Mahkemece; bozmaya uyulduğu belirtilerek, davacının hizmet sözleşmesinin davacının rızası alınmadan kendisine ekstra iş yüklenmesi sebebiyle iş veren tarafından haksız olarak feshedildiği, bu nedenle davacının ihbar tazminatı talebinde haklı olduğu, BK 340/2 maddesinde iki haftalık ihbar süresinin ön görüldüğü, 957,72 TL ihbar tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 818 sayılı BK'nda haksız fesih tazminatı öngörülmediğinden davacının kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Yanlar arasındaki uyuşmazlık 818 Sayılı BK.nun 313. ve devamı maddelerinde düzenlenen hizmet akdinden...
BK nun 45/2. maddesi gereği, Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde, onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir. Davalı sürücü ...’ın kullandığı aracın çarpması sonucu davacı ...’ın eşi olan yaya ... 05.09.2007 günü ölmüş ve davacılar destekten yoksun kalmıştır. Davacı eş ... 1966 doğumlu olup eşinin ölümünden sonra 19.12.2008 tarihinde yeni bir evlilik yapmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise davacı eşin 41 yaşında olduğu, 04.09.2034 yılına kadar eşinin desteğini alabileceği varsayılmış, %16 oranında da evlenme olasılığı indirimi yapılmıştır. Davacı eş yeni bir evlilik yaptığı için evlenme durumu olasılık ve ihtimal niteliğinden çıkmış somut gerçek haline dönüşmüştür. Bu sebeple davacı eş yönünden sadece ölüm ve yeni evlenme tarihleri arasında kalan dönem için yoksun kalınan desteğin hesaplanması gerekirken aksi düşünce ile davacı eş yönünden daha uzun süreli hesaplamaya göre karar verilmesi doğru görülmemiştir....
BK nun 45/2. maddesi gereği, Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde, onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir. Davalı sürücü ...’ın kullandığı aracın çarpması sonucu davacı ...’ın eşi olan yaya Yıldız 05.09.2007 günü ölmüş ve davacılar destekten yoksun kalmıştır. Davacı eş ... 1966 doğumlu olup eşinin ölümünden sonra 19.12.2008 tarihinde yeni bir evlilik yapmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise davacı eşin 41 yaşında olduğu, 04.09.2034 yılına kadar eşinin desteğini alabileceği varsayılmış, %16 oranında da evlenme olasılığı indirimi yapılmıştır. Davacı eş yeni bir evlilik yaptığı için evlenme durumu olasılık ve ihtimal niteliğinden çıkmış somut gerçek haline dönüşmüştür. Bu sebeple davacı eş yönünden sadece ölüm ve yeni evlenme tarihleri arasında kalan dönem için yoksun kalınan desteğin hesaplanması gerekirken aksi düşünce ile davacı eş yönünden daha uzun süreli hesaplamaya göre karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Destekten yoksun kalma tazminatı Borçlar Kanunu’nun 45/II.maddesinde düzenlenmiş olup "Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir." şeklinde hükme bağlanmıştır. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK.'nun 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. ...'...
Kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde iş sözleşmesini kendi arzusuyla feshetmesi halinde kıdem tazminatı alacağından (4857 s. K. m l 20 ile yürürlükte bırakılan 1475 sayılı Kanunun 14. maddesi) davacı ihbar tazminatına hükmolunamaz. Karar bu yönü ile doğrudur. Rekabet yasağına bağlanan cezai şart ayrı bir hukuki kavramdır. Rekabet yasağına bağlı cezai şartta zarar olmasa dahi sözleşmenin ihlali halinde anılan tazminatın istenebileceği söz konusudur. Normatif dayanağı BK m.159/II dir. Keza BK m.351/II ile işçi cezai şartı ödeyerek rekabet yasağı sözleşmesinden kurtulabilmektedir. Ancak burada BK m.161/III deki indirim kuralları gözönünde tutulur. Karşılılık aranmaz. Somut olayda, davalı işçi davacı şirketle aynı konuda iş yapan şirkette çalışmaya başlamıştır. Satış temsilcisi olarak “iş sırrına” vakıf olması kaçınılmazdır. İş sözleşmesinde ayrılıştan itibaren altı aylık süre aynı konuda bir işte çalışamayacaktır. Sözleşmeye aykırılık tartışmasızdır....
Davaya konu somut olayda; sigortalı ...’ın meslek hastalığı nedeniyle gelir almakta iken 21/09/2000 tarihinde vefat ettiği, davacının ölüm geliri bağlanması talebinin, ölümünün meslek hastalığından olmadığı gerekçesi ile reddedildiği, Kurum işleminin iptali için açılan ... 3. İş Mahkemesinin 2010/456 E.,572 K. sayılı kararı ile davacının ölüm gelirine hak kazandığının tespitine karar verildiği, kesinleşen karar uyarınca 17/10/2000-16/03/2011 tarihleri arasını kapsayan dönem için hak edilen gelirin ödendiği, iş bu davada; BK 84. maddesine göre hesaplama yapılmak suretiyle murisinin meslek hastalığı ölümü nedeniyle ödenmesi gereken aylık gelirlerin geç ödenmesi nedeniyle hak edilen 2.672 TL faiz alacağı ile 9.222 TL ana para alacağı olmak üzere toplam 11.894 TL alacağın davalıdan tahsili talep edilmiş olup, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir....
Özet olarak, destekten yoksun kalma tazminatı terekeye dahil bir tazminat olmayıp, ölenin desteğinden yoksun kalanların ölüm nedeniyle ortaya çıkan, miras hukukundan (terekeden) bağımsız, yansıma yolu ile uğranılan maddi zararın tazmini amacını güden bir zarar olduğundan, mahkemece yukarıda anılan davanın terekeyi sahiplenme olarak nitelendirilmesi doğru değildir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; dava trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle talep edilen maddi tazminat davasıdır. Davacının maddi tazminat talebi destekten yoksun kalma tazminat talebine ilişkindir. Destekten yoksun kalma tazminatı, 6098 sayılı BK'nın 53/III. maddesinde düzenlenmiştir. Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin edilmesi hükme bağlanmıştır. Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir....
kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine yöneliktir....
Rektörlüğünün temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan 29,20 TL harcın istek halinde davacılara iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....