Davacılar murisinin ölüm tarihi olan 28.10.2008 tarihinde 5510 sayılı Yasa yürürlüktedir. 5510 sayılı Yasa'nın "Ölüm sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları" başlıklı 32/2-a maddesinde, ölüm aylığının en az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde bağlanacağı bildirilmiştir. Somut olayda, davacının murisi Hamit İnönü’nün her türlü borçlanma süreleri hariç 900 gün prim ödeme şartının gerçekleşmemiş olmasına ve Kurum işleminin mevzuata uygun olmasına rağmen davacıların ölüm aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
(dahil) maddelerinde uzun vadeli sigorta kolu niteliğindeki “Ölüm Sigortası” hükümleri düzenlenmiş olup, “Sağlanan yardımlar” başlıklı 65’inci maddesinde, ölüm sigortasından sağlanan yardımlardan birinin, ölen sigortalının eşine, çocuklarına, ana ve babasına aylık bağlanması olduğu açıklanmıştır. Anılan Kanunun 67’nci maddesi ise “Ölüm sigortasından bağlanacak aylığın hesaplanması” başlığını taşımakta olup, maddede “ölüm aylığı” kavramı yer almaktadır. Diğer taraftan, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun “Ölüm sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları” başlıklı 32'nci maddesinde de, ölüm sigortasından sağlanan haklar arasında sayılan ve hak sahiplerine bağlanan sosyal sigorta yardım türü “ölüm aylığı” olarak belirtilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, vefat eden eşinden ölüm aylığı almakta iken babasından da ölüm aylığı almaya hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dava, 13.08.1996 tarihinde ölen eşinden dolayı ölüm aylığı alan davacının, aynı zamanda 18.08.1990 tarihinde ölen babasından dolayı da ölüm aylığı almaya hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkeme davanın kabulüne karar vermiştir. Uyuşmazlık; 506 sayılı Yasa kapsamında ölen koca ve babadan dolayı ayrı ayrı ölüm aylığı bağlanıp bağlanamayacağı noktasında toplanmaktadır....
Hak sahiplerine yönelik ölüm aylığı tahsisinde sosyal güvenlik hukuku ilkelerine göre sigortalının yaşamını yitirdiği tarih itibari ile yürürlükte olan yasal düzenlemenin uygulanması zorunlu bulunmaktadır. Davacı murisinin ölüm tarihi olan 01.11.2013 tarihinde 5510 sayılı Yasa yürürlüktedir. 5510 sayılı Yasa'nın "Ölüm sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları " başlıklı 32/2-a maddesinde, Ölüm aylığının en az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde ölüm aylığı bağlanacağı bildirilmiştir. Somut olayda, davacının murisi ....'...
Davacı murisinin ölüm tarihi olan 19.04.2012 tarihinde 5510 sayılı Yasa yürürlüktedir. 5510 sayılı Yasanın "ölüm sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları" başlıklı 32/2-a maddesinde, ölüm aylığının en az 1800 gün malulluk, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4. Maddenin 1 fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup toplam 900 gün malulluk, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde bağlanacağı bildirilmiştir. Somut olayda, davacının murisi ... her türlü borçlanma süreleri hariç 900 gün prim ödeme şartının gerçekleşmemiş olmasına ve Kurum işleminin mevzuata uygun olmasına rağmen davacının ölüm aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....
Davacı murisinin ölüm tarihi olan 07.05.2010 tarihinde 5510 sayılı Yasa yürürlüktedir. 5510 sayılı Yasanın "ölüm sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları" başlıklı 32/2-a maddesinde, ölüm aylığının en az 1800 gün malulluk, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4. Maddenin 1 fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup toplam 900 gün malulluk, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde bağlanacağı bildirilmiştir. Somut olayda, davacının murisi Kemalettin Gündoğdu'nun her türlü borçlanma süreleri hariç 900 gün prim ödeme şartının gerçekleşmemiş olmasına ve Kurum işleminin mevzuata uygun olmasına rağmen davacının ölüm aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....
Davacılar murisinin ölüm tarihi olan 13.01.2010 tarihinde 5510 sayılı Yasa yürürlüktedir. 5510 sayılı Yasa'nın "Ölüm sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları" başlıklı 32/2-a maddesinde, ölüm aylığının en az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde bağlanacağı bildirilmiştir. Somut olayda, davacının murisi S.. T..’un her türlü borçlanma süreleri hariç 900 gün prim ödeme şartının gerçekleşmemiş olmasına ve Kurum işleminin mevzuata uygun olmasına rağmen davacının ölüm aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici nedenlere göre davacının temyiz taleplerinin reddine, 2- Dava; davacının almakta olduğu ölüm aylığının, davalı Kurum tarafından, murisine hayali prim yüklemesi yapıldığı gerekçesi ile iptal edilmesine yönelik davalı Kurum işleminin iptali, davacının davalı Kurum'a 25.038,00 TL borçlu olmadığının ve ölüm aylığına hak kazandığının tespiti ile ödenmeyen aylıkların faizi ile birlikte ödenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece; murisin hak sahiplerine 01.04.2016 tarihinden itibaren 3 tam yıl prim ödeme gün sayısı üzerinden ölüm aylığı tahsisi gerektiğinin tespitine, aksi yöndeki Kurum işleminin kısmen iptaline, davacının 01.11.2002 – 31.03.2007 tarihleri arası ödenen ölüm aylıkları nedeniyle borçlu olmadığına ve 31.03.2007 – 01.04.2016 tarihleri arası ölüm aylıklarının tahsiline ilişkin istemlerinin subut bulmadığından reddine karar verilmiştir....
Davacının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının tespiti iddiasıyla ölüm aylığının kesilmesine ilişkin kurum işleminin iptali istemli davada, kurumun hangi döneme ilişkin ölüm aylıklarının istendiğine dair ayrıntılı dökümünde yer aldığı işlem dosyasının kurumdan celbedilmesinden sonra gönderilmek üzere, dosyanın mahal mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, temyiz itirazlarının bu noksanlık giderilip dosya geldikten sonra incelenmesine, 17.10.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi K A R A R Dava, davacının murisinin 27.10.2004-31.05.2007 tarihleri arasındaki 1479 sayılı Yasa kapsamındaki Bağ-Kur sigortalılığının iptali ile, 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmalarının geçerli olduğunun tespiti ile murisinin ölüm tarihini takip eden aybaşı itibari ile 506 sayılı Yasa'nın 66. maddesi uyarınca davacıya ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği, Hükmün Dairemizce 2012/13577E -2013/18895K ve 22.10.2013 günlü ilamı ile bozulduğu, 05/07/2012 gün ve 6352 sayılı Yasa ile 5521 sayılı Yasaya eklenen geçici 2.maddesi uyarınca yapılan incelemeye ve Dairemiz bozma ilamı gerekçesindeki açıklamalar gözetildiğinde mahkemenin direnme kararı yerinde görülmediğinden talebin 10 gün içinde Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna iletilmesi gerektiği anlaşılmıştır....