, davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihten itibaren süresi içerisinde itiraz da bulunmadığı ve ödeme emrinin tebliğinden önce yapmış olduğu borca itirazın değerlendirilmemesi gerektiğinden bahisle taraflarının takibin devamına ilişkin istemlerinin reddine dair icra müdürlüğünün 17/08/2022 tarihli işleminin iptali ile takibin devamına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....
Bu bağlamda, borçtan dolayı cebren tahsile geçmeden önce anılan Kanunun 55. maddesi hükmünde öngörülen bilgilerin tümünü içeren bir ödemeye çağrı yazısının “ödeme emri” nin tebliğ edilmesi yasal zorunluluktur. Bir başka ifade ile kamu alacağı için “ödeme emri” çıkarılmadan ve icra takibi kesinleştirilmeden haciz uygulanması ve diğer cebren tahsil yollarına başvurulması kanuna aykırıdır. Somut olayda; davacı adına düzenlenmiş ve tebliğ edilmiş herhangi bir ödeme emri bulunmadan haciz işleminin uygulandığı belirgin olmakla, kamu alacağı için “ödeme emri” çıkarılmadan ve icra takibi kesinleştirilmeden haciz uygulanması ve diğer cebren tahsil yollarına başvurulmasının kanuna aykırı olduğu hususu dikkate alınarak yapılacak irdeleme sonucuna göre davacının tüm taleplerini karşılayacak ve infazı mükün kılacak şekilde gayrimenkul ve maaş haczine ilişkin bir karar verilmelidir. O halde taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 13.10.2017 Tarihli dilekçe ile davalı Kurum’a başvurduğu ve yaşlılık aylığına konulan haczin nedenini sorarak kaldırılmasını talep ettiği, davacı tarafça Kurum tarafından başvuruya cevap verilmediğinin beyan edildiği, 1999/458 numaralı ödeme emrinin; 1998/9- 12. aylar arası prim borcuna, 2002/521 numaralı ödeme emrinin 2002/2 ve 4. aylara ait prim borcuna, 2002/522 numaralı ödeme emrinin 2002/2 ve 4. aylara ait işsizlik primi borcuna, 2002/613 numaralı ödeme emrinin 2002/5- 6- 7 aylara ait prim borcuna, 2002/612 numaralı ödeme emrinin 2002/5- 6- 7 aylara ait işsizlik primi borcuna ilişkin olduğu, 1999/458 numaralı ödeme emrinin davacıya 14.06.2004 Tarihinde, diğer ödeme emirlerinin ise 23.10.2002 Tarihinde tebliğ edildiği, davacının 43942.45.01 işyeri sicil numaralı Raks Elektronik San. ve Tic....
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu ödeme emri içeriği vergi ve cezaların; takdir komisyonu kararına istinaden yapılan tarhiyata dayanan kısmının düzeltme şikayet kapsamında kaldırılması isteminin reddine ilişkin Gelir İdaresi Başkanlığı'nın … tarih ve … sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davanın, … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile reddedilmesi üzerine kesinleşen kamu alacağının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenebileceği, beyan yoluyla tahakkuk ettirilen vergilere ilişkin kısmına yapılan itirazların ise 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 58. maddesinde sayılan itiraz sebepleri arasında yer almadığından ödeme emrinin bu kısmında da hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir....
İcra Müdürlüğünce düzenlenen ödeme emrinin taraflarına tebliğ edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin davalıya borcunun bulunmadığını, gönderilen ödeme emrini kabul etmediklerini, borcun tamamına faize karşılıksız çek tazminatına faiz oranına ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiklerini, beyanla istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını, takibin ve ödeme emrinin iptalini istemiştir....
Dosya kapsamı incelendiğinde, dava dışı kooperatif adına düzenlenen 2003/11-2004/9 dönemleri arasına ilişkin prim borçlarını içeren ödeme emrine ait tebliğ evrakı davacı adına düzenlenmek suretiyle davacıya tebliğ edildiği, usulsüz düzenlenen bu ödeme emrinin iptali için açılan işbu davada mahkemece, ödeme emrinde dava dışı kooperatifin adının yazması, davacıyı şahsi olarak borçlu gösteren bir ödeme emrinin bulunmaması, sadece tebligat evrakında isminin yer alması dolayısıyla ödeme emirleri hukuka uygun olmadığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, söz konusu hüküm yanılgılı değerlendirmeye dayalıdır. 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya...
İİK'nun 168/5. maddesine göre borçlu, borçlu olmadığı veya borcun itfa edildiği veya mehil verildiği veya alacağın zamanaşımına uğradığı veya yetki itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde icra mahkemesine bildirmek zorundadır. Bu süre geçirildikten sonra yapılan itiraz geçersizdir. Borçlu, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu da iddia ettiğine göre, mahkemece, öncelikle borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayeti konusunda inceleme yapılıp, anılan şikayetin yerinde görülmesi halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilerek borçlunun diğer itirazlarının incelenmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek, ödeme emri teblgatının usulsüz olup olmadığı ve buna ilişkin şikayetin süresi içinde yapılıp yapılmadığı saptanmadan yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayet, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.)....
A- İcra emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayetine yönelik istinaf incelemesinde: Borçlunun İİK'nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal sürede icra mahkemesine başvurarak tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürdüğü ve ayrıca sair şikayet ve itirazlarını bildirdiği görülmüştür. Ödeme emrinin tebliğ işleminin usulsüz olması halinde usulsüzlük ödeme emri tebliğ işleminin iptali sonucunu doğurmayıp 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32.maddesi gereğince öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulü gerekir. Somut olayda, şikayetçi 7 günlük sürede icra mahkemesine başvurduğuna göre tebliğ işleminin usulsüzlüğünü ileri sürmesinde hukuki yararı yoktur. Hukuki yarar şartının gerçekleştiği durumlarda bile mahkemece yapılacak iş tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesinden ibarettir....
TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: İNCELEME VE GEREKÇE : 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 55. maddesinde; amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı, 58. maddesinde ise; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait vergi davalarına bakan vergi mahkemesi nezdinde dava açabileceği belirtilmiştir....