Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Eldeki davada ise, davacı adına düzenlenen bir ödeme emrinin bulunmaması karşısında, 6183 sayılı Yasanın 55. maddesi kapsamında davacı adına düzenlenmiş ve anılan Yasanın 58. maddesi uyarınca tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin ya da başlatılmış bir icra takibinin bulunmaması, yapılan bu tebligatın ödeme emri niteliğinde olmayıp borç bildirim yazısından ibaret bulunması karşısında, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğu ve menfi tespit davası olarak kabul edilip işin esastan karara bağlanması gerekirken, yazılı biçimde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 2-5510 sayılı Kanunun 102’nci(506 sayılı Kanunun 140) maddesinde davalı Kurum tarafından verilen idari para cezaları ile ilgili usul ve esaslar özel bir şekilde düzenlenmiştir....

    Şti'ne ait vergi borçları nedeniyle, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 79. maddesi uyarınca, davacı adına düzenlenen ... tarih ve ... sayılı ödeme emrinin iptali istemiyla dava açılmıştır....

      İş Mahkemesi Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın temyizen incelenmesi davalı Kurum vekili tarafından istenilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. I-İSTEM: Davacı vekili; Davalı Kurumca, dava dışı ... Elektrik San. İmalat ve Taah. A.Ş.’nin (Eski unvanı ... Elek. San. İmal. Ve Taah. A.Ş.)prim borcu sebebiyle, müvekkili hakkında anılan şirketin kanuni temsilcisi olduğundan bahisle, 9 adet ödeme emrinin tebliğ edildiğini, sözkonusu ödeme emirlerinin zamanaşımına uğradığını beyanla, ödeme emirlerinin iptalini talep ve dava etmiştir....

        "İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davaya konu olayda, davacı şirket aleyhine kesilen idari para cezalarının tahsili amacı ile şirket adına düzenlenen 6 adet ödeme emrinin tebliğ edildiği, davacının, anılan borçların zamanaşımına uğradığı iddiası ile sorumlu olmadığı gerekçesi ile ödeme emrinin iptali istemi ile dava açtığı anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 140....

          E sayılı dosyasından takip talebinin USD olarak, ödeme emrinin ise EURO olarak düzenlendiğini, söz konusu takibin iptalinin gerektiğini,14.04.2022 tarihli takip talebine 1 USD 14,70 TL denilmek suretiyle harca esas değer tespit edildiğini, takip talebinin USD icra takibi içeren bir takip talebi olduğunu, harca esas değer olarak da 8.227.207,80 TL olarak belirtildiğinin, ödeme emrinde ise istemin EURO olarak yapıldığını, 15.04.2022 tarihli EURO kur değerinin de 16,03 TL olduğunu, harca esas değerin de 8.971.574,22 TL olduğu şeklinde USD olarak değil EURO olarak düzenlendiğinin, takip talebinin 8.227.207,80 TL, ödeme emrinin ise 8.971.574,22 TL olarak düzenlenmiş olması nedeniyle takip talebinin, ödeme emrinin ve sonuçta icra takibin iptalini gerektirecek hukuksal nedenler bulunduğunu, takip talebinde ve ödeme emrinde esas unsurlardan olan takip alacaklısının adresinin bildirilmediğini, takip borçlusunun tüzel kişi olması nedeniyle yapılan ödeme emri tebligatının usulüne uygun olmadığını...

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; Üçüncü Şahsın Vergi Borcu Sebebi ile Tebliğ Edilen Ödeme Emrinin İptali ve Menfi Tespit istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça istinaf edilmiştir. 6183 sayılı Yasanın 79/III. maddesi uyarınca alacaklı kamu idaresi tarafından kendisine haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü kişi, aynı bentte gösterilen nedenlere dayanak haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak itiraz edebilir. Aynı maddenin IV. bendine göre de herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açma hakkına sahiptir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; Üçüncü Şahsın Vergi Borcu Sebebi ile Tebliğ Edilen Ödeme Emrinin İptali ve Menfi Tespit istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça istinaf edilmiştir. 6183 sayılı Yasanın 79/III. maddesi uyarınca alacaklı kamu idaresi tarafından kendisine haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü kişi, aynı bentte gösterilen nedenlere dayanak haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak itiraz edebilir. Aynı maddenin IV. bendine göre de herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açma hakkına sahiptir....

            Somut olayda; ödeme emirlerinin davacıya 9.5.2012 tarihinde tebliğ edildiği ve davanın 7 günlük süreden sonra 8.6.2012 tarihinde açıldığı görülmektedir.Ancak davacının ihtilaf konusu dönem sadece yönetim kurulu üyesi olduğu, dosyada davacının yönetim kurulu üyeliği dışında kendisini "üst düzey yönetici" ve "yetkili" konumuna getirtecek bir görev üstlendiğine dair belge ve yönetim kurulu kararının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacının prim borcunun doğduğu dönemde yönetim kurulu başkanı, başkan yardımcısı veya temsil ve ilzam yetkisine sahip yönetim kurulu üyesi (Sayman) olduğu saptanmadığı sürece yönetim kurulu üyesi olması işveren ile birlikte prim borçlarından sorumlu olması sonucunu doğurmayacağından ve davacıya karşı doğrudan takip yapılamayacağından, dava ödeme emrinin iptali değil bir menfi tespit davasıdır....

              Taraflar arasındaki ödeme emrinin iptali ve menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararın davalı kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü: Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir....

                GEREKÇE: Dairemizce dosya üzerinden tarafların iddia ve savunmaları, dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile 6100 Sayılı HMK'nun 352/1- d ve 355 maddeleri uyarınca istinaf başvuru dilekçesinde açıklanan istinaf sebep ve gerekçeleri ile sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda; Dava; ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; davanın kabulü ile dava konusu ödeme emirlerinin iptaline karar verildiği ve verilen karara karşı davalı Kurum tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu görülmüştür....

                UYAP Entegrasyonu