Dosya içeriğine göre, davacı tarafından idari para cezasının tahsili amacıyla davalı aleyhine B..M.. 2012/11947 sayılı dosyası ile genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 20/12/2012 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 25/12/2012 tarihli dilekçesi ile ödeme emrinin tebliğinden önce 14/12/2012 tarihinde borcu ödediğini belirterek icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği ve ödeme dekontunu itiraz dilekçesine eklediği anlaşılmaktadır. Davalının itiraz dilekçesinin mahiyeti, borcun bulunmadığına ilişkin olmayıp borcun ödendiğine (itfasına) ilişkindir. Nitekim icra memuru tarafından da davalının itirazı bu şekilde değerlendirilmiş, sadece icra takibinin yetki yönünden durdurulmasına karar vermiştir. Şu halde, borçlunun yetki itirazını kabul etmeyen alacaklı yetki itirazının reddini sağlamak için yalnız icra mahkemesinde itirazın kaldırılması yoluna başvurabilir; mahkemede itirazın iptali davası açamaz....
emri düzenlendiğini, usul ve yasaya aykırı söz konusu ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Taraflar arasındaki kambiyo takibine ilişkin borca itiraz nedeniyle yapılan inceleme sonunda, İlk Derece Mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile Antalya 5. İcra Müdürlüğü'nün 2013/2954 esas sayılı dosyasında gönderilen 03.04.2013 tarihli ödeme emrinin 2.365.300,98 TL takip toplamı olarak düzeltilmesine ve fazlaya ilişkin talebin reddine, 20.02.2021 tarihli bilirkişi raporunun icra müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiştir. Kararın şikayetçi borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; davacının istinaf başvurusunun esastan kabulüne; ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına ve şikayetin kabulüne, 29.07.2016 tarihli ödeme emri tebliğ işleminin iptaline, ödeme emri tebliğ işlemi iptal edilmiş olduğundan borca itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki “borca itiraz” talebinden dolayı yapılan yargılama sonunda; Keşan İcra Hukuk Mahkemesi’nin “şikayetin kabulüne, ödeme emrinin iptaline” dair verilen 12/07/2013 gün ve 2013/117 E., 2013/170 K. sayılı karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 02/12/2013 gün ve 2013/32000 E., 2013/38187 K. sayılı kararı ile; "…İİK.'nun 168/5. maddesi hükmüne göre, borçlunun, borca yönelik itirazlarını ödeme emri tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Somut olayda, alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, borçlu ...'ye örnek 10 numaralı ödeme emrinin 22.05.2013 tarihinde tebliğ edildiği, adı geçenin ise İİK.nun 168/5.maddesinde öngörülen 5 günlük yasal süre geçtikten sonra 31.05.2013 tarihinde icra mahkemesine başvurarak borca itiraz ettiği anlaşılmaktadır....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya ödeme emri tebliğ edilmesine rağmen ödeme emrine itiraz etmediğini ve mirasın reddi kararını dosyaya sunmadığını, davacı mirasçı hakkındaki takibin kesinleştiğini, mirasın reddi kararının ödeme emrinin tebliğinden ve takibin kesinleşmesinden önce alınmış bir karar olduğunu, ödeme emrinin tebliğinden ve takibin kesinleşmesinden önce miras reddedildiğinden takibin iptali şartlarının oluşmadığını, davacı aleyhinde birden fazla icra takibi olmasına rağmen davacının hiçbir dosyaya mirasın reddi kararını sunmadığını, bu durumda müvekkilinin mirasçıların mirası reddettiklerinden haberdar olmasının beklenemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
iade etmediğini, bu nedenle davalı hakkında Pınarhisar İcra Müdürlüğü'nün 2014/412 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının takibe haksız itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Ödeme emrinin iptali ise yasayla tazminat yaptırımına tabi tutulmadığından İlk Derece mahkemesince tazminata hükmedilmemiş olması da isabetlidir. Yine davacı vekili sair borca itiraz ve talepleri hakkında karar verilmemesinin hukuka aykırı olduğunu öne sürmüş ise de, borçluya gönderilen ödeme emrinin iptal edildiği, yetkisizlik kararı kesinleştiğinde borçluya yeniden ödeme emri tebliğinin zorunlu olduğu, yeni ödeme emri tebliğ edildiğinde borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde borca ve takibe yönelik itiraz ve şikayetlerini sunabileceği, bu aşamada davacının borca itirazlarının incelenmesine olanak bulunmadığı anlaşılmaktadır....
Gerekçe ve Sonuç İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; alacaklının takip talebinde adresinin ve vergi numarasının bulunmaması her zaman tamamlanabilecek bir eksiklik olduğu, bu durumun ödeme emrinin ve takibin iptali sebebi olmadığı, çeklerin yasal süre içerisinde muhatap bankaya ibraz edildiği, takibe konu çeklerin kambiyo vasfını taşıdığı, keşideci borçludan çek komisyonu talebinin usul ve yasaya uygun olduğu, işlemiş faize ve çek tazminatına açıkça itiraz edilmediği bu nedenle bu yönden inceleme yapılmadığı, mahkemece alınan18.02.2019 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle takip konusu çeklerdeki imzaların borçluya ait olduğu belirtilerek, borçlunun imzaya ve borca itirazının reddine, alacaklının icra inkar tazminatı talebinin yasal koşulları oluşmadığından reddine, borçlunu ödeme emrinin ve takibin iptali isteminin reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Davacı vekili icra müdürlüğüne verdiği 08/02/2020 tarihli dilekçesinde ödeme emri henüz tebliğ edilmese bile itirazın geçerli olduğunu belirtmiştir. Davacının anlaşmazlığı sürdürme iradesinin mevcut olduğu anlaşıldığından, ödeme emri tebliğ edilemese bile davalının itirazı geçerlidir. Kaldı ki, davalının takipte vekille temsil edilmesi nedeniyle ödeme emrinin davalı vekiline tebliğ edilmesi gerekir ise de, takibin öğrenilmesi üzerine davalı vekilinin borca itiraz etmesi karşısında, davalı vekiline ödeme emrinin tebliğinin istenilmesinde hukuki yarar yoktur. Takibin durdurulmasına ilişkin icra memur işleminin davacı tarafça şikayet konusu yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalının yasal süresi içinde borca itiraz ettiği ve takibin durdurulduğu anlaşıldığından, şikayete konu icra memur işleminde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir....
Esas sayılı dosyasına yapılan borçlu itirazının iptali ile takibin devamına, takibe haksız yere itiraz eden davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili 19.10.2020 tarihli takibe itiraz dilekçesinde; davalı müvekkilinin böyle bir borcunun bulunmadığını, bu nedenle borca ve ferilerine itiraz edildiğini, takibin durdurulduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, 2004 sayılı İİK 67.maddesine göre açılan ve faturaya dayalı ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı ödetilmesi istemine ilişkindir. Dava, İİK'nın 67/1. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, itirazın iptali davalarında dava koşullarından birisi de usulüne uygun itirazın bulunmasıdır....