İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı şirket yetkilisi istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin borca itirazlarını ve dayanak belgenin tebliğ edilmediği itirazlarını reddettiğini, red kararının hukuka uygun olmadığını, takibe dayanak belgenin icra dairesine İİK 58/3.maddesi kapsamında verilmesi ve ödeme emriyle birlikte tebliğ edilmesi gerektiğini, dayanak çekin onaylı örneğinin takip talebine eklenmemesi nedeni ile takibin ve ödeme emrinin iptali gerektiğini, borca yönelik itirazlarının reddedilmesinin yasaya uygun olmadığını, çek bedelinin malen ödendiğini, söyleyerek kararın kaldırılmasını istemiştir....
Mahkemece, borçluya ödeme emri gönderilmeden önce henüz itiraz hakkı doğmayacağından yapılan borca itirazın hukuki sonuç doğurmayacağı, alacaklının yeniden tebligat yaptırmaması sebebiyle takibi ve anlaşmazlığı sürdürme iradesi bulunmadığı gerekçesi sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de; alacaklı, henüz ödeme emri tebliğ edilmeden verilen borca itiraz dilekçesi üzerine icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına ilişkin olarak verilen karara yönelik olarak söz konusu kararın kaldırılması için icra mahkemesine başvurarak şikayet yoluyla bu işlemin iptali cihetine gitmeyerek itirazın iptali davası açmıştır ve takibi sürdürme iradesini göstermiştir....
İcra Müdürlüğü’nün 2015/523 E.sayılı dosyası ile 123.339,10 TL’nın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalının takip tarihinden sonra 30.1.2015 tarihinde şirkete haricen 93.673,75 TL ödeme yaparak icra takibinde talep edilen borca ve ferilerine yapılan ödeme kadar itiraz ettiğini, ödemenin takipten sonra fakat ödeme emrinin tebliğinden önce yapılması nedeniyle takibin başlatılmasına davalı sebebiyet verdiğinden vekalet ücretinden sorumlu olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın hukuki yarar bulunmadığından reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Ödeme emri borçluya 15/01/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, müdürlük tarafından ödeme emrinin tebliğinden önce 10/01/2020 tarihinde borca itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İİK 62 maddeye göre, ''itiraz etmek isteyen borçlu ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur.'' Davanın konusu, 10/01/2020 tarihli müdürlük kararıdır. Borçlunun ödeme emrinin tebliğ tarihinden önce takipten haberdar olması sebebiyle borca itiraz ettiği, ödeme emri tebliğinin itirazdan sonra gerçekleştiği, alacaklının takibi devam ettirme iradesi mevcut bulunduğu gözetildiğinde icra müdürlüğünce 10/01/2020 tarihinde itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına karar verilmesi hukuken yerinde olup, itiraz üzerine davanın reddine dair verilen mahkeme kararı hukuken yerindedir....
Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı vekili tarafından hakkında Kiraz İcra Müdürlüğü'nün 2018/472 sayılı dosyası üzerinden başlatılan takipten 19/07/2019 tarihinde haberdar olduğunu, tebligatların usulüne uygun yapılmadığını, tarafına usulüne uygun tebligat yapılmadığından borca itiraz süresi ve hakkının da devam ettiğini, borcun tamamına itiraz ettiğini, bu nedenlerle tarafına usulüne uygun tebliğ edilmeyen ödeme emrinin ve tüm işlemlerin iptali ile ödeme emri tebliğ tarihinin 22/07/2019 olduğu gözetilerek itiraz ve şikayetlerinin kabulüne, takibin ve satışın tedbiren durdurulmasına ve adına kayıtlı taşınmazlar üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
İcra müdürlüğü'nün 2019/33713 esas sayılı dosyasında kambiyo senedine özgü takip başlatıldığını, icra takip talebine, ödeme emrine, borca ve ferilerine itiraz ettiklerini, takip dayanağı belgeler ile takip konusu borç tutarının birbiri ile çeliştiğini, ayrıca tebliğ edilen ödeme emrinde takip konusu alacağın anaparası, işlemiş faizi, faiz oranı, faizin başlayacağı gün, takip dayanağı belgelerin tarih ve tutarının ödeme emrinde yer almadığını, müvekkillerinin davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, takibe konu senet tahsil için ibraz edilmediğinden, borcun muaccel olmadığını söyleyerek takibin ve ödeme emrinin iptaline, davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Uyuşmazlık, ilamsız icra takibinde, takibin ve ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. İstanbul 20. İcra Müdürlüğünün 2021/28210 Esas sayılı dosyası ile davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 09/11/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 15/11/2021 tarihinde açıldığı görülmektedir. Davacı - borçlu icra hukuk mahkemesine başvurusunda; Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı kararda değişiklik yapılmasına dair Cumhurbaşkanlığı Kararı ile yapılan değişiklik sonucunda Türkiyede yerleşik kişilerin kendi aralarında döviz cinsinden ya da dövize endeksli sözleşmeler akdetmelerinin yasaklandığını ileri sürerek, ödeme emrinin ve takibin iptali talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince itirazın icra dairesine yapılması gerektiğinden bahisle davanın reddine dair karar verilmiştir....
Bu durumda ödeme emri borçluya 25/10/2020 tarihinde tebliğ edilmiş olmaktadır. Ayrıca borçlunun vekili aracılığıyla 20/10/2020 tarihinde borca itiraz ettiği görülmüş, Her ne kadar ödeme emri tebligatı yapılmadan itiraz edilmişse de, İstanbul BAM 22.HD 04/05/2017 tarih 2017/561 esas 2017/699 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere borçluya ödeme emri tebliğ edilmese de borçlunun itiraz hakkı doğduğundan ve ödeme emrinin tebliği halinde bu tebliğ ile İstanbul BAM 21.HD 19/02/2019 tarih 2018/2749 esas 2019/256 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere ödeme emrinin tebliği ile başkaca itiraz ve şikayet sebepleri sunma imkanı doğduğundan, ödeme emrinin tebliğinden önce itiraz edilmesinde ve bu itiraz kapsamında değerlendirme yapılmasında engel bulunmamaktadır....
Dosyanın incelenmesinden davacı alacaklının ilk olarak ------ dosyasından davalı borçlu aleyhine icra takibi başlattığı ödeme emrinin 09.01.2019 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 15.01.2019 tarihinde borca ve yetkiye itiraz ettiği, davacı vekilinin yetki itirazını kabul ederek dosyanın--- gönderilmesini talep ettiği, takip dosyasının-------Müdürlüğü'ne tevzi edildiği, alacaklı vekilinin ödeme emrinin borçluya tebliğe çıkarılmasını talep ettiği, ödeme emrinin borçluya 15.03.2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 19.03.2019 tarihinde borca itiraz ettiği ve takibin durdurulduğu anlaşılmıştır. ------ tarafından düzenlenmiş ödeme emrinin olmadığı görülmekle bu husus icra müdürlüğünden sorulmuş ------ düzenlenmiş ödeme emrinin olmadığı bildirilmiştir. Kural olarak yetkili icra dairesine gelen icra dosyası ilk takip dosyasının devamıdır....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/10/2022 NUMARASI : 2022/464 ESAS 2022/626 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kayseri Genel İcra Dairesi'nin 2022/37806 Esas sayılı dosyası ile taraflarınca ilamsız icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibine icra emri tebliğ edilmeden borçlu T3 tarafından 29/07/2022 tarihinde itiraz edildiğini, borçlunun henüz borcun içeriğini ve dayanak belgesini görmeden kötü niyetli bir şekilde borcu inkar ederek ödeme emrine itiraz ettiğini, borçluya ödeme emrinin 01/08/2022 tarihinde tebliğ edildiğini ve kanunda belirtilen 7 günlük itiraz süresi içerisinde borca itiraz etmediğini ve ödeme emri tebliğ öncesi yaptığı borca itirazın değerlendirilmemesi...