Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olarak ilk defa kapsama girdiği tarih olarak kabul edilir....

    dan dolayı ölüm geliri bağlanması gerektiğinin tespitine” ibaresinin silinerek, yerine, "Davacılara 01/09/2012 tarihinden itibaren iş kazası nedeni ile ölen çocukları Tolga Bal'dan dolayı bu tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ölüm geliri bağlanması gerektiğinin tespitine” cümlesinin yazılmasına ve kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, 23.03.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Dava, muris İbrahim Karadaş'ın iş kazasında öldüğünün ve ölüm geliri bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 12.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Nüfus kayıtlarındaki istemlerle ilgili davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğundan, mahkemece sadece taraf ve tanık beyanları ile yetinilmeyip, resen, yaşı itibari ile ölüm olayını bilebilecek tanıkları araştırıp dinleyerek varsa ölüm tarihinin tespiti istenen kişinin ölüm tarihinin gün ve ay olarak da tespiti gerektiği dikkate alınmalıdır. (Yargıtay 8. HD 2018/320E- 2019/6261K sayılı ilamı) Yukarıda yazılı nedenlerle; ölümün tespiti istenilen T17 yaşı itibariyle tanıyabilecek kişilerin kolluk marifetiyle tanık olarak araştırılmak ve tespiti halinde dinlenilmek suretiyle sonuca gidilmesi aksi halde ölümün tespiti istenilen kişinin 100 yaşını geçtiği gözetilerek gaiplik davası açma imkanı da bulunduğu değerlendirilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Dava, davacının sigortalılık başlangıcının 01.02.1983 olduğunun ve bir ay süreyle çalıştığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkeme, davanın kısmen kabulü ile davacının ...'a ait işyerinde bir gün çalıştığının ve sigorta başlangıç tarihinin 18 yaşını ikmal ettiği 22/08/1983 olduğunun tespitine karar vermiştir. Hükmün, davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. a) 506 sayılı Kanunun 60/G maddesinde “Bu maddenin uygulanmasında; 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir....

          Ancak, bu tarihten önceki süreler için ödenen Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir” düzenlemesi karşısında; aynı Yasanın Geçici 54. maddesi uyarınca 01.04.1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescili bulunmayan davacı sigortalının; 18 yaşını ikmal ettiği tarihten önceye ilişkin tespite konu sigortalılığının bu çevrede değerlendirilmesi gereğinin hükümde belirtilmemiş olması, Yine, Dairemizce de benimsenen Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.05.2008 tarihli 2008/10-370-410 E.K. sayılı ilamında ayrıntıları açıklandığı üzere, dava dilekçesinde 1.1.1982—31.12.1982 tarihleri arasındaki çalışmaların tespiti isteyen davacının duruşmada talebini daraltmasına üzerine davanın kısmen kabulüne karar verildiğine göre, reddedilen kısım yönünden kendisini vekille temsil ettiren davalı Kurum yararına vekalet ücreti takdir edilmeli ve yargılama giderleri de taraflar arasında bölüştürülmelidir....

            Maddedeki “malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanlar” sözcüklerinin, sigortalılar yararına bir yorumla, tabi olması gerekenleri de kapsadığının kabulü gerekir. Öte yandan davacının, aynı Kanunun geçici 54. maddesi kapsamında 01.04.1981 tarihinden önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescili bulunmadığı da belirgindir. Bu nedenle, 14.04.1966 doğumlu olan davacı yönünden sigortalılık başlangıç tarihinin 18 yaşın doldurulduğu 14.04.1984 olarak kabulü, bu tarihten önceki hizmet sürelerinin ise yalnızca prim ödeme gün sayısına dahil edilmesi gereğinin gözetilmemesi, 5502 sayılı Kanunun 36. maddesine göre Sosyal Güvenlik Kurumunun harçtan bağışık olduğu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunun 326/1. maddesine göre, yargılama harcından, davada haksız çıkan yani aleyhine hüküm kurulan tarafın sorumlu bulunduğu gözetilmeksizin harç masrafının kabul-red oranında tahsiline karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

              Mahkemece, karar başlığına, yargılama aşamasında ölerek kişiliği sona eren ... yerine, aynı avukat aracılığı ile yargılamaya devam eden mirasçılarının yazılması ve hükmün de mirasçılar yönünden kurulması gerektiğinin gözetilmemiş olması, 3-) 506 sayılı Kanunun 60/G maddesinde "Bu maddenin uygulanmasında; 18 yaşından önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Ancak bu tarihten önceki süreler için ödenen malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir" hükmü öngörülmüştür. Maddedeki "malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanlar" sözcüklerinin, sigortalılar yararına bir yorumla, tabi olması gerekenleri de kapsadığının kabulü gerekir. Öte yandan davacının, aynı Kanunun geçici 54. maddesi kapsamında 01.04.1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescili bulunmadığı da belirgindir....

                Öte yandan, aynı Kanunun Geçici 54. maddesi kapsamında 01.04.1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescili bulunanlar için bu maddenin yani 18 yaş sınırının uygulanmayacağı belirtilmiştir. Buna göre; 20.02.1969 doğumlu olan davacı yönünden sigortalılık başlangıç tarihinin 18 yaşını doldurduğu 20.02.1987 tarihi olduğu ve bu tarihten önceki hizmet süresinin de prim ödeme gün sayısına dahil edilmesi gerektiğine hükmedilmesi yerine yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370/2. maddesi gereğince verilen karar, düzeltilerek onanmalıdır....

                  Maddedeki "malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanlar" sözcüklerinin, sigortalılar yararına bir yorumla, tabi olması gerekenleri de kapsadığının kabulü gerekir. Öte yandan, aynı kanunun Geçici 54. maddesi kapsamında 01.04.1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescili bulunanlar için bu maddenin yani 18 yaş sınırının uygulanmayacağı belirtilmiştir. Buna göre; 01.01.1969 doğumlu olan davacı yönünden sigortalılık başlangıç tarihinin 18 yaşını doldurulduğu 01.01.1987 olarak kabulü, bu tarihten önceki hizmet sürelerinin ise, yalnızca prim ödeme gün sayısına dahil edilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/2. maddesi gereğince, söz konusu karar düzeltilerek onanmalıdır. S O N U Ç : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6....

                    UYAP Entegrasyonu