Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Her ne kadar SGK istinaf başvurusunda aleyhe vekalet ücretine karar verilmemesi gerektiğini belirtmişse de; ödeme emrinin iptali istemi ile açılan davalarda kuruma başvuru dava şartı bulunmadığı, davacı tarafça doğrudan dava açılmasında bir hata bulunmadığı, dava tarihinden sonra ödeme emirlerinin kurum tarafından iptal edildiği, bu halde ilk derece mahkemesi kararında bir hata bulunmadığı, ödeme emirlerindeki miktarlar dikkate alındığında temyiz kanun yolunun açık olduğu anlaşılmakla oy birliği ile aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

Usul ekonomisi de gözetildiğinde, borçluya ödeme emrinin tebliğ edilememesi halinde, borçlunun takipten haricen haberdar olup yedi gün içinde itirazını icra dairesine bildirdiğinin ve alacaklının da açtığı eldeki itirazın iptali davası ile anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesinin mevcut olduğunun anlaşılmasına göre, ödeme emri tebliğ edilemese bile borçlunun itirazı geçerli olup alacaklının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı olduğunun kabulü gerekir. Bu açıklamalara göre mahkemece işin esasına etkili deliller toplanıp değerlendirilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile dava şartı yanlış değerlendirilerek davanın usulden reddine karar vermesi isabetsiz olmuştur....

Alacaklı, itirazın kendisine tebliğinden önce de itirazın iptali davası açabilir. Gerçekten de alacaklı, itirazın iptali (İİK, m. 67) veya kaldırılması (İİK, m. 68-68a) yoluna başvurabilmek için, ödeme emrine itiraz edildiğinin kendisine tebliğ edilmesini beklemek zorunda değildir. Ne var ki, bir yıllık itirazın iptali davası açma süresi ve altı aylık icra mahkemesine başvurma süresi, itirazın alacaklıya tebliğ edildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. İİK’nın 67. maddesinde gösterilmiş olan süre hak düşürücü süre olup, hakim tarafından resen gözetilmesi gerekir. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Ankara ...İcra Müdürlüğünün ... sayılı icra takip dosyasında ödeme emrinin davalı ... Petrol...Aş'ye 21/07/2021 tarihinde tebliğ edildiği ve davalının ödeme emrine 26/07/2021 tarihinde itiraz ettiği, ödeme emrinin diğer davalı ......

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/583 Esas KARAR NO : 2023/56 DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız)) DAVA TARİHİ : 27/09/2022 KARAR TARİHİ : 24/01/2023 Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ...'un keşidecisi ..., keşide yerinin ... ve keşide tarihinin 30/09/2022, ... A.Ş (...Şubesine ait 50.000,00 TL'lik çeki ...'dan devir aldığı çeki zayi ettiğini, tüm aramalara rağmen bulamadığını, çekin kötü niyetli 3. Kişilerin eline geçmesi ihtimaline karşı ödeme yasağı talebi ile iş bu çek zayi davasının açılması zaruretinin hasıl olduğunu bildirip, çek hakkında öncelikle ödeme yasağı kararı verilmesini, çekin zayi nedeniyle iptaline karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Yargıtay 11....

      "İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. İnceleme konusu dosyada; iptali istenen ödeme emirlerinin ... Hastane Uygulamaları Bel....Ltd....

        Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, kararında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir....

          Dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından davacı tarafça 33.321,84 TL asıl alacağın tahsili için icra takibine başlandığı, dava dilekçesinde borçlunun haricen 10.10.2012 tarihinde 33.144,30 TL ödeme yaptığının açıklandığı anlaşılmıştır. Henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmadığı bir evrede, borçlunun, itiraza konu borcu kısmen veya tamamen ödemesi mümkündür ve bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmü yoktur. Borçlu, itirazın iptali davası açılmamış iken, itirazına konu borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmasına gerek kalmayacak ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmayacaktır. Zira, itirazın iptali davası açılmasında amaç, itiraz nedeniyle kanun gereğince kendiliğinden durmuş olan takibin devamını sağlamaktır....

            ödeme yasağı kararı verilerek kararın keşideciye tebliğini ve bonoların iptalini talep ve dava etmiştir....

              Ancak, iptali istenen ödeme emrinin Senirkent İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/7 Esas 2020/11 Karar ve 06/11/2020 tarihli kararına istinaden yeniden çıkartılan ödeme emri olduğu, daha önceki ödeme emrine ilişkin yukarıda esas numaralı dosya ile açılan davada ödeme emrinin iptaline karar verildiği, ikinci defa davacıya 20/12/2020 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrinde takip dayanağı belgelerinde tebliğ parçasına eklenmiş olduğunun görüldüğü, mahkemece hatalı değerlendirme yapılarak ikinci ödeme emrinin de iptaline karar verilmesi usul ve yasaya uygun değilse de, istinaf edenin sıfatı ve aleyhe bozma yasağı çerçevesinde bu husus bozma nedeni sayılmamış, davacının davasının reddi gerektiğinden, davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir edilmemesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacının tüm istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir....

              Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafın, ödeme emrinin 18.12.2012 tarihinde tebliğinden üç gün sonra, 21.12.2012 tarihinde, davacı tarafa, her biri 4.669,11 TL tutarında iki adet senet vererek icra takibindeki toplam borç miktarı olan 9.338,22 TL'yi ödemiş olduğu, buna rağmen davacı tarafından itirazın iptali davası açıldığı, takip konusu alacak miktarının tamamının ödenmesinden dolayı davacı tarafın itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı, bu sebeple davanın reddi gerektiği, itirazın iptali davasında, davacı-alacaklı hakkında kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için, alacaklının takip yapmakta açıkça kötüniyetli bulunduğunun ispat edilmesinin gerektiği, oysa ki, davalının, takip konusu borca yönelik olarak, icra takibinden sonra ödeme yaptığı, icra takibinden önce ödeme yapılmasına rağmen, davacı tarafından takibin başlatılması şeklinde bir durumun söz konusu olmadığı, bu nedenle, İİK'nın 67/2. maddesi...

                UYAP Entegrasyonu