Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat KARAR TARİHİ : 23/12/2021 GEREKÇELİ KARAR YAZILMA TARİHİ : 24/12/2021 Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle görülen ölüm ve cismani zarar nedeniyle açılmış olan maddi ve manevi tazminat davasında müvekkilinin uğramış olduğu zararların tazminini teminat altına almak adına davalı..... meydana gelen trafik kazasına konu olan araç hakkında taraflarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, ancak talebin reddedildiğini, verilen bu karar üzerine müvekkilinin zararlarının tazminini teminat altına almak adına kazaya konu araç hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir....

    Buna göre; 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 18/02/1965 tarih ve 538 sayılı Yasa'nın 101 maddesiyle değişik 261. maddesine göre, alacaklı, ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden kararın infazını istemeye mecburdur. Aksi halde ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkar. Bidayet mahkemesince, 04/01/2023 tarihli ara karar ile uygulanmasına hükmedilen ihtiyati haciz kararında dava değerinin %15 oranında teminat alınması da kararlaştırılmıştır. Davacı taraf takdir olunan teminatı yatırmadığı gibi yasada öngörülen 10 günlük süre içerisinde mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden ihtiyati haciz kararının infazını da istememiştir. Dolayısıyla, davacının istinaf konusu ettiği ve kaldırılmasını istediği ihtiyati haciz kararı süre aşımına uğradığından infazı mümkün değildir....

      Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu alacağın özü itibari ile tazminat istemine yönelik olup, bu davada kusur oranının tespiti ve manevi yıkım miktarının yargılamayı gerektirdiğini, alacağın likit ve muaccel olmadığını, müvekkil şirketin sabit ikametgah sahibi olup, herhangi bir mal kaçırma kastınında bulunmadığını, müvekkil şirketin Türkiye'nin dört bir yanında yürütülen büyük inşaat çalışmalarında lojistik ve taşıma hizmeti veren sektörde oldukça bilinen büyük bir şirket olduğunu, ihtiyati haciz şartlarının gerçekleşmediğini, ihtiyati haciz kararı verilirken davacılardan teminat istenmediğini, adli yardımdan yararlanılmasının tek başına ihtiyati haciz kararı verilirken teminat alınmasını ortadan kaldıran bir sebep olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Talep, trafik kazası sonucu ölüm nedeni ile manevi tazminat istemli davada verilen ihtiyati haciz kararına vaki itirazın reddine yönelik ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir....

      Aksi halde terekenin murisin ölüm tarihinde borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının ölüm tarihi esas alınarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi, mirasçının mirası kabul anlamına gelen davranışlarda bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir. Somut olayda, mahkemece murisin ölüm tarihi itibariyle üzerine kayıtlı menkul ve araç olup olmadığı ile bankalar, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulmak suretiyle ve zabıta marifetiyle de araştırılarak alacak-borç durumunun araştırılmadığı anlaşılmıştır....

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ARA KARAR TARİHİ: 19/10/2022 DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan) KARAR TARİHİ: 26/01/2023 Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi ara kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Davacılar vekili daha sonra verdiği dilekçe ile ihtiyati haciz talep etmiştir. İlk derece mahkemesince 19/10/2022 tarihli ara kararı ile talebin reddine karar verilmiştir. Bu ara karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere, İlk Derece Mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen kararın, yasaya ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır....

          Şirketi yönünden de ihtiyati haciz taleplerinin reddine karar verildiğini, ancak davaya konu trafik kazasının gerçekleşmesinde davalıların kusurlu hareket ettiklerinin açık olduğunu, sonuç olarak 23.06.2022 tarihli ara kararın reddedilen talepleri yönünden davalı ... Şirketi ve davalı ... Şirketine ait taşınır, taşınmaz mal, üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini...." beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Talep, ölümlü trafik kazasından dolayı manevi tazminat talebine dayalı ihtiyati haciz istemine ilişkindir. Mahkemece; yukarıda yazılı gerekçelerle talebin reddine karar verildiği, karara karşı ihtiyati haciz talep eden/davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır....

            Asliye Ceza Mahkemesinde görülmekte 2017/173 Esas sayılı ceza yargılamasına ilişkin dosya kapsamında ATK TRafik İhtisas Dairesinden temin edilen 21/11/2018 günlü kusur bilirkişisi raporunda; kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsünün tam ve asli kusurlu olduğu, müteveffanın ise herhangi bir kusurunun bulunmadığı bildirildiği anlaşılmaktadır. Trafik kazası nedeniyle meydana gelen ölüm olayına bağlı zarar, kazanın olduğu tarihte muaccel hale geldiğinden ve dosyada mevcut delillere göre, yaklaşık ispat hali oluşmuş bulunduğundan İİK'nun 257.maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebileceği konusunda duraksama bulunmamaktadır....

            Dolayısıyla bu aşamada yaklaşık ispat koşulları çerçevesinde İİK'nın 257/1.maddesi kapsamında ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken ihtiyati haciz kurumunun amacına ve dosya içeriğine uymayan gerekçeyle talebin reddedilmesi doğru görülmemiştir. Bu açıklamalara göre; özellikle manevi tazminat miktarının takdirinin hakime ait olduğu, hakimin yargılama sonunda hak ve nesafete uygun karar vereceği, böylece bu aşamada talep edilen miktarın tamamı yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesinin doğru olmayacağı değerlendirilerek, Mahkemece uygun görülecek miktar yönünden, yine aynı kanunun 259. maddesi uyarınca takdir edilecek teminat mukabilinde ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği düşünülmüş, bu itibarla davacılar vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nın 353/1- a/6. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir....

            Mahkemece 21/12/2021 tarihli ara karar ile "Davacının ihtiyati haciz talebinin yasal koşulları oluşmadığından reddine " karar verilmiştir. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle: Uyuşmazlık konusu olayda davalının kusurlu eylemi neticesinde müvekkillerinin desteği konumunda bulunan Emine DİKİCİ'nin vefat ettiğini, Doğanşehir Cumhuriyet Başsavcılığı'nca aldırılan bilirkişi raporunda davalının asli kusurlu olduğunun ortada olduğunu, ihtiyati haciz talebinin yasal koşulları oluşmadığı gerekçesiyle reddine ilişkin kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek ara kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Talep: Trafik kazası neticesinde ölüm nedeni ile ölenin yakınları tarafından açılan destekten yoksun kalmaya ilişkin tazminat davasında, mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin verilen ara kararın istinaf incelemesi neticesi kaldırılarak davalı hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir....

            İcra Müdürlüğünün 2008/13957 Esas sayılı icra dosyasından borçlu olmadıklarının tespitine, haciz işlemlerinin iptaline, maaş haciz kesintilerinin iadesine dair karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, TMK'nun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Mirasçılar Türk Medeni Kanunu'nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir....

              UYAP Entegrasyonu