Hukuk Dairesinin 11.06.2020 tarihli, 2019/1871 E. - 2020/1129 K. sayılı kararı ile esastan reddedildiği, dosyanın temyiz incelemesinde olduğu, alacaklının talebi üzerine borçluya ikinci kez ödeme emri tebliğ edilmesi ile yeniden itiraz hakkı tanınmış ise de şikayetçi borçlunun ilk ödeme emrinin tebliği üzerine borca ve fer'ilerine yönelik itirazları ile senet vasfına yönelik şikayet sebepleri ile icra mahkemesine başvurmasından sonra, ikinci kez ödeme emri tebliği üzerine aynı nedenlere dayalı olarak itiraz ve şikayette bulunmasının derdestlik teşkil edeceği (Hukuk Genel Kurulu'nun 16.04.2019 tarih, 2017/12-363 E. 2019/462 K. sayılı ilamı), bu durumda icra dairesince gönderilen ilk ödeme emrinin tebliğinden sonra şikayetçi borçlunun huzurdaki dilekçe ile aynı içerikte olacak şekilde borca, çek tazminatı ve komisyonu ile senedin tanzim tarihindeki düzeltmenin geçersizliği nedenleriyle kambiyo vasfına yönelik şikayette bulunduğu, bu haliyle istinafa konu dosyanın İstanbul 15....
Davalı borçlu 07.07.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, ödeme emrinden 01.07.2015 tarihinde haberdar olduğunu, kira borcunun taraflarınca ödendiğini, borcunun olmadığını bildirerek ödeme emrine, borca ve faize itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlular tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece, davanın davalı kefil ... yönünden reddine, davalı kiracı ... yönünden kabulü ile davalı ...’in itirazının kaldırılmasına, kiralananın tahliyesine karar verilmiş, karar davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Takip dosyasında borçlu kiracıya ödeme emrinin tebliği için çıkarılan ilk tebligatın bila tebliğ iade edildiği, daha sonra davalı kiracı ...’e 07.12.2015 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği görülmüştür....
Esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20'den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı taraf yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA : Davalı tarafların cevap dilekçesi sunmadıkları görülmüştür. GEREKÇE : Dava İzmir .... İcra Dairesinin ... Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İtirazın iptali davasına dayanak İzmir .... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyası incelendiğinde ödeme emrinin davalı borçlu şirkete tebliğe çıkarıldığı tebligatın bila tebliğ iade edildiği, tekrar davalı borçlu şirkete tebligat çıkartılmadığı buna rağmen borçlu şirket vekilinin 05/11/2020 tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiği ve bunun üzerine icra dosyasına başkaca işlem yapılmayarak mahkememiz nezdinde itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, müvekkilinin kredi alacağının ödenmemesi nedeniyle alacağını tahsil için takip yapmasının doğal olduğunu, imzaya ve borca itirazın kötüniyetli olduğunu, vekil Güven Varol tarafından açılan çek iptali davasında şirket yönünden feragat nedeniyle red kararı verildiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme; davacı borçlu T1 ödeme emrinin 05/09/2019 tarihinde, diğer borçlu T2 Tem.İnş.Hayvancılık San.ve Tic.Ltd.Şirketine ödeme emrinin 02/09/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 23/09/2019 tarihinde yasal 5 günlük itiraz süresi geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle itirazın süre aşımı nedeniyle usulden reddine, yasal şartları oluşmadığından tazminat takdirine yer olmadığına karar vermiştir....
İTİRAZ VE ŞİKAYET Borçlu icra mahkemesine başvuru dilekçesinde; takip talebinde %84 oranında faiz istendiği halde takip talebine herhangi bir sözleşme eklenmediğini, TBK'nın 88 ve 120. maddeleri gereğince işlemiş faizin yeniden hesaplanarak kısmen iptali gerektiğini, icra masraf ve vekalet ücretine de %84 oranında faiz istenmesinin usulsüz olduğunu, takip tarihinden sonrası için asıl alacağa %84 oranında fahiş şekilde faiz talep edildiğini, faiz oranının düzeltilmesi gerektiğini, ödeme emrinin sol tarafında 04.06.2015 tarihi itibariyle ödendiğinde 9.178,93 TL ibaresinin İİK'nın 60. maddesine aykırı olduğunu belirterek takibin kısmen iptali aksi halde ödeme emrinin düzeltilmesi ve faize itiraz kabul edilerek takip tarihi sonrası işleyecek faiz oranının düzeltilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı cevap dilekçesinde; takibin ilamsız icra takibi olduğunu davacı borçlunun her türlü itirazını icra müdürlüğüne yapması gerektiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir. III....
Dolayısıyla, alınan ödeme yasağı kararı nedeniyle borçlu tarafından karşılığı bulundurulan çek bedelinin ödenmemesinden dolayı çek tazminatından sorumlu tutulması düşünülemez. Somut olayda borçlunun itirazında %10 çek tazminatının kendisinden istenemeyeceğini belirterek takibin ve ödeme emrinin iptalini istediği görülmektedir.Çek tazminatından keşidecinin sorumlu olacağı cihetle borçlunun çek tazminatından sorumlu tutulamayacağına dair mahkemenin gerekçesi yerinde ise de ödeme emrinin sadece çek tazminatı yönünden iptali gerekirken ödeme emrinin iptaline karar verilmiş olması isabetsizdir. Anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi, İİK'nın 58/3., 61/1. maddeleri uyarınca ödeme emrine takip dayanağı belgenin eklenmemesi nedeniyle ödeme emrinin iptali ve borca itiraz istemine ilişkindir. Tebligat Kanunu'nun “Elektronik Tebligat" başlıklı 7/a maddesinin 2. fıkrasında, birinci fıkra kapsamı dışında kalan gerçek ve tüzel kişilere, talepleri halinde elektronik tebligat adresi verileceği, bu durumda bu kişilere tebligatın elektronik yolla yapılmasının zorunlu olduğu, 3. fıkrasında ise; elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması halinde bu Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılabileceği düzenlemeleri yer almaktadır. Somut olayda, davacıya çıkartılan ödeme emrinin tebliğ tarihi itibariyle davacının elektronik tebligat adresi açık ve aktif olduğundan, tebligatın elektronik yolla yapılması yasal zorunluluktur....
Dava konusu Pınarhisar İcra Müdürlüğü'nün 2017/664 Esas sayılı dosyası kapsamından; davacının, muris Ayşe Kermen'in yasal mirasçıları oldukları iddia olunan davalı T3 ve dava dışı Yılmaz Şengün aleyhine; 34.193,11- TL asıl alacak, 1.307,68- TL işlemiş faiz ve 65,38- TL BSMV olmak üzere toplam 35.566,17- TL alacağın tahsili amacıyla takip başlattığı, ödeme emrinin davalı T3'e 21/12/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 25/12/2017 tarihli dilekçesi ile süresi içerisinde borca itiraz ettiği ve takibin davalı yönünden durduğu, borca itiraz dilekçesinin davacı/takip alacaklısına tebliğ edilmediği, davacı/takip alacaklısı vekilinin icra dosyasına 12/01/2018 tarihli talep dilekçesi sunduğu ve itiraz dilekçesi ile ödeme emrinin borçlulara tebliğine ilişkin tebliğ mazbatalarının taratılmasını talep ettiği anlaşılmıştır....
, davacı olarak istinaf başvurularının kabulü ile yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına, T2 yönünden takibin ve ödeme emrinin iptaline, T2 yönünden usulsüz olarak yapılmış işlemlerin iptali ile tüm hacizlerin kaldırılmasına, davacı şirket yönünden takibin ve icra emrinin iptaline, borca kısmi itirazın kabulü ile 10.000,00 TL....
İİK'nun 62/1. maddesinde; “İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur” hükmü ile, İİK'nun 66/1. maddesinde; “Müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur. İtiraz müddetinde değilse alacaklının talebi üzerine icra memuru takip muamelelerine alacağın tamamı için devam eder. Borçlu, borcun yalnız bir kısmına itirazda bulunmuşsa takibe, kabul ettiği miktar için devam olunur.” hükmü yer almaktadır. Somut olayda, örnek 7 ödeme emrinin borçluya 01.07.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun yasal 7 günlük sürede 01.07.2015 tarihinde borcun tamamına itiraz ettiği görülmektedir. Yukarıda anılan yasal düzenlemelere göre borca itiraz ile takip duracağından, icra veznesine giren para alacaklıya ödenemez. O halde mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....