"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca davalı adına ödenen bedelin istirdadı istemine ilişkin olup, 23.02.2004 tarih, 3 sayılı Başkanlar Kurulu Kararı ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 3.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 01.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesinin bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; sözleşmenin davalı tarafından ifa edileceği iş yerinin bulunduğu binanın belediyece alınan yıkım kararı nedeniyle yıkıldığını, TBK'nın 136. maddesi uyarınca davalının sözleşmeden doğan borcunun ifasının davalının kusur ve sorumluluğu olmadan imkânsız hale geldiği, ifa imkânsızlığı nedeniyle borcun sona erdiğinden, davacının davalıdan sözleşme hükümleri uyarınca ceza koşulu talep etmesi mümkün olmadığından davalı vekilinin ceza koşuluna ilişkin istinaf başvurusunun kabulü gerektiği, davacının sözleşme ilişkisinin başında davalıya ödenen katkı payı bedelinin tahsiline ilişkin talebi yönünden ise TBK'nın 136/2. maddesi uyarınca, karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, iadenin kapsamının sözleşmeye göre değil de sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre belirlenmesi gerektiğinden ilk derece mahkemesince...
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ödenen bedelin iadesi için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında fuar katılım sözleşmesi imzalandığı, fuarın sözleşmede belirlenen tarihte gerçekleşmemesi nedeniyle davalının çek bedeli oranında sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği, ifa imkansızlığının bulunup bulunmadığı, davacının ertelenen fuara katılım sağlayıp sağlamadığı noktasında uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir. TBK'nun 136. Ve 137. Madde hükümleri şu şekilde düzenlenmiştir. E. İfa imkânsızlığı I. Genel olarak MADDE 136- Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder....
Sayılı icra dosyasının Sigorta Tahkim Komisyonunun ... ve ... sayılı ilamına istinaden başlatıldığı ve ödenen bedelin İİK 72/6 uyarınca istirdadının mümkün olmadığı, ayrıca dosya kapsamında davacı tarafından iadesi istenen bedelin ihtirazi kayıtla ödendiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı, davacı sigorta şirketinin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca kesin hükme istinaden yaptığı böyle bir ödemeyi davalıdan talep edemeyeceği kabul edilerek davacı tarafça davalı aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
"Vakıf Şerhleri ile ilgili devam etmekte olan davalar " ifadesinin, sadece vakıf şerhinin konulması ve silinmesi talebiyle açılan davaları değil, somut olayda olduğu gibi, taviz bedelinin alınmasına dayanak oluşturan vakıf şerhinin hukuka aykırı şekilde konulduğu iddiasına dayalı olarak açılmış olan ve ödenen taviz bedelinin istirdadı istemini içeren davaları da kapsadığını kabul etmiştir. O halde mahkemece, yukarıda belirtilen kanun uyarınca araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulü doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 18.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"Vakıf Şerhleri ile ilgili devam etmekte olan davalar " ifadesinin, sadece vakıf şerhinin konulması ve silinmesi talebiyle açılan davaları değil, somut olayda olduğu gibi, taviz bedelinin alınmasına dayanak oluşturan vakıf şerhinin hukuka aykırı şekilde konulduğu iddiasına dayalı olarak açılmış olan ve ödenen taviz bedelinin istirdadı istemini içeren davaları da kapsadığını kabul etmiştir. O halde mahkemece, yukarıda belirtilen kanun uyarınca araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulü doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA18.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, bozma ilamı doğrultusunda taşınmaz kaydında yer alan şerhe esas vakfın sahih vakıf olduğu, davaya konu taşınmazın miri arazi niteliğini taşıdığı 5737 Sayılı Vakıflar Kanunu'nun 18 inci maddesindeki ifadeyle aşar ve rusumu vakfedilen taşınmazlardan olduğu, tavize tabi olmadığı ve tahsil edilen taviz bedelinin iade edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile Kartal Yukarı mah. 631 ada 68 parsel nolu taşınmaz kaydındaki vakıf şerhinin kaldırılması için davalıya ödenmiş olan 302.237,00 TL taviz bedelinin dava tarihi olan 11.09.2008 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdatı ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuran Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....
nin 23.11.2010 tarihinde ortaklığın giderilmesi davası açtıkları, mahkemece, taşınmazın umum arasında muhtesatlar ve şerhleri ile birlikte açık artırma yoluyla satılmasına, satış bedelinin hissedarlara tapu kaydı ve veraset ilamlarındaki hisseleri nispetinde ödenmesine, ...'nin dava konusu taşınmaza yapmış olduğu masrafların sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince diğer hissedarlardan isteyebileceği hususunun hatırlatılmasına karar verildiği, taşınmazın açık artırma yoluyla 11.06.2012 tarihinde ...'ye satıldığı, davacı ...'nin eldeki sebepsiz zenginleşme davasını 03.02.2011 tarihinde açtığı anlaşılmıştır. Sebepsiz zenginleşme kurallarına göre alacak talebinde bulunabilmek için fakirleşme ve zenginleşme anının gerçekleşmesi gerekir. Sebepsiz zenginleşme, ortaklığın giderilmesi yoluyla satışın yapıldığı ve bina dahil satış bedelinin ödendiği tarihte gerçekleşir....
Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Yanlışlık eda ile ilgili olup, edada bulunanda bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır. HGK'nun 05.12.1984 tarih ve 1982/13-387 E.-1984/997 K.sayılı kararı ile herhangi bir salt tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemenin idare tarafından BK'nun sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenebileceği açıklanmıştır....
Dava; harici satış sözleşmesi gereğince ödenen satış bedelinin, tapu devrinin gerçekleşmemesi nedeniyle sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre (TBK m. 77-82; BK m.61-66 ) davalı satıcıdan istirdatı istemine ilişkin alacak davasıdır. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; taraflar arasındaki harici gayrimenkul satım sözleşmesinin 28.04.1991 tarihinde akdedildiği, eldeki davanın 18.07.2014 tarihinde açıldığı, davalı tarafın usulüne uygun şekilde zamanaşımı def'inde bulunduğu, dinlenen tanık ve mahalli bilirkişilerin beyanlarından davacının dava konusu taşınmaza zilyet olmadığı, dolayısıyla davanın, 10 yıl zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığı anlaşılmış olup, bu bağlamda mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir....