Gerekçe ve Sonuç İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda, davacının [15602-06261-36714] UETS elektronik adresinin bulunduğu görüldüğü dolayısı ile ödeme emrinin tebliği tarihi itibariyle uygulanması gereken Tebligat Kanunu’nun 7/2 maddesi gereğince, davacıya tebligatın elektronik yolla yapılmasının zorunlu olduğu fakat borçlu davacıya ödeme emri tebliğinin 04.05.2022 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 01.06.2022 tarihinde açıldığı görülmekle İİK'nın 170/a maddesi gereğince dava süresinden sonra açıldığı gerekçesiyle davacının usulsüz tebligat şikayetinin reddine ve yine davacının takibin iptaline yönelik talebinin de süre yönünden reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı borçlu vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur....
İcra müdürlüğünün 2016/28983 Esas sayılı icra takip dosyası üzerinden ödenmeyen aidat alacağının tahsili bakımından ilamsız takip başlatıldığı, örnek no:7 ödeme emrinin davacı borçlu şirket adresine 05/10/2016 tarihinde gönderildiği, belirtilen tarihte bila tebliğ iade edildiği, bu kere aynı adrese tebligat kanunun 35.maddesi uyarınca davetiye gönderildiği ve 28/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince 24/07/2017 tarih, 2017/767 Esas 2018/175 Karar sayılı ilama ödeme emrinin tebliğinin borçlu şirket adresine usulü dairesinde yapıldığı, bu nedenle usulsüz tebligat şikayetinin reddine, ödeme emrine eklerin eklenilmediği şikayetinin süre nedeniyle reddine karar verdiği, ancak hacizlerin fekki ve mükerrer takip nedeniyle takibin iptali yönündeki dava sebepleri yönünden olumlu olumsuz hiçbir karar verilmediği görülmüştür....
İcra Hukuk Mahkemesi 2022/27 Esas sayılı dosyasında yargılama yapmış olup, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde de belirtildiği üzere ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini tebliğ tarihinde askerde olduğunu ileri süren davacının o tarihte askerde olmadığı, kendisine istirahat raporu verildiği, dava dilekçesinde ödeme emri tebligat parçasındaki imzaya da açıkça itiraz edilmediğinden ödeme emrinin bizzat davacıya 23/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği, bu nedenle ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği yönündeki şikayetin yerinde olmadığı, ayrıca usulsüz tebligat şikayeti yerinde olmadığından takibe konu çekle ilgili imzaya yönelik itirazın ödeme emri tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içesinde ileri sürülmediği anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Borçlu; yetkili icra dairesinden gönderilen ödeme emrinin usulsüz olduğunu, usulsüz tebligattan 03/02/2015 günü haberdar olduğunu ileri sürerek 04/02/2015 tarihli itirazları gereğince takibin durdurulmasını istemiştir. Borçlunun bu yöndeki istemi tebligat usulsüzlüğü şikayeti olmakla İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca ıttıla tarihinden itibaren yedi gün içerisinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Somut olayda; 22/01/2015 günü tebliğ edilen örnek 7 ödeme emrinden borçlu 03/02/2015 tarihnde haberdar olduğunu beyanla yasal yedi günlük süreden sonra 25/02/2015'de icra mahkemesine başvurduğuna göre mahkemece tebligat usulsüzlüğü şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde kabulü yönünde hüküm tesisi doğru değildir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Akşehir İcra Dairesi'nin 2021/1841 Esas sayılı takip dosyasında ödeme emrinin ve icra takibinin iptali gerektiğini, Akşehir İcra Müdürlüğü tarafından ödeme emrine takip dayanağı eklenmemesi nedeniyle ödeme emrinin iptali gerektiğini, aynı zamanda usulsüz tebliğ nedeniyle tebliğ tarihinin müvekkilinin tebliğden haberdar olma tarihi olan 09.11.2021 tarihi olarak nazara alınması gerektiğini, dosya içerisindeki mevcut tebligatın usulsüz olduğunu kabul edilmediğini, söz konusu tebligatın incelenecek olursa İcra Dairesi tarafından yapılan ilk tebligatın olduğu ancak Tebligat Kanunu'nun 21....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Uyuşmazlık, genel haciz yoluyla borçlu hakkında yapılan ilamsız takipte borçlunun ödeme emrinin tebliği sırasında cezaevinde olması nedeniyle tebliğ işleminin usulsüz olduğundan bahisle ödeme emrinin tebliğ işleminin iptaline, ancak takibin durdurulması isteminin reddine dair İcra Mahkemesi kararı üzerine icra müdürlüğünün takibi durdurması gerekip gerekmediğine ilişkindir. Genel haciz yolu ile ilamsız takiplerde ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ edildiğinin belirlenmesi halinde İcra Mahkemesince verilen karar sonucunun; tebliğ tarihinin düzeltilmesi veya ödeme emrinin tebliğ işleminin iptali olmasına göre içeriğinin ve takip işlemlerine etkilerinin ayrı ayrı irdelenmesi gerekir....
Borçlu; ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, ödeme emrinden 18/08/2015 günü haberdar olduğunu ileri sürerek 18/08/2015 tarihli itirazları gereğince takibin durdurulmasını istemiştir. Borçlunun bu yöndeki istemi tebligat usulsüzlüğü şikayeti olmakla İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca ıttıla tarihinden itibaren yedi gün içerisinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Somut olayda; 13/07/2015 günü tebliğ edilen örnek 7 ödeme emrinden borçlu 18/08/2015 tarihinde haberdar olduğunu beyanla yasal yedi günlük süreden sonra 27/08/2015'te icra mahkemesine başvurduğuna göre mahkemece tebligat usulsüzlüğü şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'...
Maddesine göre araştırılma yapılması gerekmediği ve tebligatın usulüne uygun olduğunu ileri sürmüşse de davacıya çıkartılan ödeme emri tebligat parçasının incelenmesinde tebligat yapılacak adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan bahisle TK 21/2 maddesine göre ödeme emrinin tebliğ edilmesi hususu açıkça şerh düşülmediğinden, bu nedenle ödeme emri borçluya usulsüz tebliğ edildiğinden ilk derece mahkemesi kararının yasaya uygun olduğu anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borca kısmen itiraz nedeniyle yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak beyan edilen 26.11.2019 olarak düzeltilmesine, ödeme emrinde belirtilen masraf isimli “1.057.331,56 TL“ alacağın ödeme emrinden çıkartılmasına, yasal şartlarının oluşmaması sebebiyle tarafların tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Kararın alacaklı ve borçlular tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı temlik alan ve borçlular tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
, Mahkeme aksi kanaatte ise usulsüz tebligat sebebiyle ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....