu, buna göre de yetkinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre değil, özel düzenlemenin yer aldığı Türk Medeni Kanunu'na göre belirlenmesi gerektiği, ancak boşanmaya ilişkin kararın verildiği yer Aile Mahkemesi’nin yetkili olduğuna dair yetki kuralının kesin yetki olmayıp, ilk itiraza bağlı olduğu, somut olayda ise yetkisizlik iddiasının davayı açan davacı tarafından ileri sürüldüğü, ancak yetki itirazının davalı tarafından ilk itiraz olarak cevap dilekçesi ile ileri sürülmesi gerektiği ve davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmeden yetkisizlik kararı verilerek dosyanın kesinleştiği gerekçesiyle...

              Dosyadaki bilgi ve belgeler ile karar düzeltme dilekçesinin incelenmesi sonunda; Hemen burada, “mal rejiminin sona erme anı' üzerinde durulmasında fayda bulunmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hâllerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle alacak davalarının görülebilirlik ön koşuludur....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ölüme Bağlı Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Katılma Alacağı Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı kabulüne karar verilmiş olup hükmün bir kısım davalılar vekili, davalı ... vekili, davalı ... ve davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı vekili, ortak miras bırakan ...'nın 2010 yılında öldüğünü, tarafların 1978 yılında evlendiklerini, evlilik birliği içerisinde edinilen mal varlığının müteveffaya ait banka hesabında tutulduğunu, müşterek çocukları olmaması nedeniyle müteveffanın, eşinden mal kaçırmak maksadıyla bireysel hesabını kız kardeşi ... ile müşterek hale çevirdiğini, gerçekte davalı ...'...

                  Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, dava konusu taşınmazın arsasının edinme (1973) ve binanın inşa edilme (1980'li yıllar) tarihleri 01.01.2002 öncesi olmakla, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğuna, TMK'nin 179. maddesi hükmü gereği mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanacağına, mal ayrılığı rejimi geçerli olan dönemde edinilen taşınmaz yönünden, 01.01.2002 sonrası yürürlüğe giren 4721 sayılı TMK'de yer alan yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminde geçerli TMK'nin 240. maddesi hükmünün somut olayda uygulanması mümkün olamayacağına, mal rejiminin tasfiyesi davalarında zamanaşımı süresi 10 yıl olduğuna, muris ... 18.08.2003 tarihinde vefat etmiş olmakla mal rejiminin sona erdiği eşin ölüm tarihi üzerinden 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra 29.10.2014 tarihinde ıslah dilekçesi sunularak tasfiyeden kaynaklı alacak talep edildiğine ve davalı tarafça buna karşı zamanaşımı...

                    UYAP Entegrasyonu