Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; dava dışı .........hakkında 2001/4-2003/2. aylara ilişkin prim borcu nedeniyle icra takibine girişilip, ilgili ödeme emirleri 14.02.2014 tarihinde davacılar murisi ...’a tebliğ edilmiştir. 6183 sayılı Yasanın 55. maddesi kapsamında davacı adına düzenlenmiş ve anılan Yasanın 58. maddesi uyarınca tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin ya da başlatılmış bir icra takibinin bulunmaması, yapılan bu tebliğatın ödeme emri niteliğinde olmayıp borç bildirim yazısından ibaret bulunması karşısında, davanın menfi tespit davası olarak kabul edilip esastan karara bağlanması gerekirken, yazılı biçimde ödeme emirlerin iptaline hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Diğer taraftan, bozma sonrasında davacı ...’nün 03.12.2015 tarihinde vefat ettiği, ne varki yargılamaya mirasçılarının devam ettiğinin anlaşılması karşısında, gerekçeli karar başlığında taraf ehliyeti kalmayan murisin yazılması ile yazılı şekilde karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

    "İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ödeme emri iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir....

      Takip talebinde ve o takip talebine dayalı olarak düzenlenen ödeme emrinde borçlu gösterilmeyen kişiye ödeme emrinin tebliğ edilmiş olması o kişiyi takip borçlusu hâline getirmez ve haciz tehdidi altına sokmaz. Davanın takip sırasında o takip dolayısı ile çıkartılan ödeme emri nedeniyle açılan menfi tespit davası olarak değerlendirildiğinde takipte borçlu olarak gösterilmeyen davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı ve bu itibarla bozma kararının isabetli olduğu söylenebilir. Hukuk Genel Kurulunun çoğunluk görüşünde davacının davası, takip öncesi açılan bir menfi tespit davası olarak değerlendirilerek bu davayı açmakta hukuki yararı olduğu belirtilmiştir....

        İnceleme konusu somut uyuşmazlıkta; davalı ... işyerine ait prim borçları nedeniyle, anılan davalıya karşı yapılan takip sırasında, davacı belediyeye gönderilen 05.07.2002 günlü haciz bildirisinin 23.07.2002 tarihinde tebliğ edildiği, davacı Belediyenin bu tebligatın ve bu tebligata dayalı olarak düzenlenen 07.10.2002 tarihli ödeme emrinin geçersiz olduğuna ilişkin ayrı ayrı dava açtığı, her iki davanın reddedildiği ve haciz bildirisinin tebligatının geçersizliğine ilişkin davanın reddi kararının, Dairemizin 2004/6839-10726 E,K ve 22.11.2004 tarihli ilamı ile onandığı, yine tebligatın geçersizliği nedeniyle açılan ödeme emrinin iptali davasının reddi kararının, 21.HD’sinin 2003/7300-8680 E,K 30.10.2003 tarihli ilamı ile onandığı anlaşılmaktadır. Davalı Kurum aynı alacağa ilişkin olarak yine 06.01.2003 tarihinde yeni bir haciz bildirisi hazırlamış ve davacı ... tebliğ edilmiştir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, dava dışı borçlu ...'in vergi borcu nedeniyle müvekkili şirkete 6.8.2009 tarihinde tebliğ edilen haciz ihbarnamesine cevap verilmemesi nedeniyle müvekkili şirkete 25.9.2009 tarihli ödeme emrinin 5.10.2009 tarihinde tebliğ edildiğini, borçluyla 1.1.2009 tarihli iş ilişkisi nedeniyle alacağının 6.5.2009 tarihinde ödendiğini, haciz bildirim tarihi itibarıyla dava dışı 3. kişiye borçları olmadığından 6.8.2009 haciz bildirisiyle 25.9.2009 tarihli ödeme emrinin iptaline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı idare vekili, davanın reddini savunmuştur....

            , Tarafları ve dava konusunun aynı olması sebebiyle Derdestlik itirazında bulunuyor oluklarını, menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar, itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını, 6100 sayılı HMK.’nun 114. maddesinde hukuki yararın dava şartı olarak kabul edilmiş olduğunu, davacı menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğunu ispat edemezse dava şartı olan hukuki yararın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddedilmesi gerektiğini, alacaklının “itirazın iptali davası’’ açmasından sonra, borçlu tarafından “menfi tespit davası’’ açılamayacağı, çünkü bu davacı açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerek doktrinde ve gerekse uygulamada tereddütsüz kabul edilmekte olduğunu, sonuç olarak Menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar, itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası...

              ÖDEME EMRİNE İTİRAZÖDEME EMRİNİN İPTALİ 492 S. HARÇLAR KANUNU [ Madde 16 ] 6183 S. AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN [ Madde 58 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki “ “ödeme emrinin iptali” ” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 6.İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 19.04.2006 gün ve 2006/257-156 sayılı kararın incelenmesi taraf vekillleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 09.04.2007 gün ve 2006/7151-2007/6179 sayılı ilamı ile; (“ “...Dava, davalı kurum tarafından 2006/10495 Sayılı takip dosyasından gönderilen 514.739,97 YTL'lik ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kabulü ile davacı yararına maktu vekalet ücretine karar verilmiştir. Dava konusu hakkın değeri para ile ölçülebilen haklardan olduğu açıktır. Hal böyle olunca, dava, 492 sayılı harçlar yasasının 16.maddesi ile 1 sayılı tarifedeki nisbi esas üzerinden harca tabidir....

                nin tarafından açılan menfi tespit davasının reddilmesi üzerine, icra takip dosyasında alackalının talebi ile borçlu şirkete, menfi tespit davasında borçlu aleyhine hükmedilen inkar tazminatı ve yargılama giderlerine ilşkin 4-5 örnek icra emrinin tebliğ edildiği, borçlu şirketin icra mahkemesine başvurarrak menfi tespit kararının kesinleşmediğini ileri sürerek icra emrinin ve bu yöndeki takibin iptalini talep ettiği, mahkemece davanın kabulü ile.... İcra Müdürlüğü'nün 2013/9917 E. sayılı takibin iptaline karar verildiği görülmektedir. Mahkemece, 4-5 örnek icra emrinin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, takibin tümden iptali sonucunu doğuracak şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile......

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı,Kurum tarafından gönderilen ödeme emrinin iptaliyle,borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ...... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara,toplanan delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan halan temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, davacı hakkında 1998-2002 yılları arasındaki pirim borçları nedeniyle yapılan takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrinin iptali ve borçlu olmadığının tesbiti(menfi tesbit) istemine ilişkindir....

                    Mahkemesi KARAR Dava, ödeme emri ve haczin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....

                      UYAP Entegrasyonu