Süresi içinde davalı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar vekili, 16.01.2009 tarihinde vefat eden muris ...’ın terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüyle davacıların murisi ...’ın terekesinin ölüm tarihi itibari ile borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmiş, davalı ... vekilinin temyiz talebi üzerine, Dairemizin 06.06.2017 tarih, 2017/1901 Esas, 2017/4752 Karar sayılı ilamıyla hükmün onanmasına karar verilmiştir. Davalı ... vekili, karar düzeltme talebinde bulunmuştur. Dava, TMK'nun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2)....
Sigortalı işe ilk başlangıç tarihinin tespitine ilişkin davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanun'un 108. maddesinin 1. fıkrasına göre, "Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı Kanunlara veya bu Kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir." Öte yandan 506 sayılı Kanunun 60/G maddesine göre 18 yaşından önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık sürelerinin 18 yaşını doldurdukları tarihte başlayacağı, ancak bu tarihten önceki süreler için ödenen malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin prim ödeme gün sayılarına dahil edileceği bildirilmiştir....
K A R A R Dava; davacının ölüm aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının murisi olan eşinin 07.11.2010 tarihinde vefat ettiği, davacının ölüm aylığına ilişkin tahsis talebinde bulunduğu, murisin toplam 698 gün 506 sayılı Yasa kapsamında hizmeti bulunduğu, davacı tarafından 03.01.2014 tarihinde 202 gün de askerlik borçlanması yapıldığı anlaşılmaktadır. 5510 sayılı Yasa'nın 32/2-a maddesinde ölüm aylığının; en az 1800 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup toplam 900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde bağlanacağı bildirilmiştir....
ün, ölen kızı üzerinden 3201 sayılı Yasa kapsamında yurtdışı borçlanma işleminin reddine dair Kurum işleminin iptali ile kızı üzerinden tahsis talep tarihini takip eden aybaşından itibaren ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ilamında belirtilen şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Mahkemece, anne-babanın ölüm aylığından yararlanma koşullarının, 5510 sayılı Yasanın 32/2 ve 34/1-(d) bendinde düzenlenmesine rağmen mahkemece, 5510 sayılı Yasanın 34/1-(c) maddesinin yasal dayanak olarak kabul edilmesi, ayrıca ölüm aylığının davacı muris ...'...
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle; 506 sayılı Kanunun "Ölüm sigortasından aylık bağlama şartları" başlığını taşıyan 66'ncı maddesinde 5 yıldan beri sigortalı bulunup, sigortalılık süresinde en az 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş durumda ölen sigortalının hak sahibi kimselerine aylık bağlanacağı öngörülmüş iken, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren "Ölüm sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları" başlıklı 32'nci maddesinde ölüm aylığının, en az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4'üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde bağlanacağının...
Buna göre; bu gibi kişilerin ölü olduğu idarece tespit edilebildiği takdirde idari yoldan ölüm kaydı düşülebileceği gibi; yönetmeliğin belirtilen 69. maddesinde düzeltmeye esas alınabilecek belgeler arasında “mahkeme kararları” da gösterilmiş olduğundan, mahkeme kararlarına dayanılarak da ölüm kaydı düşülebilecektir. Yürürlükten kaldırılan 1587 sayılı Nüfus Kanunu'nda tespit davalarına yer verilmemişken; 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1- c maddesinde, nüfus kayıt düzeltim davalarının bir türü olarak “tespit davaları”na da yer verilmiştir. O halde, nüfus idaresi hasım gösterilmek suretiyle açılan ölümün tespiti davasının dinlenmesine artık yasal bir engel bulunmamaktadır. Ancak, bu şekilde ölümün tespiti davaları açıldığında sadece ölümün tespitine karar vermek yeterli olmamakta; ölüm tarihi mirasçılık haklarını etkileyeceği ve sicilde de ölüm tarihinin belirtilmesi gerektiğinden, ölüm tarihinin de mümkünse gün/ay/yıl, en azından yıl olarak da tespiti gerekmektedir....
Davacı murisinin ölüm tarihi olan 17/01/2014 tarihinde 5510 sayılı Yasa yürürlüktedir. ./.. 5510 sayılı Yasa'nın “Ölüm sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları” başlıklı 32/2-a maddesinde, Ölüm aylığının en az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde ölüm aylığı bağlanacağı bildirilmiştir. Somut olayda, davacının murisi Veysi Dayan'ın her türlü borçlanma süreleri hariç 900 gün prim ödeme şartının gerçekleşmemiş olmasına rağmen askerlik süresinin yeterli miktarını borçlanması sudetiyle davacıya ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
O halde; a- Bankalara müzekkere yazılmadığı, miras bırakanın ölüm tarihi itibari ile tüm bankalardan hesap bilgileri ve varsa ölümünden sonrasını da içerir (ölümünden sonra murisin hesabından para çekilmişse kim ya da kimler tarafından çekildiği de ayrıca sorularak) hesap hareketleri sorulmadığı, b- Murisin ölüm tarihi itibariyle malvarlığının bulunup bulunmadığının tespiti hususunda Belediyeye yazı yazılmadığı , c-Murisin ölüm tarihi itibariyle vergi kaydı bulunulup bulunmadığı için vergi dairesine ve ticaret sicil kaydının bulunup bulunmadığı için ticaret sicil müdürlüğüne müzekkere yazılmadığı, d- Trafik tescil müdürlüğü, bir takım tapu müdürlükleri ve SGKya yazılan müzekkerelerin murisin açıkça ölüm tarihi belirtilerek bu tarih itibariyle yazılmadığı, e- Murisin ölüm tarihi itibariyle malvarlığının araştırılması ve mirasçıları tarafından terekeyi benimser işlem yapılıp yapılmadığının araştırması için ilgili emniyete müzekkere yazılmadığı, f- Tarafların bildirdikleri icra...
Davacının defter tutulmasına dair isteği, Türk Medeni Kanununun 619. maddesinde düzenlenen mirası kabul veya redde esas olmak üzere "resmi defter tutma" değil, aynı Kanunun 589. ve devamı maddelerinde yer olan "koruma önlemi" olarak ölüm tarihi itibariyle terekeyi oluşturan unsurları belirlemek, böylece olası ihtilaflarda başvuru kaynağı oluşturmak, bu sayede terekenin içeriği ile ilgili ölüm anındaki durumu öğrenme imkanını elde etmeye yönelik olarak terekede bulunan mal ve hakların tespitine ilişkindir. Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp, bu önlemin alınması olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe tereke paylaşılmadığı sürece istenebilir. Çünkü, koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır....
Davacılar murisinin ölüm tarihi olan 28.10.2008 tarihinde 5510 sayılı Yasa yürürlüktedir. 5510 sayılı Yasa'nın "Ölüm sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları" başlıklı 32/2-a maddesinde, ölüm aylığının en az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde bağlanacağı bildirilmiştir. Somut olayda, davacının murisi Hamit İnönü’nün her türlü borçlanma süreleri hariç 900 gün prim ödeme şartının gerçekleşmemiş olmasına ve Kurum işleminin mevzuata uygun olmasına rağmen davacıların ölüm aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....